BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ?
KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA NEDİR ?
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?
BAŞ BAĞLATMAMAK, TÜRBAN BAĞLATMAMAK NEDİR
?
HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ
NEDİR ?
İSTİKLAL HARBİMİZDE, MİLLETİMİZİN, ARDINDA
SIRA DAĞLAR GİBİ DURDUĞU,
YENİ DEVLETİMİZİN KURUCUSU OLAN,
BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün,
Kendi eliyle yazdığı Mektuplarında,
CUMHURİYET İLKELERİNDEN, LAİKLİĞİ, LAİK
EĞİTİM ve ÖĞRETİM İLKESİNİ TANIMLAMASI,
CUMHURİYET İLKELERİNDEN, KADINLARIN KILIK
KIYAFETİ TANIMLAMASI,
KILIK KIYAFET KANUNU ve TATBİK SURETİNİ
GÖSTERİR NİZAMNAME KANUNU, NEDİR ?
ANAYASAMIZA, IKILAB KANUNUMUZ KILIK
KIYAFET KANUNUNA GÖRE, TÜRBAN NEDİR ?
İslam Dininin Sahibi, Allah Zül Celal ve
Allah Rasulu Muhammed Aleyhisselamdır,
İslam
Dininin Olmazsa Olmazları, Asli Hükmiyetleri, Allah Zül Celalin Ayetleri ve
Allah Rasulunun Hadisleridir,
İslam
Dininin, Olmazsa Olmazlarını, Ondan Bundan değil,
İslam
Dinini Sahibinden, Allah Zül Celal ve Allah Rasulunden Öğrenin,
İslam Dininin İnancını, İman Etmiş olma
şartlarını İbadetlerini ve gereklerini,
Tam
ve Doğru olarak öğrenmezseniz, Öğrenmek istemezseniz, Öğrenmeden Yaşarsanız,
Bence
diyerek, Yaşadığınızın, Doğru İnanç, İman ve İbadet olduğuna inanır ve
yaşarsınız,
Buda
bizi, Sapıklaşmaktan ve Sapıklıktan başka bir yere götürmez, götüremez,
Elzem, Olmazsa Olmaz Konuları, Anlam ve
Hükmiyet sıralaması ile arka arkaya gelen Ayet ve Hadislerdeki
Hükmiyetlerin,
Nasıl ve Ne şekilde Tecelli ettiğini Gerçekleştiğini Kendi yaşamınızdan
göreceksiniz,
Kendi
yaşamınızdan anlayacaksınız,
İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK ALİ İMRAN SURESİ AYET 19
“
Mutlakki, Allah Katında Kabul edilecek olan Din, İslam Dinidir,” der,
İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK MAİDE
SURESİ AYET 3
“
Allah Zül Celal,” Size Din olarak İslam Dinini Beğendim ve Seçtim ve Size
Dininizi tamamladım, “ der,
İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK ZÜMER
SURESİ AYET 2
“
Mutlak ki Biz Size, Kitabınız Kuranı Kerimi, İslam Dinini, Cebrail
Aleyhisselala ve Rasulum ile Hak olarak indirdik,
Onun
için, Dininiz, Allah ve Rasulunun Dini oluncaya kadar, Dininizi Allaha ve
Rasulune Halis Kılınız,
Sadece
ve Sadece Allaha ve Rasulune Tahsis ediniz, Allaha İbadet ediniz,”der,
İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK HUCCURAT
SURESİ AYET 7
“
Çok İyi ve Mutlak Biliniz ki, Allah Zül Celal Ayetleri ile,
Rasulu
Muhammet Aleyhisselam Sözleri ile İçinizdedir, Sizinle beraberdir,” der,
İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK HAÇ SURESİ AYET 67
“ Her Ümmete, O Ümmeti Hidayete, Doğruluğa
götüren, İnsanları Rabbine onunla İman, İtaat ve İbadet etmeleri
Ve çalışmaları için Bir Şeriat Tayin ettim,
İman Edenlerin, Edeceklerin İmanlarınıda, İtaatlerinide, İbadetlerinide,
Çalışmalarınıda Şeriatla Tayin ettim, Şeriat
Hükmiyetlerini Yok saymayınız, Şeriatın Hükmiyetleri konusunda,
Kendi fikirlerinizle Olur yada olmaz diyerek
Çekişme, Liza çıkarmayınız, Hükmiyetsizleştirmeye Kalkmayınız,” der,
İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK ZÜMER
SURESİ AYET 11
“
Rasulum Deki, Dininizi, Allah Zül Celale Halis kılarak, ( başka şeyleri
karıştırmayarak )
İman
ve İbadet Etmekle Emrolundunuz,”der,
İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK HUCCURAT SURESİ AYET 3, 1 ve 2
“ Ey
Allah Zül Celale, Rasulu Hz Muhammede, İslam Dinine İman ve Amel edenler,
Sözlerinizi,
Fikrinizi, Hükmünüzü, Allahın ve Allah Rasulu Muhammed Aleyhisselamın
Sözünün, Fikrinin,
Hükmiyetinin
üzerine çıkartmayın, Allah Zül Celal ve Muhammed Aleyhisselamdan önce konuşmaya
kalkmayın,”
“ Allah
Zül Celal Ayetleri ile, Rasulu olan Muhammed Aleyhisselam Sözleri ile Size Bir
Hükmiyet Verdiğinde,
Allah
Zül Celalin Ayeti Hükmiyetine, Rasulu Muhammed Aleyhisselamın Sözü Hükmiyetine Muhalif
bir Hükmiyet
çıkartmayın, böyle
yaparsanız, Bütün Amelleriniz Mahvolup, Yok olup boşa gidecektir,“ der,
İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK HAŞR SURESİ AYET 7
“
Ben Allah Zül Celal, Rasulum Muhammed Aleyhisselam, Ne yapacağınız, Ne
yapmayacağınız konusunda,
Size
Helaller, Haramlar ve Amelleriniz, İbadetleriniz olarak Size Neyi verdikse onu
alın,
Rasulum Ne Söylediyse Dinleyin,
söylediklerini ve yaptıklarını yapın, yapmadıklarını değil,
Size Neyi yasaklandı ise, Neyi Haram Kılındı
ise Ondan Sakının Kaçının, Onu yapmayın,
Zira
bunlar Allah Zül Celal olan Benim ve Rasulunun Hudutları Sınırlarıdır,”
der,
İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK HUCCURAT
SURESİ AYET 16
“ Rasulum
Onlara Sor, “ Allahın, Dininde bir Fazlalık,
bir Eksiklikmi var,?
Ya
Eksiltiyorsunuz, Ya Yapmayacağınız, Yapamayacağınız, Devam edemeyeceğiniz
Şeyleri ekliyorsunuz,
Rasulum Onlara Sor, “ Allahın Dinini, Dindarlığı,
Allahın Bilmediği bir İbadeti,
Allah
Zül Celale ve Rasulunemi öğretiyorsunuz ?
İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK HADİD SURESİ AYET 27
“ Ruhbanlığı,
( Allah ile Kul arasına Vasıta olarak icad ettiğiniz, Din adamlığını, İnanç
Öndeliğini )
Ben
Onlara yazmadım, Ruhbanlığı, Din Adamlığını, İnanç Önderliğini, Siz İcad
ettiniz,
Ruhbanlığı
( Din Adamlığını, İnanç Önderliğini ) İcad edenler, sapıtmış ve yoldan çıkmışlardır,
“ der.
İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK ŞUURA SURESİ AYET 14
“
Onlar, Din Üzerlerine Tamamlandıktan, Kendilerine İlim geldikten sonra,
Sırf
Aralarındaki İhtirastan, Çekememezlikten, Dinlerinde Tefrika ile birbirleri ile
Ayrılığa düştüler,
ve
dahi devam edecekler, ” der,
İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK ZÜMER
SURESİ AYET 3
“
Mutlak bilinizki, İslam Dini, Halis Din, Ancak ve Mutlak, Allah Zül Celalin ve Rasulunun Dinidir,
(
Veliler, Evliyalar, Tarikatlar diyerek, Dinde İhtilaflar, çekişmeler,
ayrışmalar çıkarma Dini değildir,)
Biz Onlarla, bu Velilerle, Evliyalarla,
Tarikatlarla, bizi Allah'a daha çok yaklaştırsın diye tabi oluyoruz derler Ya,
(
Veliler, Evliyalar, Tarikat diyerek,) İslam Dininde İhtilaf, çekişme,
ayrışmalar çıkaranlara, Dinine ihtilâf Sokanlara,
Nifak
Sokanlara, Allah Zül Celal hükmünü verdiği zaman onlarda, sizde göreceksiniz,”
der,
İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK ZÜMER
SURESİ AYET 14
“
Dininizi, Dininizdeki İbadetlerinizi, Yalnız ve Mutlak olarak, Allah Zül Celale
Halis kılarak, İbadet ediniz,
Kulluk
ediniz, Sonra Hüsrana düşenlerden olmayın, ” der,
İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK
CAMİUL AHLAKIR HADİS
No C1 H196
Sahabeden İbni Şirin (ra) anlatıyor, Allah
Rasûlu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Sözlerim, Hadislerim konusunda Allah Zül Celalden Korkun,
Allah
Zül Celalin Ayetlerindeki, Benim Sözlerimi, Hadislerimi, Kimden aldığınıza
Azami Dikkat ediniz,
Ayetlerdeki,
Sözlerimdeki Anlamların, Hükümlerin açıklamalarını Kimden aldığınıza Azami
Dikkat ediniz,
Ayetlerdeki,
Sözlerimdeki Anlamları, Hükümleri, Anlamları Daraltmadıklarına, Azami Dikkat
ediniz,
Zira
Ayetler ve Sözlerim, SİZİN DİNİNİZ dir,
Sonra, Dininiz, Onun bunun söyledikleri,
Bence diyerek, ekleyip çıkarttığınız şeyler Dininiz Olur,” dedi der,
İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK TALAK
SURESİ AYET 1
“
İşte Bunlar Allah Zül Celalin Sizin için Kıldığı Hudutlarıdır, Sınırlarıdır,
Her
Kim ki Allah Zül Celalin Hudutlarını, Sınırlarını aşmaya kalkarsa, ancak ve
Mutlak Kendine Zulmetmiş olur,
İnkarcılardan
Kafirlerden olmuş olur,”der,
Yani, İslam
Dinini, Şeyhlik, Müritlik Dini değil, Ruhbanlık Cemaati Dini yaparak değil,
İslam Dinini, Dedeler, Babalar, Bacılar, Pirler Dini değil, Sema veya Semah
Fokloru Dini değil,
İslam Dinini, İlahi, Gazel, Kaside, Mevlid, Naat, Şiir, Değiş, Türkü okuma
Dini değil,
İslam Dinini, Masal, Hikaye, Kıssa, Menkıbe anlatımıyla İroni Dini değil,
Afyon
gibi anlatımla Uyuşturma Dini değil,
İslam Dinini, Hanefilere göre şöyle, Şafilere göre şöyle diyerek, İslam Dinini,
Mezheplere uydurulmuş,
Mezheplere
yapıştırılmış, Birbirinin Tam Zıddı olan Fetvalarla, Mezhep Fetvaları Dini
değil,
İslam Dinini, Peygamberimizin Mezhebi hangisiydi dedirten Mezhepçilikle,
Mezhep Dini değil,
İslam Dinini, Peygamberimizin Tarikatı hangisiydi dedirten Tarikatçılıkla,
Tarikat Dini değil,
İslam Dinini, Onun Bunun Söylediklerine göre, Onun Bunun Fetva verdiklerine
göre, Fetva Dini değil,
Dinayet, Din İşleri Yüksek
Kurulu, Yüksek Atma Dini değil, Güzel Kuran Okuma diyerek, TEGANNİ Dini değil,
Bence
Diyerek, Kendi Fikrini, Allah Zül Celale ve Rasulune, Şirk koşmuş olmakla, Şirk
Dini Değil,
Entel Dantel Sosyete
İlahiyat Profları Dini değil, İslamcı Yazar Dini değil,
Yahudiler
ve Hristiyanlar gibi Sadece ve Sadece İlahi söylemek, Dua yapmak ile, İlahi ile
Dua Dini değil,
Vakit
Namazları kılmamakla, Müslümanın Yahudisi, Hristiyanı Dini değil,
Müslümanın
Ateistliği Dini, Kendi Fikri Dini değil,
İslam
Dininin, Edep Haya ve İffetine uymamakla, Çağdaşlık, İlericilik, Kemalistlik,
Dini değil,
Modernlik,
Şıklık, Cinsel Özgürlük, Cinsel Teşhircilik, Dekoltelik Dini değil,
Pornfösör
Adnan Oktar ve Hayasız Kediciklerinden, Hayasızlık ve İffetsizlikle,
İffetsizlik ve Hayasızlık Dini değil,
İslam Dininden Nefret
ettirmek için kurulmuş olan teşkilatlar, Işıd, Hizbul Vahşi, Hizbul Tahrir,
Elkaide Dini değil,
Dini
özgürlük, İfade özgürlüğü diyerek yutturdukları, Laiklik Dini değil,
İslam Dinini, Allah Zül Celale Miraç ile,
Tamamen Allah Zül Celalin Kitabı Kuranı Kerim Ayetlerinde Emrettiği,
Allah
Rasulunun Hadislerinde Bildirdiği ve Sünnetlerinde gösterdiği Din, Allah ve
Rasulunun Dini oluncaya kadar,
İslam Dininin Doğrusunu, Allah Zül Celalin
bildirdiği Kitabı Kuranı Kerim Ayetlerinden,
Allah
Rasulunun bildirdiği, Sözlerinden, Hadislerinden, Sünnetinden Öğrenip,
Doğru
olanı Helal olanı yapmakla, Yanlış olandan, Haram olandan sakınıp kaçınmakla,
yapmamakla,
Dillerinizle,
Doğrusunu söyleyip Yanlışı terk Etmeye, ettirmeye çalışmakla,
Evladlarınıza
ve Başkalarına anlatıp Öğretmekle, Canla Başla, Gayretle Cehd ederek, ibadet
ediniz der,
Allah Zül Celal ve Rasulum, Dininizde
Fırkalaşmayın, Tarikatlara, Cemaatlere ayrışmayın,
Tezatlığa,
Zıtlaşmaya, Cepheleşmeye düşmeyin, Ruhbanlık yapan, Din adamı kisvesindeki,
Meczuplara uymayın,
Yahudiler,
Hristiyanlar gibi Ruhbanlaşmayın, Ruhban olan Din Adamlarına Tabi olmayın,
bunlardan
uzak
durun, Zira bunlar, aranızda Düşmanlıklar çıkarır, Dininizi Allah ve Rasulunun
Dini olmaktan çıkarır,
Dininiz,
Allahın ve Rasulunun dini değil, Ruhbanların uydurduğu, Kendinize uydurduğunuz,
Din olur,
Şirk
koşmuş olup, Şirkiniz ilede, İslam Dinini Kaybetmiş olursunuz, der,
DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK İNSAN
SURESİ AYET 2
“
İnsanı İmtihan etmek için, Gören ve İşiten Düşünen olarak Yarattım, “ der,
DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK RAAD
SURESİ AYET 19
“
Rabbinden, Sana İndirilenin, Hak olduğunu bilen ve kabul eden kimse ile,
Hak
olduğunu, İnkar eden kabul etmeyen kimse aynı olurmu ?
Bunu,
Ancak Akılı Selim Sahipleri Düşünür ve Anlar “ der,
DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK HUUD
SURESİ AYET 24 ve 30
“
Gören, İşiten, Duyan, Gördüğü, İşittiği, Duyduğunun üzerinde Düşünenlerle,
Fasık
Kör Olanlar, Baktığı halde görmeyenler, Görmek istemeyenler,
Fasık
Sağır olanlar, İşittiği halde Duymayanlar, Duymak istemeyenler aynı olumu,
?
Haala
Düşünmeyecekmisiniz ? Siz Hiç Düşünmeyecekmisiniz ? ” diye soruyor,
Güya
İslam Dinini Anlatıyorlar,
Sadece ve sadece İslamın Tarihi ve Muhterem
Zaatlar Menkıbeleri, Kerametleri anlatılıyor,
İslam
Dini diyerek, Sadece ve sadece etrafında, Tarihinde, Sahabe ve Muhterem Zaatlar
Menkıbelerinde,
Kıssalarında
dolaşmayın, İslam Dininin içine, Olmazsa olmaz Amellerine giriniz,
Zira, YEVMİ
MAHŞER HESABIN da, İslamın etrafında
dolaşmaktan değil,
Muhterem
Zaatlar Kerametlerinden, Kıssalardan, Hikayelerden, Masallardan sorulacak
değil,
İslamın
Tarihinden sorulacak değil,
İslam
Dininin, İman Etmiş olma Şartlarından, SORGULANACAKSINIZ,
İslam Dininin, Olmazsa Olmaz Amellerini yapıp yapmadığınızdan, SORGULANACAKSINIZ,
İslam
Dininin, Olmaması Gerekenlerinden, SORGULANACAKSINIZ,
Yani, Mahşerde, İlk Önce, İmanınızın Olup
Olmadığından Sorgulanacaksınız,
sonra,
İmanınızın Olmazsa Olmaz Şartlarını, Yerine getirip getirmediğinizden
Sorgulanacaksınız,
sonra,
İbadetlerinizi yapıp yapmadığınızdan ve Eksikliklerinden Sorgulanacaksınız,
İslam Dinine İman Etmiş olmanızı,
Yapmanız Şart olan Olmasa Olmaz Amellerini,
Yapmamanız Şart olan Olmazları,
İslam Dininin Sahibine, Allah Zül Celale ve
Rasulune İspat etmek Zorundasınız, !!!
Hiç, İmanınızı ve Amellerinizi, Sahibine
İspat etmeyi Düşündünüzmü ? !!!
Şimdi, Sizin Dininiz, Kimin Dini oluyor ? Şimdiden düşünerek okuyunuz,
BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ? NUR SURESİ AYET 31
“ Ey
Peygamber Rasulum, İman eden, Mümin olan Kadınlara ve Kızlara deki,
Saçınızdan, Omuzunuzdan Bileklerinize kadar
Ziynet yerleriniz,
Boynunuz,
( Göğüsleriniz, Baldır ve Bacaklarınız,) Avret bölgelerinizdir, Mahrem
Yerlerinizdir,
Baş Örtülerinizi ( Türbanınızı, ) Yakalarınızın,
Boyunlarınızın üzerinden
(
Göğüslerinizi kapatacak şekilde ) Salıp, Boynunuzu, Gerdanınızı (
Göğüslerinizle beraber ) örtün, Gizleyin,
Saçınızdan, Boynunuzdan ( Göğüslerinizide
örtecek saklayacak kadar, )
Omuzunuzdan
Bileklerinize kadar olan Ziynet yerlerinizi, ( Kollarınızı, Göğüslerinizi,
Dişiliğinizi,
Cinselliğinizi,
dışarı fışkırtarak,) Yabancı Erkeklere
Teşhir Etmeyin,
Ayaklarınızı, Yere vurarak, Topuklarınızdan
Ses çıkartarak yürümeyin,
Erkeklerin
Şehvet dolu Bakışlarından Kendi Namusunuzu, İffetinizi, Irzınızı ve Canınızı
Esirgeyip Koruyunuz,
Sizlere Haram olan Erkeklere bakmayın,
Bakışlarınızı Yumun, Edepsizliklere, Hayasızlıklara,
Haram
ve Yasak olan şeylere, Gözlerinizi dikmeyin, Bakmayın, İlgilenmeyin,
Bu
şekilde hareket etmeniz, Kendi Namusunuzu, İffetinizi, Irzınızı ve Canınızı
Koruyabilmeniz için,
Kendiniz
için daha temiz, daha yararlı bir davranıştır “ der,
BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ? AHZAB SURESİ AYET 59
“ Ey
Peygamber Rasulum, İman eden, Mümin olan Kadınlara ve Kızlara deki,
“ Ey
Peygamber Kadınları, Allaha, Rasulune, İslam Dinine İman eden Kadınlar,
Sizler
Herhangi diğer Kadınlar gibi değilsiniz, Onun Bunun Kadını gibi Değilsiniz,
Sizler İslam Kadınısınız,
“ Ey
Peygamber, Allaha ve Rasulune İman eden, İbadetlerini yapan, Kadınlara ve
Kızlara söyle,
Evden
dışarı çıkarken, Çilbablarını, Giysileri ile Cinselliklerini kendilerini
örtsünler,
(
Giysileriniz, Üzeriniz açılmayacak açıkta kalmayacak şekilde olmalıdır,
Kılık
Kıyafetlerini, Çok düzgün bir şekilde seçip, Çok düzgün bir şekilde
giyinsinler,)
Edep ve Haya ile, Doğru Düzgün Kılık Kıyafet
giyinin, Sizin Namusluca Tanınmanız,
Korunmanız
ve İncitilmemeniz için En Güzel, En elverişli, En uygun Kılık Kıyafet Şekliniz
budur,” der,
BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ? AHZAB SURESİ AYET 32
“ Ey
Peygamber Kadınları, Allaha, Rasulune, İslam Dinine İman eden Kadınlar,
Sizler
Herhangi diğer Kadınlar gibi değilsiniz, Onun Bunun Kadını gibi Değilsiniz,
Sizler İslam Kadınısınız,
“ Ey
Kadınlar ve Kızlar, Kalbinizde,
(
Modern Giyim, Şık Kılık Kıyafet adına, Güzel Görünmek, Süslenmek, Makyaj yapmak
adına,
Gizli
ve Çok ama Çok bulaşıcı olan, Bulaştıkca da Sizi dahada sapıttıran,
Kendinizi,
Kendi Güzelliğinizi, Kendi Dişiliğinizi Teşhir etme) Cinsellik Hastalığınız
vardır,
Ey Kadınlar ve Kızlar, Fıtratınızdaki, (
Cinselliğinizi, Dişiliğinizi Hayasızlıkla Gerdire Gerdire Açıp Saçıp,
Teşhir
edip, Modernlik, Çağdaşlık, Şıklık diyerek, Şıllık olmak, Hastalığınız
ile,)
Kalbinde
Cinsellik Hastalığı olan, Fuhuş Hastalığı olan Erkeklerin Gözlerine yedirmeyin,
Ey Kadınlar ve Kızlar, Kalbinde, Cinsellik
Hastalığı, Fuhuş Hastalığı olan,
(
Aklı belden aşağı çalışan Art Niyetli İnsanlardan, Tecavüzcülerden, Kadın
Simsarlarından, Satanistlerden,
Sapıklardan
) Kendinizi, Canınızı, Namusunuzu, Irzınızı İffetinizi Korumak istiyorsanız,
Kocanızdan
Başka Erkeklerle, Cilveli, Şuh bir Eda ile Konuşmayın,
(
Cinselliğinize, Kendinize Cezbedecek şekilde,) Söz Söylemeyin, Kırıtmayın,
(
Şeffaf, Transparan, Streçh, Badi, Mini ve Dekolte olan Kıyafetlerle,
Vucud
Hatlarınızı, Cinsel ve Mahrem Yerlerinizi, Cinselliğinizi Teşhir etmiş şekilde,
Erkeklerin
Cinsel Arzularını üzerinize çeken biçimde ve şekilde giyinmeyin,)
Sözünüzü, Başkalarına Cilveli ve cezp edici
olmayan bir uslupla dosdoğru bir şekilde söyleyin,
(
Göz Zinası, Göz Fuhuşu Yapmayın, Yaptırmayın,) Bu Hastalığın Tek Tedavisi Haya
etmektir,
Edepli
ve Hayalı olunki, Kalbinde Cinsellik Hastalığı bulunan Erkekler, Sizin
Üzerinize Tamaha düşmesin,
(
Sadece ve Sadece Kocanıza karşı Şuh ve Cilveli olun,) ” der
BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ? EBU DAVUT HADİS No 4116
Sahabeden Dıhye Bin Kelbi (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“ Ey
Kadınlar, Elbiseniz iki parçadır,
Elbisenizin birinci Parçası, Vucud Hatlarınızı
belli etmeyecek, kapatacak şekilde,
Cinselliğinizi
TEŞHİR etmeyecek, Bol ve Geniş olan Kılık Kıyafet Giyinmenizdir,
(
Kılık Kıyafetinizden, Beden teninizi göstermeyecek kadar,) Kalın kumaş veya Astarlı
olarak Giyinmenizdir,
( Tabiatınızda
bulunan, Kadın Cinselliğinizin dışarıya Teşhir edilmemesidir,
Kalbinde
Cinsellik hastalığı bulunan İnsanların Size Zarar verememesi için uygun olan
Kılık Kıyafettir, Tesettürdür)
Elbisenizin İkinci Parçası, Başınızı örtmenizdir,
Baş Örtüsüdür, ( Kılık Kıyafetlerinizi, Baş Örtünüz,
Türban
ile birlikte, Eteklerinizi Ayak Bileklerinize kadar uzun olmak üzere, altlı
üstlü giyinmenizdir ) “ dedi der,
BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ? EBU DAVUD HADİS No 4116
Sahabeden Dıhye Bin Kelbi (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Seleme,
Kutbiye
denilen ince kumaşlar getirilmişti, O Kumaşlardan bir Parçada bana verdi ve “
Bu Parçayı İkiye böl,
bir
kısmını kendine Gömlek Dik, Diğer parçasınıda Hanımına ver Onu kendisine Baş
örtüsü yapsın,” dedi der,
BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ? AHMED BİN HAMBEL ZÜHD HADİS No
2232
Sahabeden Ubeyd Bin Umeyr (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
"
Siz de ( Kılık Kıyafetinizle ) Allah'tan
Haya etmeyi, İnsanlardan Utanmayı tercih ediniz, " dedi der,
BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ? METALİBUL ALİYE HADİS No 2600
Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“ Allah
Zül Celalden Devamlı Edep ve Haya talep edin,
Zira
ilk Kaybedeceğiniz şey, Edep ve Hayanızdır, Utanma duygunuzdur,
(
Kılık Kıyafetinde Haya yı kaldırmanızdır, ) “ dedi der,
BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ? EBU DAVUD HADİS No 4012
Sahabeden Ebu Yala (ra) anlatıyor, Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Muhakkakki Allah Zül Celal, Utanma, Gizlenme sahibidir, Utanmayı ve Gizlenmeyi
sever, Sizde Utanmayı ve
Gizlenmeyi
Seviniz ve Allah Zül Celale karşı utanınız, Gizli Günahlarınızdan dahi
sakınınız ” dedi der,
BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ? TİRMİZİ HADİS No 2769 ve 2794
Sahabeden Behz Bin Hakim (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“ Kılık
Kıyafetinizle, Mahrem yerlerinizi, Edep ve Haya yerlerinizi, Vucut hatlarınızı,
Belirgin bir şekle getirmeyin,
Teşhir
etmeyin, ( tabiatınızda bulunan Cinselliğinizi, Dişiliğinizi dışarı fışkırtmayın,
)
“ Erkek, Erkeklere karşı, Kadın Kadınlara
karşı, Erkek, Kadınlara karşı, Kadın Erkeklere karşı,
Kücük Büğüğüne karşı, Büyük Küçüğüne Karşı,
Örtülmesi gereken yerlerini, Avret Mahallini Örtsün, Giyinsin,
Avret Mahali görünecek şekilde bulunmasın,
Avret Mahalini Örtmek Giyinmek Edep ve Hayadandır dedi,
Allah Rasulune, Kişi Tek başına olduğundada
Örtünmesi Giyinmesi gereklimi diye sorduk,
Allah Rasulu Cevaben,“ Kendisinden Haya edilip
Utanılmaya En layık olan Zaat, Allah Zül Celaldir,” dedi der,
BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ? MUVATTA GİYİM HADİS No 6
Allah Rasulunun Hanımlarından ve Müminlerin
Annesi Hz Aişe (ra) anlatıyor,
(
Kardeşim Esma ve ) Abdurrahmanın Kızı Hazfa, Saçlarını gösteren İnce bir Baş
Örtüsü ile gelince,
Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana, “ Hafzanın Başındaki İnce Baş örtüsünü
Yırt,
Saçını
belli etmeyen Bir Baş Örtüsü giydir “ dedi, Bende Hafzaya Kalın bir Baş Örtüsü
bağladım “ der,
BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ? GAŞİYE SURESİ AYET 21 ve 22
“ Ey
Rasulum Muhammed, ( ve İslamı Tebliğ ediciler,) Senin görevin, İnsanlara sadece
İslam Dinini anlatmaktır,
Sen,
İnanmayanları, İman etmeyenleri, Zorla İman ettirebilecek değilsin, değilsiniz,
(
İman ettim dediği halde, Zorla ibadet yaptırabilecek değilsiniz,
Müslümanım
dediği halde, Başını bağlamayanlara Zorla Başını bağlatabilecek değilsiniz,”
der,
BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ? BAKARA SURESİ AYET 256
“
İslam Dininde, Zorlama yoktur, Doğruluk,
Sapıklıktan seçilip ayrılmıştır ve belli olmuştur,
Her
Kim : ( İslam Dinine İman ederek, Kuranı Kerime ve İslamın Peygamberi Hz.
Muhammede İman eder )
Kuranı
Kerimin Ayetlerini ve İslam Dininin Peygamberi Hz. Muhammedin Hadisleri
gereğince,
sadece
Allaha İbadet eder ve Sosyal olarak yaşarsa, Dünyada ve Ahirette,
İnsan
aklının ölçemeyeceği hassasiyette, Kopmayan, şaşmayan ve sağlam Hak ve Adalete
sahip olur” der.
BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ? NUR SURESİ AYET 54 ve 62
“ Rasulum
Deki, Şunu iyice biliniz anlayınızki, Allah Zül Celale İman, İtaat, İbadet ve
Amel hususlarında,
Rasulumun
Sorumluluğu, Rasulume yüklediğim Sorumluluktur,
Sizin
Sorumluluğunuzda, Sizin üzerinize yüklediğim sorumluluktur,
Rasulumun Sorumluluğu, Rasulumun üzerine
yüklenendir, Rasulum Kendisine yükletilenden sorumludur,
Sizin
Sorumluluğunuzda, Sizin Üzerinize yüklenendir, Sizde, Size yükletilenden
sorumlusunuz,
Rasulum deki, Rabbimin Peygamberi olan Bana
düşen, Tebliğden başka bir şey değildir,
Allah
Zül Celale ve Peygamberi olan Bana İman ve İtaat edin,
Şayet Tüm Benliğinizle İtaat ederseniz,
Hidayet bulursunuz,
Mümin
Olanlar Ancak ve Ancak Onlardırki, Allaha ve Rasulune İman ve İtaat edenlerdir,
“ der,
BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ? TİRMİZİ HADİS No 3328
Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Allah Zül Celal, Sorumluluk bilinci ile Sorumluluk duyulmaya layık olan Mutlak
Benim der,
Her
Kimde Bana karşı Sorululuk Bilinci duyar, Yolunu Kuranı Kerime ve Rasulumun Sözlerime,
Hadislerime,
Sünnetlerime
göre bulur ve yaparsa, ve Nefsani arzularını İlah edinmezse,
Onu
Bağışlamayada en layık olan Mutlak Benim,” dedi der,
BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ? HAŞR SURESİ AYET 7
“
Rasulum Muhammed Aleyhisselam, Size Helaller, Haramlar ve Amelleriniz,
İbadetleriniz olarak
Ne
yapacağınız konusunda, Size Neyi verdiyse alın, Neyi Söylediyse Dinleyin,
söylediklerini, yaptıklarını yapın,
Size
Neyi yasakladı ise, Neyi Haram Kıldı ise Ondan, ( bir Musıbetten kaçar gibi )
kaçın, “ der,
BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ? AHZAB SURESİ AYET 36
“
Allah ve Rasulu Muhammed Aleyhisselam Bir Şeye Hükmettiği zaman, Artık Hiç
Kimsenin O Konuda,
O
İşten dolayı, O Emredilenden dolayı, O İbadetten dolayı, Bir Muhayyerliği,
Yapıp yapmama konusunda
Kendi
görüşü olmaz, Her Kim Allah ve Rasulune İtiraz, İsyan, veya İnkar edecek
olursa,
Çok
büyük bir Sapıklıkla Sapmış, Sapıtmış olacaktır,”der,
BAŞ BAĞLAMAK, TÜRBAN NEDİR ? NAHL SURESİ AYET 93
“
Hiç Şüpheniz olmasınki, Kıyamet Günü, Mahşer Hesabında,
Bütün
Yaptıklarınızdan Sorumlu olarak Hesap vereceksiniz, “ der,
İSLAM DİNİNDE : İman etmek veya İbadetleri
yapmak için, İslam Dininde herhangi bir Zorlama yoktur,
Hangi
Dinde olursa olsun, İbadetlerini yapan İnsanlara, Herhangi bir yol kullanarak
Zorla engel olmakta yoktur,
Bir İnsanın, İnsan olabilmesı için, İman
ettiği Dinin gereklerini yerine getirmek için, İman için,
Medeni
olmak için, Kendi kendine, Sorumluluğu ve Zorunluluğu vardır.
TÜRBAN Kızların ve Kadınların, Yüz Kimliğini
örten, art niyetli bir Şekil ve Şart değildir,
Türban,
Bilinen Türk Tarihinden bu yana ileri gelen Türk An'anesi ve Örfüdür,
İslam
Dininde İse, Kadınları, Kızları koruma esaslı ve devamlılık arzeden bir
İBADETTİR,
İslam Dininin bildirdiği Yukarıdaki Ayet ve Hadisler, itibari ile TÜRBAN :
Kadınlar
ve Kızlar için, İSLAM DİNİNİN EN TEMEL İBADETLERİNDEN BİRİDİR,
Kızların, Cinsel ergenliğe, Cinsel
Kimliğine ulaştığı, Reşit olduğu Çağ denilen,
Kendi
iradesi ile hareket edebilme yaşından başlamak üzere,
Art
niyetli ve aklı belden aşağı çalışan, Kalbinde Cinsellik hastalığı bulunan
İnsanlardan,
Satanistlerden,
Tecavüzcülerden, Kadın Simsarlarından, Yaratılış tabiatında olan Cinselliği
gizleyerek,
Kendini
ve Irzını koruyabileceği ve kendisine Allahın verdiği Ömür süresince,
Ailesi
dışında devamlılık ve Bütünlük şartı olan, TÜRBAN,
Kişinin : Topluma,
Ailesine ve Diğer Kişilere karşı Ödev ve Sorumluluğu olan,
Kişiliğine bağlı,
DOKUNULAMAZ, DEVREDİLEMEZ ve VAZGEÇİLEMEZ
Temel Hak ve Hürriyetlerden
olan,
Kişinin
: Maddi ve Manevi Varlığının
bütünlüğünü Yaşama hakkına DOKUNULAMAZ
ve bunlardan dolayı
suçlanamaz olan,
Manevi Varlığı
Bütünlüğünü, Maddi Bütünlüğü ile tamamlamayı arzeden,
Şekli belli olan, her
yönden bağımsız Bireysel ve Sosyal Yaşam biçimidir,
ve En Temel İbadetlerden
biridir, Bu hükümler Kadınlar içinde aynıdır,
İSLAM DİNİNİN İBADETLERİ :
Namaz
İbadeti : Yatıp kalkılan bir
Jimnastik haraketi olmadığı gibi,
Oruç
İbadeti : Sadece aç kalmak
olmadığı gibi,
Zekat
İbadeti : Gösteriş yapmak,
yardım yapma egosu olmadığı gibi,
Haç
İbadeti : Turistik bir
gezi olmadığı gibi,
Kurban
İbadeti : Sadece et yemek
olmadığı gibi,
Cihat
İbadeti : Orayı burayı
kundaklamak veya İntihar ahmaklığı olmadığı gibi,
Türban
İbadeti : Kadının, sadece
Saçını göstermemesi değildir,
Namaz
kılmak, Oruç tutmak, Zekat vermek, Haçca gitmek nasıl bir İbadet ise,
Şekli
ve Zamanı ve Süresi, İslam Dininin kurallarına göre belirtilmiş olan, Türban
İbadeti,
Anayasamızda
Temel Hak ve Hürriyetlerden olan, Eğitim ve Öğrenim görmek, Çalışmak gibi
KISITLANAMAZ,
DOKUNULAMAZ, DEVREDİLEMEZ, VAZGEÇİRİLMEYE çalışılamaz,
vedahi
Engel olunamaz bir İBADETTİR.
TÜRBAN İBADETİ : Kadının Cinselliğini
gizleyen bir korumadır, peki bu nasıl bir korumadır ?
Toplum
içinde, Kalbinde Cinsellik hastalığı bulunan, Art niyetli İnsanlara,
Tecavüzcülere, Kadın Simsarlarına,
Satanistlere
fırsat vermemek için, Kadının Yaratılış Tabiatında olan Cinselliği örterek,
gizleyerek
Maddi ve Manevi olarak koruyan bir İBADETTİR,
TÜRBAN İBADETİ , Öyle bir İBADETTİR ki !!!
Zorla
veya Siyasi olarak veya herhangi bir baskı ile ve Ömür boyunca devamlı olarak,
hiçbir
kadına Türban bağlatamazsınız, İbadet kastı ile Türban bağlamayan Kadın,
Zorla
ve Siyasi olarak Türban bağlayan Kadın,
Zorunluluk
ve Siyasilik hali geçtikten sonra bağladığı Türbanı geri çıkarır,
Türban İbadetinin, Zorla ve Siyasi olarak veya bir baskı ile yapılması
mümkün değildir,
1997
Dönemi Millet Vekili Seçimlerinde, Türbanlı Kadın Milletvekili adayı, Türbanıyla
Seçim Propagandası
yapıp,
Millet Vekili seçildikten sonra Türbanını geri çıkarmadımı ?
Türban
İbadetini Siyasi olarak kullananı, Milletimiz bu şekilde görmedimi ?
Başka
Bir Kadın Millet Vekili ise, Milletvekilliğinden atılmasına rağmen Vekil kalmak
için Türbanını çıkardımı ?
Zorla Türban Bağlatılmayıda, Diğer
Rejimlerden ve dahi İrandan gelen Turistlerde görülmüyormu ?
İranda
Kadınların, Evlerinden dışarıda iken Türban bağlaması zorunludur, Bizde ise
olay tam tersidir,
Türkiyede
Evde Türban serbestsiniz , Kamusal alanda Türban bağlamak yasaktır,
Kanunsuz
ve Mesnetsiz Kamusal alan ihdası ile
Sosyal Sınıf ayrımcılığı yapılıyor,
Kamusal
alanda Türban bağlamak yasaktır dayatması ve zorlaması ile
Zorla
Başlar açılıyor, Şimdi söyleyin, İrandakimi doğrudur ? Türkiyedekimi doğrudur ?
Her ikiside doğru değildir,
KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA NAHL SURESİ AYET 90
“ Mutlak
ve Muhakkakki Allah Zül Celal, Ayetleri ( ve Rasulunun Sözleri ) ile Size,
Adaletli olmayı,
İyiliklerde
bulunmayı, Yakınlarınıza Bakmayı emretti, Toplumu kalkındırmak için çalışmayı
emretti,
Öncelikle
Akrabalarınıza, Yakınlarınıza, iyilik yapmayı, Yakınlarınızı, koruyup gözetmeyi
Emretti,
Yapmakla
Yükümlü olduğunuz İbadetlerinizi yerine getirmenizi, Emretti,
Haksızlık yapmanızı, Adaletsizlik yapmanızı,
Her Türlü Fenalığı, Kötülüğü, Çirkeflikleri, Azgınlıkları, Sapıklıkları,
Sapkınlıkları,
Her türlü Edepsizliği, Hayasızlığı, Fuhşiyatı, Mutlak olarak Men etti,
Yasakladı, Haram Kıldı,
( Allah Zül Celalin ve Rasulunun Yasaklarına,
Haramlarına yaklaşmamanızı, Yasaklardan, Haramlardan,
Başınıza
gelecek olarak gördüğünüz Felaketlerden Musıbetlerden kaçar gibi kaçınmanızı
emretti,)
Hayasızlıklardan,
Görsel ve Fiziksel Fuhşiyattan, Fenalıklardan, Azgınlıklardan korunabilmeniz
için,
Düşünmeniz
ve anlamanız için, Sistemler, İlkeler verendir, “ der.
KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA AHZAP
SURESİ AYET 33
“ Ey
Kadınlar ve Kızlar, İslam Dini öncesi, Cehalet Çağı Kadınları gibi, Allanıp
pullanıp Süslenip,
( Dişiliğinize
Cazibeli olup, Tabiatınızdaki Cinselliğinizi, Vucud Hatlarınızı belli edecek,
Teşhir
edecek şekilde ve biçimde, Yani, Vucudunuzun Kalıbı ve Beden Teniniz görünecek
şekilde ve biçimde,)
Kılık
Kıyafetlerle açılıp saçılmayın,
( Erkeklerin
İlgilerini, Şehevi bakışlarını, Cinsel Arzularını, Üzerinize çeken biçimde,
Erkekleri
Dişiliğinize, Cinselliğinize Kendinize Cezp edecek şekilde dışarı çıkmayın,)
Siz Kadınlar ve Kızlar, Allaha ve Rasulune
İtaat edinki, Allah ve Rasulune İtaatle,
Edep,
Haya ve Takva ile hareket edip, kendinizi Korumaya çalışırsanız,
Allah
ta Sizi, her türlü kötülüklerden ve kirlerden koruyup tertemiz yapacaktır,
Zira Allah Zül Celal, Sizin üzerinizden Her
Türlü Pisliği, Kiri, Çirkefi gidermek için,
Tertemiz
kalmanız için bunu emrediyor, Her Türlü Pisliğe, Kire, Çirkefe düşmemeniz için
bunu emrediyor, ”der,
KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA TEZKİRETUL KURTUBİ HADİS No C
7 H 270
Sahabeden Dıhye Bin Kelbi (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“ Ey
Mümin, Müslüman Kadınlar, Baş Örtünüzü, ( Türbanınızı ) Cehalet Çağı Kadınları
gibi,
Ziynet
yerleriniz, Boynunuz, Gerdanınız, açıkta kalacak şekilde bağlamayınız, “ dedi
der,
KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA
EBU HAYYAM BAHRI MUHIT HADİS No C 7 H 250
Sahabeden İbni Abbas (ra) anlatıyor, Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Kadının Cilbabı, ( Yani Elbisesi ve Baş Örtüsü )
Bütün
Vucudunu Bedenini ve Göğüslerini tamamen Kapatan olmalıdır, “ dedi der,
KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA RAMUZ EL HADİS HADİS No C3
S219 H13
Sahabeden Enes Bin Malik (ra) Anlatıyor,
Rasullalah Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Kadınlar, Fıtrat itibari zayıf
yaratılmıştır, Zaaflarıda avretlerdir,
Onların
avretlerini örterek koruyunuz, “ dedi der,
KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA TİRMİZİ HADİS No 1173
Sahabeden Abdullah Bin Mesud (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Selem,
“
Kadın, Avreti itibari ile, Dişiliği Şehveti itibarı ile, Yabancı Erkek ve
Kadınlara Görünmemesi ve
Sakınması
gerekendir, Hal ve Hareketlerini ile, Konuşması ile kendini Cezb ettirmemesi
gerekendir,
Kadın, Cinselliği ile, Avreti itibari ile,
Dişiliği Şehveti itibarı ile,
Kocasından
başka Erkeklere, görünmemesi gerekendir, Zira Kadınınız ve Kızınız, Tepeden
Tırnağa kadar Avrettir,
Avretiniz,
Namusunuzdur, İffetinizdir, Edebinizdir, Hayanızdır,
(
yani, Ben Müslümanım ve Tesettürlüyüm diye zannettiği halde Kadın, Süslenmesi
ile, Makyaj yapması ile,
Konuşması
ile, Hal ve Hareketleri ile, Saçının Açıklığı ile, Kılık Kıyafetinde Açık
Saçıklığı ile,
Kılık
Kıyafet Giyiminde Vucud hatlarının belirginliği ile, ( yani Dar, Streçh
Pantolon giyerek Baldır Bacaklarının,
Dar
Bluz giyerek Göğüslerini Fışkırtması ile, Dişiliğini belirginleştirmesi, Kadının
Giyinik Çıplaklığıdır,
Kadın,
Çıplak gibi göründüğü için, Erkeklerin Şehevi İlgi ve Alakalarını Çektiği için,)
Kadın
Tepeden Tırnağına kadar Avrettir, Şehvettir,
Kadın, Edep ve Haya Sınırları dışına çıkarak
Sokağa dökülürse,
Cinselliğini
Kocası dışındaki yabancılara Teşhir ederse, Erkeklerin Cinsel arzularını
kendilerine çekerse,
Göz
Zinası yaptırırsa, Şeytan, O Kadını ayartmıştır, Doğru olandan ve İmandan
çıkmıştır,
( Kadın, Kocası dışındakilere açılıp
saçıldıkca, Süslenip, Makyaj yaptıkca, Serbest hareket ettikce,
Edep
ve Hayasını, Mahremiyetini, Namusunu, İffetini, Irzını kaybeder, Günahkar ve
Asi bir kadın olur,
Evine
döndüğünde her şeyini kaybetmiş şekilde dönecektir, ) “dedi der,
KILIK
KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA RAMUZ
EL HADİS HADİS No C2 S189 H6
Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
İnsanlar arasında İslam Dinine İman etmiş olmanız, Aşikare olan şeylerle, Kılık Kıyafetinizle
belli olur ve Bilinir,
İmanınız,
Kalbinizdedir, Takvanız, Allah Zül Celale olan Sadakatinizde
Kalbinizdedir,
Takvanız,
Allah Zül Celale olan Sadakatinizde Kalbinizdedir, “ dedi der,
KILIK
KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA RAMUZEL
HADİS HADİS No C/4 S/361 H/10
Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallalllahu Aleyhi ve
Sellem,
“
İman Temenni ile değildir, Bir Dilek tutma gibi değildir, Tahalli olan
Kıyafetle,
(Edepsiz
ve Hayasız Kılık Kyafetle) değildir, İman, Kalbte Mukaddes kılınan bir Sırdır,
Onu
Ef 'aliniz, Huylarınız Ahlakınız ve Hareketleriniz doğrular, “ dedi der,
KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA MAİDE SURESİ AYET 6
“
Allah Zül Celal, Kılık Kıyafetiniz hususunda, Size Zor ve Anlamsız bir şey
Emretmiyor,
Allah
Zül Celal Sizi Temiz kılmak ve Temiz kalmanızı Emrediyor, “ der,
KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA ARAF SURESİ AYET 26
“ Ey
İnsanlar, Erkekler ve Kadınlar, Vucud Hatlarınızı Örtecek, Cinselliğinizi ve
Mahrem Yerlerinizi,
Edep
Yerlerinizi, Edep ve Haya ile Örtecek, Gizleyecek, Koruyacak, Edep ve Haya ile
Güzel olan Elbiseler,
Kıyafetler
indirdik, Sizler için Hayırlı olan, KORUNMA Kılık Kıyafetleridir,
Edep
ve Haya ile korumalı olan işte bu Elbiseler, kıyafetlerdir, Bu Şekil Kılık
Kıyafetler, Sizin için Hayırlı kılındı,
Sizlere,
Bu Şekil Kılık Kıyafetler Giyinmeniz ve Korunmanız Emrolundu,
Ey
İnsanlar, Erkekler ve Kadınlar, Cinsel ve Mahrem Yerlerinizi, Dışarıya Teşhir
eden Biçimde ve Şekilde
Giyinmeyiniz,
işte bu emir ve yasaklarıma uymanız
Takvanızdır Sadakatinizdir,” der,
KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA ENAM SURESİ AYET 61
“
Size, Sizi Koruyucular gönderip, Siz, Müttaki Kullarına Hükümranlığını
gösterendir,” der,
KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA TİRMİZİ HADİS No 3560
Sahabeden Ebu Umame (ra) anlatıyor, Allah Rasulu
Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“ Her Kim, Avret yerlerini Edep ve Haya ile
kapatacak, İşlerini Edep ve Haya ile devam ettirebilecek,
Bir Kıyafet giyerse, O Kişi, Gerek Diri
olarak, Gereksede Öldüğünde Mutlaka ve Mutlaka,
Allah Azze ve Celenin Koruması, Himayesi
altına girer, “ dedi der,
KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA MÜ'MİNUN SURESİ AYET 5
“ Ve
Onlarki, ( bildirdiğimiz Ayetler ve Hadisler gereğince, Edep ve Haya ile )
İmanlarını,
İffetlerini, Namuslarını, Irzlarını ve Canlarını korurlar “ der,
KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA RAMUZEL HADİS HADİS No C/1
S/142 H/7
Allah Rasulunun Hanımlarından ve Müminlerin
Annesi Hz Aişe (ra) anlatıyor,
Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ Bir Kadın yada Kız, Mahreminden başkasına
Evinde veya
başka
bir yerde başını açarsa, Allah Azze ve Celle ile arasındaki Koruma Bağı
kaybolmuştur,
Bir
Kadın yada Kız, ( Umuma açık Kadın ) Hamamına, Giyinik ve Başörtüsü olduğu
halde girse dahi,
O
Kadın veya Kadınlar için, Güvenlik ve Koruma ve Hayır yoktur, “dedi der,
KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA İBNİ MACE HADİS No 3750
Allah Rasulunun Hanımlarından ve Müminlerin
Annesi Hz Aişe (ra) anlatıyor,
Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ Hangi kadın kocasının evinden başka bir evde Elbisesini
çıkarırsa,
Soyunursa, O Kadın,
Kendisi ile Allah arasındaki, Edep ve Haya Perdesini yırtmış olur,
Allah
Azze ve Celle ile arasındaki Koruma Bağı kaybolmuştur, dedi “ der,
KILIK KIYAFET ve TÜRBAN ile KORUNMA TİRMİZİ HADİS No 1167
Sahabe Kadınlardan Meymune (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Kocası dışındakilere, Süslenen, ( Makyaj yapan, Modernlik ve Şıklık diye Kılık
kıyafeti ile açılıp saçılan,
Cinselliğini
Dışarıya Teşhir eden Fışkırtan Cinsel arzuları kendilerine çeken Kadınlara, )
Hiçbir
şekilde Güvenlik, Huzur, Ferahlık, Maddi ve Manevi Koruma yoktur “ dedi der,
EDEP ve HAYA İBADETİ, Nasıl Kılık Kıyafet
seçileceği ve giyileceği Şekli,
İslam
Dininin bildirdiği Ayet ve Hadislere göre Kesin olarak yukarıda belirtilmiştir
Edep
ve Haya ile Kılık Kıyafet şekli, İnsanın Cinsel ergenliğe, Cinsel Kimliğine
ulaştığı, Reşit olduğu Çağ denilen,
Kendi
iradesi ile hareket edebilme yaşından başlamak üzere,
Toplum
İçinde, Kalbinde Cinsellik hastalığı bulunan, Art niyetli ve aklı belden aşağı
çalışan, İnsanlardan,
Satanistlerden,
Tecavüzcülerden, Kadın Simsarlarından, Yaratılış tabiatında olan Cinselliği
gizleyerek,
Kendini
Irzını ve Sıhhatini, Sağlığını, Maddi ve Manevi olarak koruyabileceği,
Allahın
verdiği Ömür süresince, devamlılık şartı olan, vedahi KESİNLİKLE OLMAZSA OLMAZ
bir İBADETTİR,
Yukarıdaki Edep ve Haya ile ilgili Ayet ve
Hadisler, yani İslam Dini,
Kılık
Kıyafet seçiminizi, Edep ve Haya dahilinde olarak, Örfünüze göre Size bırakmış,
Aileniz
dışında, Sokakta, İş yerinde, Okulda, Toplum içinde,
Nasıl,
Kılık Kıyafet giyinmeniz gerektiğini bildiren,
Nasıl
ve Ne şekilde Kılık Kıyafet giyinmeyeceğiniz hususunu açık ve net olarak
bildiren,
İslam
Dininin Edep ve Haya Hükümlerini bildiren, Medeniyetin Ne olduğunu bildiren,
Kadının
ve Erkeğin, Kendi canını, Irzını, Namusunu, Haysiyetini, Şerefini,
Sıhhatini
ve Sağlığını koruma esaslı Ayet ve Hadislerdir,
İslam
Dininin Temel Esası budur, İsteyen kabul eder, İstemeyen kabul etmez,
Kabul
etmenin manası, Bu Maddi ve Manevi korumayı kabul ediyorum ve ona göre hareket
ediyorum demektir,
Kabul
etmemenin manası, Bu Maddi ve Manevi korumayı kabul etmiyorum demektir,
Bu
Korunmayı kabul etmeyen ise, kendisine gelecek, Maddi ve Manevi zararların
tahribatını kabul etmiş olur,
EDEP ve HAYA ile Kılık kıyafet giyinme :
Kadının
Cinselliği gizlemek ve Sıhhatini, Sağlığını korumaktır,
Kılık
Kıyafet ve Giyimiyle Kadın, Cinselliğini örtmüyor, Gizlemiyor ise,
Sağlığını
ve Sıhhatini korumuyor ise O şekil Kılık Kıyafet giyinmesinin,
Edep
ve Haya açısından, İslam Dini açısından hiçbir manası, anlamı, değeri ve gereği
yoktur
Kadın
Cinselliğini, Örtmeyen, Gizlemeyen, şekilde Kılık Kıyafet giyinmek, kendi
kendini aldatmaktır,
İslam
Dini açısından tamamen SAPIKLIK ve SAPITMIŞLIKTIR,
O
Şekil Kılık Kıyafet ile, İbadetlerini yapıyor olması, Sıhhatini ve Sağlığını
koruyor olabilmesi mümkün değildir
EDEP, HAYA , NAMUS ve İFFET Kavramları : İNSANIN GÖRSEL KİMLİĞİDİR
Kişinin
: Kendisine, Ailesine ve Toplum içindeki İnsanlara karşı Zorunlu olduğu bir
görevidir,
Allahtan,
İnsanlardan Utanma duygusudur, Kendine ve Topluma karşı sorumluluk duygusudur,
İslam
Dininin Edep, Haya, Namus ve Mahremiyet hükümlerine göre kılık kıyafet
giyinenler,
Kendi
canını, Irzını, Namusunu ve Sıhhatini ve Sağlığını korur,
İslam
Dininin, Edep, Haya, Namus ve Mahremiyet hükümlerine göre kılık kıyafet
giyinmeyenlerin,
Kendi
Canını, Irzını, Namusunu, Sıhhatini ve Sağlığını koruması mümkün değildir,
Tıp
Biliminde, Erkeklerde olmayan Kadın Hastalıkları nasıl ortaya çıkmaktadır
anlayabildinizmi ?
Müslüman bir Kız yada Kadın, İslam Dininin
Edep ve Haya ile ilgili Ayet ve Hadislerde
kendisine
verdiği ölçüler içersinde Modern ve Şık olabilir, başka şekillerde değil,
başka
şekillerde ise, kendini Müslüman ve Namuslu zannediyordur
İslam
Dininin, belirlediği Kılık kıyafet şekli dışında, Edep ve Haya dışında kılık
kıyafeti,
İslam
Dini kabul etmemektedir. Kendi Sıhhatini ve Sağlığını korumamaktır,
Ben
bir Erkek olarak, Kış Ayazında Yün Fanila, Yün Pantalon, Kaşe Palto, Yün
Kaşkolla dahi üşürken
Mini
Etek, Dekolte ve İnce Kıyafetle Kadın, Kendi Sağlığının, Sıhhatinin, neresini
nasıl korumaktadır ?
Ziya Paşanın İfadesi ile “ Aine'si İştir
Kişinin Laafa bakılmaz, Görünür kişinin Aklı Sinesinde,”
Edep, Haya ve Namus Kavramları Kişinin
Kılık Kıyafetinde, Sıfatında ve yaptığı işlerde görünür,
Edep, Haya ve Namus kavramları, İnsanın
Görsel Kimliğidir, bazılarının ağızlarındaki Laf salatası değildir.
Edep,
Haya, Namus ve Mahremiyet hükümlerine göre kılık kıyafet giyinmenin veya
giyinmemenin manası,
Bu
Manevi Korumayı istiyorum veya İstemiyorum demektir, Ortası veya kendine
uydurması yoktur,
Hadisteki “ Süslenmeyi terk etmek, Açılıp
saçılmayı Terk etmek, İmanınızın Temel şartındandır, a” Uyarsanız,
Ayetteki
Edep ve Haya ile Kılık kıyafet seçer ve hareket ederseniz, Uygun
olursanız,
Allah Sizi, her türlü kötülüklerden ve
kirlerden korur ve tertemiz yapar ” ifadesini şimdi daha iyi anlayabildinizmi ?
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? BUHARİ HADİS No 1182
Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu, Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Müslüman bir Kadın yada Kız, Baş Örtüsü, (Türbanı ) ile, Cennet Hurilerinden
bir Kadın olur,
Bulunduğu
yeri, Manevi Güzellikler ile, Edep ve Haya ile doldurur,
Müslüman,
Mü'min bir Kadının, Kızın, Baş Örtüsü, ( yani Türban İbadeti, Edep ve Haya
İbadeti,)
Dünyadaki
bütün değerlerden, daha değerlidir, İbadetlerinin Temel şartıdır, Olmazsa
olmazıdır,
Baş
Örtüsünün, Türbanının olmadığı hallerde ise bütün değerlerini kaybedecektir, “
dedi der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? RAMUZ EL HADİS HADİS No C1 S3 H5
Sahabeden Abdullah İbni Mesud
(ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Allah Zül Celalden Edep ve Haya etmeyince, Edebinle ve Haya ile Allahtan ve
Kullarından Utanmayınca,
İstediğin
her türlü işi ve İbadeti, İstediğin şekilde ve Kendine uydurarak yapsanda,
Başlangıcında ve içinde
Edep
ve Haya olmayan İşlerin ve İbadetlerin, Amellerin Allah Zül Celal için Hiçbir
kıymeti yoktur ” dedi der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? TABARANİ HADİS No 635
Sahabeden Ebu Katade (ra) anlatıyor, Allah Rasulu, Sallallahu
Aleyhi ve Sellem,
“
Buluğ Çağına, Reşit Çağına eren Bir Kız Başını kapatmadıkca, Başını
bağlamadıkca, Türbanı bağlamadıkca,
Bir
Kadın, Örtünmesi, kapatması gereken Cinselliğini, Örtmedikce kapatmadıkca,
Allah
Onun Kıldığı Namazlarını İbadetlerini kabul etmeyecektir,” dedi der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? TİRMİZİ HADİS No 2786
Sahabeden Ebu Musa (ra) anlatıyor, Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Bir Kadın, Güzel, Çekici, Cezbedici ( Parfüm ) Koku sürünerek, Erkeklerin
yanından geçerse,
Kendisine
bakan ve ( Parfümünün ) Kokusunu alan, Erkeklerle Zina yapmış, Fuhuş yapmış
olur,
Her Göz, Çekici Güzel yabancı bir kadına,(
Şeffaf, Transparan, Streçh, Badi. Mini, Dekolte kıyafetler giyinen,
Cinselliğini
Teşhir eden, Cinsel arzularını üzerlerine çeken, ) Yabancı bir Kadına, Cinsel
arzu ile bakmakla,
Kadında,
Kendisine Cinsel Arzu ile bakılmakla Göz Zinası, Göz Fuhuşu, işlemiş yapmış olur,
(
Erkek Cinsel arzu ile bakmakla zina yapmış olur, Kadında Cinsel Arzu ile
bakılmakla Irzına geçilmiş olur )
Ve
dahi Allah Zül Celal, O Kadının Hiçbir İbadetini Kabul etmeyecektir,” dedi der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ?
AHMED
BİN HAMBEL MÜSNED HADİS No 375 / 1245
Allah Rasulunun Hanımlarından ve Müminlerin
Annesi Hz Aişe (ra) anlatıyor,
Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, “ Buluğ çağına, ( Cinsel Ergenlik Çağına )
gelen bir Kızın,
Kıldığı
Namaz, Ancak ve Ancak, Baş Örtüsü ile kabul olunacaktır,” dedi der,
Şimdi Bugün Bazı Kızlarımız ve
Kadınlarımız, Başını Bağlamayı,
Sadece
ve Sadece Namaz kılarken Baş Bağlama anlıyor, Sadece Namazını Kılarken Başını
bağlıyor,
Baş Bağlama, Türban, Sadece ve sadece
Namaz kılarken değil,
dışarıda
gezerken dahi bağlaması şart olan Bir Emir ve İbadettir,
Kadınlar
ve Kızlar için Türbanın Hükmiyeti, Türbanı dışarıdada çıkarmamaya İtaat
ettiğinde
İbadetlerininde
kabul olunmasıdır,
TÜRBAN İBADETİ : Kadının İbadetlerinin
gereği birinci şartıdır,
Sadece
İbadetler değil, Herhangi bir işinizde dahi, O İşin gereklerini yerine
getirmezseniz,
O
İşiniz kabul edilmez, Geri çevrilir, tamamla gel denilir, Öyle Değilmi ?
Ali Nacar Cami İmam Hatibi Muallim
Müderris Hoca Ahmet Dedemden bir Anektod ( 1870 - 1944 )
Hoca
Dedem, Oğlu Emim Dedemi, Zekiye Nenemle evlendirdiğinde, “ Gelinim Zekiye,
Saçlarını
Kestiğin zaman Onları Toprağa göm, Zira Saçın, Senin dışarıya karşı
Namahremindir,
Sizin
Başınızı bağlamanız Size Farz olduğu gibi, Dışarınında Saçını katiyetle
görmemesi şarttır,” demiş,
Zekiye Nenemde, O Tarihten sonra, Saçını
kestiği zaman Kestiği Saçlarını,
Saçını
Taradığı zaman, Tarakta kalan Saçlarını toplayıp Toprağa gömmüş, hiç dışarı
atmamış,
Artık
dışarı çıkamaz duruma geldiğindede, Saçlarını bir yastık kılıfının içinde
biriktirmiş ve
Bu Yastık
kılıfını Benimle beraber Mezarıma gömün diye vasiyet etmiş,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? ARAF SURESİ AYET 30
“
Onlar, Bir Gurup İnsanlar, Allah Zül Celali ve Rasulunu bırakıp, Şeytanları, Şeytanların
Araçlarını,
Yandaşlarını,
kendilerine Dost edindiler, Kendilerine yapıldığında dahi kabul etmeyecekleri,
Nefislerinin
Edepsiz ve Hayasız Çirkin ve Çirkef arzularına uydular,
Bu
Halde iken dahi, Onlar, Kendilerinin Doğru yolda olduklarınımı zannediyorlar,
İşte
Bu Guruba, Zümreye, Sapıklık, Sapıtmışılık Müstehak oldu,
Bir Gurup İnsanlarda, Doğu olan yola
geldiler, Hidayete geldiler,
Allah
Zül Celalde Onları Hidayet Kapılarını açtı,” der
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? ARAF SURESİ AYET 28
“ Onlar,
Bu Edepsizliği ve Hayasızlığı, Fuhşiyatı Kötülüğünü, yaptıklarında,
Biz Analarımızı
Babalarımızı da böyle yaparken gördük, Bunu bize Allah Emretti diyecekler,
Allah Zül Celal Katiyetle, Edepsizliği ve
Hayasızlığı, Kötülüğü Emretmez,
Allaha
karşı Yalan İsnattamı bulunuyorsunuz ?” der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? İ.AZAM MÜSNED HADİS No 453 / 7
Allah Rasulunun Hanımlarından ve Müminlerin
Annesi Hz Aişe (ra) anlatıyor,
Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Edep ve Haya, Güzel Ahlak, İyi Huyluluk, Yumuşaklık, Bilgili olmak, Sayet Gözle
görülen bir Yaratık olsaydı,
Allah
Zül Celalin Yarattıkları arasında Edep ve Hayadan daha Güzeli Görülmezdi,
Edepsizlik
ve Hayasızlık, Kötü Ahlak, Kötü Huyluluk, Kabalık, Cahillik, Ahmaklık,
Gözle
görülen bir Yaratık olsaydı, Allah Zül Celalin Yarattıkları arasında
Edepsizlik
ve Hayasızlıktan daha Kötüsü, daha Rezili görülemezdi “ dedi der,
MÜSLÜMAN Kadınların yada Kızların,
Tüm
Cinselliğini Teşhir eden, Göğsünü fışkırtan Dekolte Kılık Kıyafet giymesi,
Tüm
Kalıbını meydana koyan Streçh Dar Pantolon ve Kıyafet giymesi,
İslam
Dininin Edep ve Haya Hükümlerine aykırıdır,
Dışarda Başını bağlamayan, Türbanını
Bağlamayan, Türbanını çıkaran Kadınlar ve Kızılar için
bunun
Hükmiyeti, Baş Bağlama, Türban Bağlama Emrine Riayet, İtaat emeyen Kadınların
ve Kızların,
Allah
Zül Celalin ve Allah Rasulunun, İslam Dininin,
Ayet
ve Hadisler ile Şeklini ve Zamanını kesin olarak belirtmiş olduğu fiillere, İtaat
etmediğinde,
İslam
Dini açısından tamamen Sapıtmış olmalarına girmektedir,
Kılık Kıyafeti ile bir Kadın yada Kız,
Türban Bağlayan Kadın yada Kız,
Cinselliğinin
Tüm Kalıbını meydana koyan, Streçh Dar Pantolon ve Kendi Cinselliğini Teşhir
eden, dışarı fışkırtan
Kılık
Kıyafet giyemez, giymesi doğrumudur ?
Başını bağlayıp, Kıçını olduğu gibi ortaya
koyana, Onu Bu kılık kıyafette, Bu Streçh Pantalonla görenlere,
Altı
Kaval Üstü Şişane, Bu Ne Lahana, Bu Ne Perhiz dedirmezmi ?
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? TEVBE SURESİ AYET 65
“
Rasulum Onlara Deki, Allah ile, Allahın Her konudaki Ayetleri ile Allahın
Peygamberi ile, Alaymı ediyorsunuz,
Allah
Zül Celalin Ayetlerini Hükümsüzleştirmek, Allah Zül Celale Şirk Koşmaktır,
”der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? HAÇ SURESİ AYET 11
“
İnsanlardan Kimileri, İslam Dininin Tamamına İman etmeden, İnanç göstermeden,
Kabul etmeden,
Edep
ve Haya şartlarına riayet etmeden, Kendilerince uydurdukları ( Kavram
kargaşaları ) bölümünden
Allaha
olan İbadetlerini yaparlar, İslam Dinini kendine uydurmakla, Allah Zül Celale
Şirk koşmuş olurlar, “ der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? ENFAL SURESİ AYET 20
“ Ey
İslam Dinine İman edenler, Allaha ve Rasulu Muhammed Aleyhisselama İtaat edin,
Allah
Zül Celalin Ayetlerini İşittiğiniz halde, Rasulu Muhammed Aleyhisselamın
Sözlerini,
Hadislerini
İşittiğiniz halde, Onlardan Yüz Çevirenlerden olmayın,” der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? FURKAN SURESİ AYET 43 ve 44
“ Hevasını, Arzusunu, Edepsizliğini,
Hayasızlığını, Cinselliğini, Şehvetlerini, Kin ve Nefretlerini, Bid adlerini,
(
Bence diyerek ) Kendi Fikrini, Allah Zül
Celalin Emirlerine Karşı koyan İnsanları görmedinmi ?
“ Bu
Açıkca Allah Zül Celale Şirk koşmaktır, Yoksa Sen, Onların işittiklerini ve
düşündüklerinimi zannediyorsun ?
Onlar
Aşağılıkların Aşağısıdırlar, Sapıklıkların Sapığıdırlar,” der.
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? İBNİ MACE HADİS No 3994
Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“ Yemin
ederimki gelecek zamanda Siz, Yahudi ve Hiristiyan, Milletlerin yaşantılarına,
Açık saçık Kılık Kıyafetlerine
(
Çağdaş Millet, İlerici Millet, Modern Millet, Şık Millet, Asil Bir Millet,
Özgür Millet, Serbest Millet diyerek özenerek)
Tıpatıp
uyacaksınız, Hatta Onlar ( Çağdaşlık ve İlericilik diyerek ) bir Kertenkele
deliğinden girseler dahi,
Sizde
gireceksiniz, ( İslam Dininin Hükümlerine Gericilik, Yobazlık, Çağdışılık
diyeceksiniz ) ve
Kendi
kendinizi Helak edeceksiniz,” dedi der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? RAMUZ EL HADİS No C2 S127 H8
Sahabeden Abdullah İbni Ömer (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Bir Kavim ( yani Millet), Bir Başka Kavmi, Milleti, ( Allah Zül Celale Asi
olan, İsyan eden, İman etmeyi,
İbadet
etmeyi reddeden, Edep ve Haya yı Reddeden ve Edepsizlikte ve Hayasızlıkta ileri
giden Bir Milleti,
Çağdaş
Millet, İlerici Millet, Modern Millet, Şık Millet, Asil Bir Millet, Özgür
Millet, Serbest Millet diyerek özenerek )
Çok
sevdi, ve bu sevgidede çok aşırıya gitti, bunun yüzünden O Kavim, O Millet
Kendi Kendini Helak etmiş oldu,
Bir Kavimde ( yani Millette), Bir Başka
Kavmi, Milleti, ( Allah Zül Celale Sevgi ve Muhabbetle, Edep ve Haya ile
İman
eden ve İbadetlerini yapan, Çağdışı Millet, Gerici Millet, Yobaz Millet, Paspal
Millet, diyerek özenerek)
Kibirlilik
ve Üstünlük taslayarak O Kavmi, Aşağı ve Hor gördü, bundada çok aşırıya gitti,
bunun yüzünden
O
Kavim, O Millet Kendi Kendini Helak etmiş oldu, Siz Başka Kavimlere karşı böyle
olmayın,
Kendi
Kendinizi Helak eden olmayın, ” dedi der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? İ.MÜNZİRİ HADİS No C/5 S/308 H/15
Sahabeden Amir İbni Şuayb (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“ (
Kılık Kıyafetinde, Sosyal yaşantısında ) Başka Milletlere benzemeye Özenen
Bizden değildir, “ dedi der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? EBU DAVUD HADİS No 4031
Sahabeden İbni Ömer (ra) anlatıyor, Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Kim. Bir Millete benzemeye özenirse, Onlar gibi yaşamaya başlarsa, O da
Onlardan sayılır “ dedi der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? RAMUZELHADİS No C/4 S/366 H/3
Sahabeden Amir İbni Şuayb (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“ (
Edepsizlik ve Hayasızlıkla ) Ne Yahudiye ve ne de Nasraniye (
Hiristiyanlara) benzemeyin,
Edepsizlik
ve Hayasızlıkla, Bizden başkasına benzeyen bizden değildir, Müslümanlardan
değildir, “dedi der,
ALLAH ZÜL CELALE ve RASULUNE İTAAT ETMEMEK NİSA SURESİ AYET 46
“
Dinle Ey Dinlemez olası, Yahudiler gibi, Allahın Kitabındaki kelimeleri esas
manasından saptırıp,
Dilinizi
eğip bükerek, İslam Dinine Saldırmayın, Saldırmış olmayın,
Yahudiler gibi, Allahın Sözünü Duyduk,
İşittik ve İsyan ettik demeyin, demiş olmayın,
Zira
Allah Zül Celal, Yahudileri bunun için Lanetledi,”der,
ALLAH ZÜL CELALE ve RASULUNE İTAAT ETMEMEK MAİDE SURESİ AYET 7
“
Allahın Rahmetini, Bereketini, Şifasını, Muhabbetini Kaybetmekten korkun,
Allah
Zül Celalin Ayetlerine, Emir ve Yasaklarına, Allah Rasulunun Sözlerine, Emir ve
Yasaklarına,
Duyduk,
İşittik ve İtaat ettik dediğinizde, Allah Zül Celalin Göğüslerinizin içindekini
Sizden
iyi bildiğini ve gördüğünü iyi biliniz, kendi kendinizi dahi aldatmaya
kalkmayınız,” der,
Kılık Kıyafeti, İslam Dininin Edep ve Haya
Hükümlerine aykırı olan şekillerde olanlar ise,
Allahı
ve Allahın Edep ve Haya Kanunlarını İnkar ettiği için Müslüman değildir,
Müslüman Olamaz,
Hiç Kimse, Kendi kendini kandırmasın,
aldatmasın,
Müslüman
Bir Kadın yada Kız, Müslüman gibi Giyinir ve Müslüman gibi Hareket eder,
Başka
şekilde Giyinen ve Hareket edenin, Neresi Ne kadar Müslümandır ?
Edep ve Haya üzerine, Kılık ve Kıyafet
Üzerine, Bu kadar Ayet ve Hadisten sonra,
Başı
açık olarak yada Başını bağladığı halde, Vucudunun Cinselliğini dışarı teşhir
eden Streçh ve Dar Kıyafetlerle,
Vucudunu
Teşhir eden Kadının, ve dahi Kadınının bu şekilde giyinmesini isteyen Erkeğin,
Müslümanlığı
ve İbadetleri Nedir ? Ne Kadardır ?
Edep ve Haya nın kurallarını, İbadetlerin
kurallarını, herhangi biri yada bence değil, Edep ve Hayanın sahibi,
İslam
Dininin sahibi olan Cenabı Zül Celal Allah tayin eder. Bunun dışındakiler
Sapıklıktır, Münafıklıktır,
Dünya
hayatınızdaki, Adisyonlarınızın hesabını, Ahiret Hesap gününüz gelmeden iyi
yapın,
Siz
Ne kadar, % Kaç Müslümansınız ? Daha doğrusu,
Nereniz, Ne Kadar Müslümandır ?
Akla hoş gelen, İMAN dır, Nefse hoş gelen,
HAYVANİYAT tır, Sorumsuzluktur,
Hayvanın
dahi, Vucudunun Edep yerleri örtülüdür, Hayvan dahi Yaratılış gayesine hizmet
eder ve
Yaratılış
gayesinin dışına çıkmaz, İslam Dininde, Edep ve Haya ölçülerinin, Bence si,
yoktur,
O
sizin uydurmanızdır, Edep, Haya, Mahremiyet, Utanma ve Sorumluluk hükümlerine
uymayan,
Edep,
Haya, Mahremiyet, Utanma ve Sorumluluk hükümlerini kendine uyduran,
Temel
İbedetleri yerine getirmeyen İnancın, Yani İmanın,
En
zayıf noktada olması gerçeği ile böyle bir İmanın Asliyeti de yoktur,
Bir
Müslümanın, Edepsiz, Hayasız, Mahremiyetsiz, Utanmasız ve Sorumsuz olması
mümkün değildir,
Bir
Hiristiyan Fahişenin, Boynuna sadece Haç Kolyesi takmakla, kendini Hiristiyan
zannetmesi gibi,
Bir
İnsan, Edepsizlik özgürlüğü ile, Hayasız, Mahremiyetsiz, Utanmasız ve Sorumsuz
ise,
kendini
Müslüman ve Namuslu zannediyordur, Kendi Kendine, Müslümancılık oynuyor
demektir.
Edep ve Haya konusunda bu Kadar hassas,
açık ve net, Ayet ve Hadislere rağmen,
Streçh,
Badi, Mini, Dekolte, Şeffaf Transparan, teşhirci kılık kıyafetleri giyinmeye ve
giydirmeye devam ederek,
Müslüman
olduğunuzu, başkalarına yada bana, ispat etmeye çalışarak kendinizi
kandırmayın,
Sizin Müslüman olduğunuza dair, İmanınızı
kabul edecek olan başkası yada ben değilim,
Müslüman
olduğunuzu, yani İslam Dinine İmanınızı,
Cenabı
Hak olan Allah Zül Celale kabul ettirmekle yükümlüsünüz.
Yukarıdaki
Ayet ve Hadisler Kadınların korunmaları esasında Şeriat Kanunudur,
Hesap
Gününde, Mahşerde karşılaşacağınız, Sorulacak olan Hesap budur,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? İBNİ MACE HADİS No 1987
Sahabeden Abdullah Bin Ömer (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“ Saçını,
Başka kadınların Saçı ile yapılan İğreti Saç la ( Perukla ) Çoğaltan Kadınlara,
Kızlara,
Allah Azze
ve Celle Lanet etmiştir, “ dedi der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? TİRMİZİ HADİS No 1759
Sahabeden İbni Ömer (ra) anlatıyor, Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
İnsan Saçından yapılan İyreti Saç, ( Yani Peruk ) Takan Kadın ve Kızlara veya
taktırana,
Allah
Lanetlemiştir “ dedi der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? MÜSLİM HADİS No 2122
Sahabeden Ebu Bekirin Kızı Esma (ra) anlatıyor,
Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellemin yanına, bir kadın gelerek, Ey Allahın
Rasulu,
Yeni
Gelin olmuş bir Kızım var, Kızım bir hastalığa tutuldu ve Saçları döküldü,
Kocası
Onu bu haliyle beğenmiyor, Kızımın Dökülen Saçlarının yerine, Saç ekleyebilirmiyim,
diye sordu,
Allah
Rasulude,“ Dökülen Saçların yerine Saç Ekleyenede, Ekletenede Lanet olsun,
Allah Lanet etsin,” dedi der,
Kuranı Kerimde ve Allah Rasulunun
Hadislerinde,
Kadınların
ve Kızların Başlarına, Baş örtüsü, yani Türban yerine, Peruk takmak, kesinlikle
yasaklanmışken,
“
Peruk takabilirsiniz “ derler, 1998 / 1999 dönemi İstanbul Müftüsü
Kuranı Kerimde ve Allah Rasulunun
Hadislerinde,
Başörtüsü
veya diğer adıyla Türban, Tam ve Kesin olarak belirlenmişken, Başörtüsü
Türbandır,
Türban
Başörtüsüdür derken, “ Kuranda, İslam Dininde Türban Başörtüsü yoktur “ derler,
yaşar nuri öztürkce
Kuranı Kerimde ve Allah Rasulunun
Hadislerinde,
Edep
ve Haya ile ilgili Ayet ve Hadislerdeki,
Kılık Kıyafet ve Tesettürle ilgili Ayet ve Hadisleri Yok sayarak,
“
İslamda Örtünme, Tesettür, Baş Bağlama diye bir şey yoktur, bunlar Din
adamlarının uydurmalarıdır “ derler,
Zekeriya
beyazcı,
Lakin Kendilerinin yok saydıkları ve
uydurduklarını İslamın Hükümlerini nereye koyarlar ?
BAŞ
BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? RAMUZ
EL HADİS HADİS No C/2 S/198 H/6
Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Her Kim Müslüman, İslam Dinini Tefekkuh etmekle, İslam Dinin Özünü, İcabatını,
Hükümlerini öğrenmekle ve
Üzerinde
Düşünmekle Mükelleftir, ve Her Müslümanın Allah Zül Celale Borcudur, “ dedi
der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? DARİMİ HADİS No 159
Sahabeden Ubeydullah Bin Ebu Cafer anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve
Sellem,
"
Dininiz, Amelleriniz, İbadetleriniz konusunda Fetva vermeye en Cüret'kâr
olanlarınız,
Cehennemi
kazanmaya En Cür'etkâr olanlardır, " dedi der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? MÜNZİRİ HADİS No C/4 S/41 H 4 ve 3
Sahabeden Ebu Salabe El Huşeni ve Mabed İbni
Vabısa (ra) anlatıyor,
Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
İyilik, Nefsin Sukun ve Huzur bulduğu Kalbin Mutmain olduğu, Kani olduğu, Gönül
ferahlığı duyduğu şeydir,
Günah
ise, Vicdanını zorlayan, Vicdanını yaralayan yok eden, Vicdanının onda Sukun
bulmadığı,
Tam
ve Net olarak açıklık bulmadığı, anlaşılmadığı, Kalbin mutmain olmadığı,
Kalbinin Kani olmadığı, Şüphe ve
Tereddüd
bırakan Gönül ferahlığı duymadığı şeydir, İyilik ve Günah konusunda, Din
Adamları sana İcazet,
Fetva
verse dahi, O Fetva ile yaptığın Amelini, Allah Zül Celal kabul edermi etmezmi
?
Düşüncesi
ile, Allah Zül Celal ve Rasulunun Emirleri dahilinde Sen, Fetvanı Kalbinden
Vicdanından iste,”dedi der,
Yani kendisi, İslam Dininin kaynaklarından,
Ayetlerden ve Hadislerden Hüküm öğrenmek ve yaşamak yerine,
Başkalarından
kendi yaptığına olur almak, Fetva almak, ancak ve ancak kendi kendini
aldatmaktır,
Zira,
Size Fetva verende, Verdiği Fetvasıda, Ne Sizi Nede Kendisini
Kurtaramayacaktır,
Kuranı Kerimi ve Allah Rasulu Peygamberi Hz. Muhammedi kabul ettiği
halde, Kuranı Kerim Ayetlerinde ve
Allah
Rasulunun Hadislerinde, Başörtüsü ( Türban ) hakkında, Ne Bir Ayet Nede bir
Hadis yoktur diyen
Pornofösör,
pardon Profosör bozmalarına, İTHAF OLUNUR , Yukarıdaki Ayet ve Hadisler, Şeriat
Kanunudur,
Allah Zül Celal tarafından gönderilmiş
olup Asli Hükmiyetleri Kuranı Kerimin içinde Müslüman Kadınlara ve
Kızlara
Emredilen, Kadınların ve Kızların Başını Örtmesi, Baş Örtüsü kullanma Emri,
Yahudi
Hahamlar, Hiristiyan Papazlar tarafından Tahrip edilmiş olan Halen Mevcut olan Tevrat
ve incilde de vardır,
Yahudi
Hahamlar, Hiristiyan Papazlar tarafından Tahrip edilmiş olan
Mevcut
TEVRAT ve İNCİL de şöyle geçmektedir,
İNCİLDE
BAŞ ÖRTME KONUSU “ PAVLUSTAN KORİNTLİLERE BİRİNCİ MEKTUP
BÖLÜM 11 ”
“
Her Durumda Beni Hatırladığınız ve Size ilettiğim Öğretileri, Olduğu gibi
koruduğunuz için, Sizi Övüyorum,
Ama
Şunuda bilmenizi isterim, Her Erkeğin Başı Mesih, Kadının Başı, Erkek ve
Mesihin Başı Tanrıdır,
Başı
Örtülü olarak Dua eden, yada Peygamberlik eden Erkek, Başını küçük düşürür,
Ama, Başını örtmeden Dua eden yada
Peygamberlik eden Her Kadın, Başını küçük düşürür,
Böylesinin,
Başı traş edilmiş bir Kadından farkı yoktur, Eğer Kadın Örtünmüyorsa, Saçını
Tıraş etsin,
Ama
Kadının Saçını Traş etmesi ayıpsa, Başını Örtsün, Erkek Başını Örtmemelidir,
Çünkü
Erkek, Tanrının Benzeyişinde olup, Tanrının Yüceliğini yansıtır, Kadın ise,
Erkeğin Yüceliğini yansıtır,
Çünkü
Erkek, Kadından değil, Kadın, Erkekten yaratıldı, Erkek, Kadın için değil,
Kadın, Erkek için yaratıldı,
bu
nedenle ve Melekler uğruna Kadın, bir Yetki işareti olarak Başını örtmelidir, “
dediği halde,
YAHUDİLERİN
TAHRİP ETTTİĞİ TEVRAT, HEZEKİEL
BÖLÜM 13 AYET 18 ve 21
“
Her Kese Bilek bağı, Her Boyda Baş Örtüsü Dikip, Yapan Kadınların Vay Başına,
Kendi Canlarını korurken,
İsrail
Halkının Canını Tuzağamı düşüreceksiniz, Örtülerinizi yırtacak, Halkımı
Elinizden kurtaracağım,”
diyen,
Tahrip edilmiş Tevrattaki gibi,
Baş
Örtüsünü Bir Tuzak kurma olarak gösteren, Baş Örtüsünü reddeden, Açık Saçık
giyinen Yahudi gibidir,
Müslüman olduğu halde Baş Örtüsünü, Türbanı Reddedenlerin durumuda,
Müslümanın Yahudisidir,
Müslümanın Yahudisi değilde Nedir ?
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? ARAF SURESİ AYET 19
“ Allah Zül Celal, Adem Babanızı ve Havva
Ananızı Cennette Yarattı sonra,
Adem
Babanıza ve Havva Ananıza, Ey Adem ve Havva, Ey Adem Sen ve Eşin, Cennete
yerleşin, Cennette durun,
Cennette Dilediğiniz şeylerden yeyin için
gezin dolaşın Cennetin Niymetlerinden faydalanın,
Gördüğünüz,
Dilediğiniz, Arzu ettiğiniz ve Düşünebildiğiniz kadar, Cennette Sınırsız ve
Sonsuz olarak,
Cennetin
bütün İmkanlarından faydalanın,
Lakin Ancak ve Ancak ! Şu Ağaca ve Meyvasına
Katiyetle Yaklaşmayın, O Ağacın Meyvasından yemeyin,
Zira
Oraya Yaklaşırsanız dahi, Sapıtmışlardan, Sapıklardan, Azgınlardan,
Kendi
kendine Zulmedenlerden olursunuz, dedim,” der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? ARAF SURESİ AYET 20, 21 ve 22
“ Sonra
Şeytan, Ademe ve Havvanın yanına gelerek, Ademe ve Havvaya Fısıldadı,
Allah
Size O Ağacın Meyvasını neden yasak etti biliyormusunuz ? dedi,
Allah
Sizinde, Bizim gibi bir Melek olmanızı ve Cennette Ebedi olarak kalmanızı istemiyor,
Aslında
Sizi Şu Ağaçtan ve Meyvasından Men Etmedi, Sizlerde, Melekler gibi, Cennette
Ebedi Kalıcılardan
olursunuz
diye Men etti, Bu Ağacın Meyvesi, Sana ve eşine Sonsuzluğu ve Sonu olmayan bir
Sansalatı verecek
olan
Meyvedir, O Ağacın Meyvesinden yersen Sonsuzluğa, Sansalata kavuşursunuz dedi,”
“
Gerçekten Ben Size güzel bir Öğüt verenlerden Yol gösterenlerden biriyim
diyerek Yemin etti,
Adem
ile Havva Şeytanın Sözlerine kandılar, Şeytanın Vesvese Hileleri ve Tuzakları
ile
Adem,
Havayı aldattığını görmediler, “ Adem
ile Havva Şeytanın Sözlerine kandılar
O
Ağacın Meyvesinden yediler, Rabbinin Yasağından, Rabbinin Emrinden çıktılar,”
“ O
Ağacın Meyvesini Yer Yemez, Anında, Avret yerleri, Ayıp yerleri, Mahrem yerleri
Hayasızlıkla açılıverdi,
Mahrem
yerlerini, Meyvasını yedikleri Ağacın yapraklarından örtüp kapatmaya yamamaya
çalıştılar,”
Allah
Zül Celal Adem ve Havvaya “ Ben Size O Ağaca Yaklaşmayın, O Ağacın Meyvasından
Yemeyin Diye
Men
Etmedimmi ? Adem ve Havva “ Biz Şeytanın
Sözlerine Kandık, O Bizi Kandırdı dediler,”
Allah
Zül Celal Onlara Şeytan Sizin Apaçık bir Düşmanınızdır demedimmi ? dedi,
Şeytan
Böylece Sizleri aldatarak Cennetteki yerlerinizden kovdurdu,”der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? ARAF SURESİ AYET 18
“
Şeytan Vesvese Hileleri ve Tuzakları ile
Adem, Havvayı aldattıktan sonra, Allah Zül Celal Şeytana,
Sen
artık Cennetimden çık, Yerilmiş, Aşağılanmış olarak Cennetimden Kovuldun, Andolsunki, İnsanlardan
Sana
Her Kim uyarsa, Mutlakki, Hepinizi Mahşer günü toplayıp Cehennemime atacağım
dedi,” der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? ARAF SURESİ AYET 15
“
Şeytan Cennetten Kovulduktan sonra Allah Zül Celale Bana bir Süre ver dedi,
Allah
Zül Celal, Şeytana,” İnsanları Tekrar diriltileceğim güne kadar sana Süre
verilmiştir,
Haydi
Şimdi Sen, Süre verilmişlerdensin dedi,” der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? ARAF SURESİ AYET 16
“
Şeytan Allah Zül Celale, “ Beni Cennetten kovmana karşılık olarak, Yemin
ederimki,
Ademoğluna
Düşmanlığımla, Onları Sapıtmak, Saptırmak için, Senin Doğu Yolunun üstüne
oturacağım,
Onların
Önlerinden, Arkalarından, Sağlarından Sollarından Onlara sokulacağım,
Onların
Pek Çoklarını, Sana İtaat edenlerden, Sana İman edenlerden, Sana
Şükredenlerden,
Sana
Hamdedenlerden olmayacaklar dedi,”der
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? NİSA SURESİ AYET 118 ve 119
“
Şeytan Allah Zül Celale,
Elbette
Senin Kulların arasından Kendime bir Pay alacağım dedi, Ve Allah Zül Celal,
Şeytana Lanet etti,”
“
Şeytan, Allah Zül Celale, Kulların arasından kendime alacağım pay,
Onları
Senin yolundan, Rasulunun yolundan saptırmaktır ve sapıtacağım,
Onları
öyle kuruntulara sokacağımki, O Kuruntularla Kendilerini güzel ve hoş
görecekler,
Onlara,
Kullarına Emredeceğim, Senin, Onları Yaratışını değiştirecekler,
Onlara
Emredeceğim, Hayvanlarının Kulaklarını yardıkları gibi, Kendi Kulaklarınıda
yaracaklar,
(
Erkekler Kadınların, Kadınlar Erkeklerin Şehvetini üzerlerine çekmek için
Estetik yaptıracaklar,
Cinsiyetlerini
Değiştirecekler, Erkek Kadın olacak, Kadın Erkek olacak,) işte bunu
yapacaklar,” dedi,
Allah Zül Celalde Şeytana, Seni Dost edinmiş
olanlar, Benim değil Senin Emirlerine İtaat edenler,
Allahı
bırakmış, Allaha yüz çevirmiş, Allahı İnkar etmiş olup, Şeytana Dost olmuş olanlardır,
İşte
Onlar, Cehennemde Amansız Azaplarla, Apaçık bir Hüsranda olacaklar,” der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? ARAF SURESİ AYET 27
“ Ey
Ademoğulları, Ey İnsanlar, pek ama pek
çok dikkat ediniz,
Şeytan
ve Taraftarları, İnanmayanların, İnkarcıların, Kafirlerin, Münafıkların
Dostudur,
Şeytan ve Şeytanın yandaşları, Araçları, Hileleri
( Size Kavram kargaşaları ile )
Sizin,
Onları göremeyeceğiniz yönden, ( Edepsizlik ve Hayasızlık yönünden ) görürler
ve Size yaklaşırlar,
Şeytan ve taraftarları, Sizi, Sizin Onları
görmediğiniz, göremeyeceğiniz yerden görürler,
Hissedemediğiniz
yönden Size yaklaşırlar, Size sokulurlar,
Ey
İnsanlar, Şeytan Hileleri ve aldatmaları ile, Ana ve Babanız, Adem ile Havvayı aldattığı
gibi,
Sizide
Aldatmaması için pek ama pek çok dikkat ediniz,
Nasılki Şeytan, Ananız Havva ile Babanız
Ademin Ayıp yerlerini Avret yerlerini açarak, soyarak,
teşhir
ederek, nasıl Cennetten Kovdurdu ise, Sizlerede Aynı Fitnesini yapacak devam
ettirecektir,
( Siz,
Henüz, Cenneti dahi göremeden, Sizi Dünyada iken Cennetten kovdurmaya gayret
edecektir,)
Zira Şeytan ve Şeytanın yandaşları, Araçları,
Hileleri Şimdi Sizide aldatıp,
Sizi
Elbiseli, Kıyafetli iken, Edep Yerlerinizi, Mahrem Yerlerinizi, Ayıp
Yerlerinizi, Cinselliğinizi,
Giyinik
Çıplak olacak şekilde, Yahut Çıplak görünecek şekilde,
Edepsizliği,
Hayasızlığı çok güzel çok tatlı olarak gösterip kandıracaktır,
Dikkat
edinizki, Şeytan ve Şeytanın Yandaşlarına, Araçlarına uymayınızki,
Şeytan
Şimdi Sizide aldatıp Cennetten Kovdurmasın,
Şeytan,
Adem ile Havvayı Cennetten Kovdurduğu gibi, Sizide Cennetten Kovdurmasın,
Ey
Ademoğulları Çok dikkat ediniz, Şeytan Sizide Şaşırtıp, aldatıp, Belalara
düşürmesin, Sizi Daha Siz Dünyada
iken
Cennetten kovdurmasın, Zira Şeytana uyarsanız, Dünyada iken Cennetten
Kovulanlardan olacaksınız,” der
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? CAMİUSSAGIR HADİS No 1593
Sahabeden İbni Mesud (ra) Anlatıyor,
Rasullalah Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Hırslanmaktan, Doyumsuzluk Hırsından Sakınınız, Zira Doyumsuzluk Hırsı,
Sınırsız
ve Sonsuz çeşitte Yiyecekler, Meyvalar olduğu Cennette dahi, Adem ile Havvayı,
Yasak
Ağacın Meyvasını yemesine ve Cennetten Kovulmasına neden olmuştur,
(
Sizde henüz Cenneti dahi görmeden, Dünyada iken Cenneten kovulursuz,) “ dedi
der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? CASİYE SURESİ AYET 23
“
Hevasını, Arzusunu, Edepsizliğini, Hayasızlığını, Cinselliğini, Şehvetlerini,
Kendi Fikrini ( Bence diyerek ),
Allah
Zül Celalin Emirlerine Karşı koyan İnsanlar, Kendi Fikirlerinin sapıttırdığı,
Sapıklaştırdığı,
Kendi
Kendinin Kulağını ve Kalbini Mühürlediği, Gözünün önüne perde çektiği,
Hidayete
gelmek istemeyen İnsanlardır,
Aşağılıkların
aşağısı İnsanları görmüyormusun, Hala Düşünmezmisiniz,“diye soruyor, “ der,
Yani Türban, Baş Bağlamamak Sadece ve
Sadece bir Günahınız değil Cennetten Kovulma sebebiniz olacaktır,
Edep ve Hayayı yok saymakla, Edepsizlik ve
Hayasızlık Özgürlüğü ile,
Kavram
Kargaşasından başka bir şey olmayan, Modernliğin, Şıklığın, Çağdaşlığın,
İlericiliğin,
Bugün
yine aynı Ağacın, Edepsizlik ve Hayasızlık Meyvesini yemekle,
Bugün
Ne kadar Modern, Şık, Çağdaş, İlerici, Bağımsız, Özgür, Eğitimli, Bilgili ve
Aydın oldunuz ?
Şık
olacağım derken Sadece ve Sadece Şıllık Olmadılarmı ?
Aynı Şeytan Bugün, Türbanı çıkardığınızda,
Modern, Şık, Çağdaş, İlerici, Bağımsız, Özgür, Eğitimli,
Bilgili
ve Aydın olacaksınız, Kendi başınıza Ekonomik bağımsızlığa Rahatlığa
kavuşacaksınız gibi,
kavram
kargaşaları ile Şimdi Sizide
aldatmıyormu ? Kandırmıyormu ?
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? HEYTEMİ Ez ZEVAVİR HADİS No C 2 S 148
Sahabeden İbni Abbas (ra) anlatıyor, Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Miraca Çıkarıldığımda Cebrail (as) Bana Cehennemi gezdirdi, Cehennem
Çukurlarında,
Saçlarından
asılarak azap edilen kadınları, Yüzleri Parçalanarak Azab edilen kadınları,
Göğüslerinden Asılarak,
Göğüsleri
Parçalanarak Azab edilen kadınları, Bacaklarından asılarak, Bacakları
parçalanarak azap edilen,
Kadınları,
Dillerinden asılarak Azap edilen Kadınları gördüm, Bunlar Kimlerdir Ey Cebrail
diye sordum,
Cebrail
(as) Onlar, Süslenmekle, Açılıp
saçılmakla, Göğüslerini Teşhir etmekle Fuhuş yapan Kadınlardır,
Fuhuş
ve Zina ile, Etini yediren Kadınlardır, Fuhuş ve Zina ile Kadınların Etini
yiyen Erkeklerdir, “ dedi der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? HEYTEMİ Ez ZEVAVİR HADİS No C 2 S 149
Allah Rasulunun Kızı ve Ehli Beyti Hz Fatıma
(ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Selleme,
Allah
Zül Celal Bu Kadınları Neden Bu Kadar Azaba sokmuş diye sordum, Allah Rasulu
Cevaben,
“ Ey
Fatıma, Saçlarından asılarak Azab edilen Kadınlar, “ Saçımı Kapatmanın Ne
Mantık ve Manası var, ?
Saçlarını
kapatmayan Müslüman olmuyormu ? “ diyen Kadınlardı,
Yüzleri
Parçalanarak Azab edilen Kadınlar, Süslenerek Kocasından Başkalarının ilgisini
çeken Kadınlardı,
Göğüslerinden
Asılarak, Göğüsleri Parçalanarak, Bacaklarından asılarak, Bacakları
parçalanarak
Azab
edilen Kadınlar, Göğüslerini, Baldırlarını, Bacaklarını Teşhir ederek
Erkeklerin Şehvetini çeken Kadınlardı,
Dillerinden
asılarak Azap edilen Kadınlar, Dedikodu yapan, Gıybet yapan, Laf getirip laf
götüren,
Çirkef
Zanları ile İnsanların arasını bozan, Kocasına Diliyle eziyet veren Kadınlardı,
“ dedi der,
BAŞ BAĞLAMAMAK, TÜRBAN BAĞLAMAMAK NEDİR ? FECİR SURESİ AYET 29. 28 ve 30
“
Allah Zül Celalin, Size Tayin etmiş olduğu İbadetlere, ( Türban İbadetine) Razı
olunki,
(
Bunlar yerine Başka şeyler İcat etmeyinki) Siz Allahtan Razı olunki,
Allah
Zül Celalden Razı olarak Allaha İtaat edinki,
Allahın
tayin ettiği ve Rasulunun gösterdiği şekilde Allah Zül Celale İbadet edinki,
Merdiyye
Rızalıkla, Karşılıklı Rızalaşma ile, Allahta, Sizin Allaha olan İmanınızdan ve
İbadetlerinizden
Razı
olsun, “ Amellerinle, İbadetlerinle, Çalışmalarınla, İşlerinle, Sosyal
yaşamınla,
Rabbinle
Karşlılıklı Rızalaşmaya girerek, Rabbinle devamlı Rızalaşma içinde Ol ki,
Rabbin
Senden Hoşnud ve Razı olsunki,
Sen
Rabbinden Hoşnud ve Razı olki, Rabbinin Cennetine girebilesin,
(
Zira Rabbinin Cennetine giremeyen, Cehenneme girer, Ortası yoktur, ) “ der,
Siz Allahın Emrettiği Türban İbadetine
Razımısınız ? Siz Allahın Size tayin ettiği ve
Rasulunun
gösterdiği şekilde olan Türban İbadetine Razı olmazsanız, Allahta Sizden Razı
olmaz,
BAŞ BAĞLATMAMAK, TÜRBAN BAĞLATMAMAK NEDİR
? NUR SURESİ AYET 54 ve 62
“ Rasulum
Deki, Şunu iyice biliniz anlayınızki, Allah Zül Celale İman, İtaat, İbadet ve
Amel hususlarında,
Rasulumun
Sorumluluğu, Rasulume yüklediğim Sorumluluktur,
Sizin
Sorumluluğunuzda, Sizin üzerinize yüklediğim sorumluluktur,
Rasulumun Sorumluluğu, Rasulumun üzerine
yüklenendir, Rasulum Kendisine yükletilenden sorumludur,
Sizin
Sorumluluğunuzda, Sizin Üzerinize yüklenendir, Sizde, Size yükletilenden
sorumlusunuz,
Rasulum deki, Rabbimin Peygamberi olan Bana
düşen, Tebliğden başka bir şey değildir,
Allah
Zül Celale ve Peygamberi olan Bana İman ve İtaat edin,
Şayet Tüm Benliğinizle İtaat ederseniz,
Hidayet bulursunuz,
Mümin
Olanlar Ancak ve Ancak Onlardırki, Allaha ve Rasulune İman ve İtaat edenlerdir,
“ der,
BAŞ BAĞLATMAMAK, TÜRBAN BAĞLATMAMAK NEDİR
? TİRMİZİ HADİS No 2191
Sahabaden Ebu Said El Hudri (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallalahu Aleyhi ve Sellem,
“ Şu
İki şey Sizi Allah yolundan ayırmaya yeterlidir, Dünya arzu ve isteklerine
karşı,
Kadınlarınıza
karşı dikkatli olunuz, Kadınlarınızın, Kılık Kıyafetinden, Edebi ve Hayasından,
İffetinden,
Namusundan,
( Babası, Kocası, Abisi olarak,) Sizde Sorumlusunuz, Kadınlarınıza karşı Dikkatli
olunuz,
Hakkı,
Doğruyu bilen Kişinin, Hakkı Doğruyu söylemesine, Edep ve Hayayı söylemesine,
öğretmesine
İnsanlardan
korkusu engel olmamalıdır, “ dedi der,
BAŞ BAĞLATMAMAK, TÜRBAN BAĞLATMAMAK NEDİR
? ALİ İMRAN SURESİ AYET 186
“
Babanızın, Annenizin, Hanımınızın, Çocuklarınızın, Kardeşlerinizin,
Akrabalarınızın, Mallarınızın, Canlarınızın
Sevgisi
Muhabbeti ile, Babanızı, Annenizi Hoşnud edip etmemekle, Kocanıza doğru
davranıp davranmamakla,
Hanımınıza
doğru davranıp davranmamakla, Çocuklarınızı İslam Dinine göre Terbiye etmekle
veya etmemekle,
Kardeşlerinize,
Akrabalarınızla İyi güzel hoş geçinip geçinmemekle,
Mallarınızla
ve Canınızla Allah Zül Celal için Cihad etmek ve ya etmemekle,
Allah
Zül Celal ve Allahın Rasulu Muhammed Aleyhisselam Sevgisi ve Muhabbeti ile,
Allah
Zül Celale ve Rasulu Muhammed Aleyhisselama İtaat Sevgisi ve Muhabbeti ile
İmanınız
İmtihan edilmekte ve Denenmektesiniz, “ der,
Kuranı Kerim Ayetleri ve İslam Dininin
Peygamberi Hz. Ahmet, Mahmud, Muhammed, Mustafanın Sözleri,
Hadisleri,
Sünnetleri Şeriat Kanunudur, Yazımın
Başından Sonuna Kadar olan, Bu Ayet ve Hadisler
ŞERİATI
TANIMLAMAKTADIR, Yukarıdaki Ayet ve
Hadisler, Şeriatın Madi ve Manevi Kılık Kıyafet Kanunudur,
ŞERİAT, SADECE DİNİ İBADETLER İÇİN DEĞİL, İNSAN
TOPLULUKLARI İÇİN
YÖNETİM, SOSYAL HUKUK ve SOSYAL ADALET SİSTEMİDİR,
Temel Hak ve Hürriyet, Sosyal Hukuk ve
Sosyal Adalet içeren,
Toplum
Vicdanını Rahatlatıcı olan Bütün Kanunlar : ŞERİAT YASASIDIR,
Hak,
Adalet ve Sosyal Hukuk üzere olan Tüm Yasa ve Kanunlar, Şeriat Yasası ve
Kanunudur,
Temel
Hak ve Hürriyet, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adalet içermeyen Yasalar zaten Yasa
değildir
Hiç bir İnsan olamazki, Şayet İslam
Dininin, Şeriatın Kendisine verdiği hükümleri,
Kendi
Nefsinde tatbik ederek yaşasında, Mahkemeye bir davası düşsün !!!
Her
İnsan İstesede istemesede, Anlasada, Anlamak istemesede, kabul etsede, kabul
etmesede,
ancak
ve ancak Şeriat Kanunları Hükmünde yaşar,
İnsanın
Dünyaya gelişinden, gidişine kadar Her şey Şeriat Kanununa Tabidir,
Akla, Mantığa, Bilime aykırı bir tek Ayet
yada Hadis yoktur,
Şu
Ayet yada hadis Akla ve Mantığa aykırı diyorsanız, O Konuda sizin Aklınız yada
Mantığınız tıkalıdır,
O
konuda Aklınızı ve Mantığınızı açmanız lazım, İşine gelmeyen, İşine gelmeyen
şeyi anlamak istemez,
anlamaz
İşinize gelmeyen, Ayet ve Hadislere, Akla ve Mantığa Aykırı demek,
bunu
Söyleyenlerin ve Tastik edenlerin Sapıklığı ve Sapıtmışlığıdır.
Kendini
Akıllı ve Aydın zannedenler ! Bazı şeyleri anlamanız için Size, “ Kıral Çıplak
“ diyen bir Çocukmu lazım ?
Ben Müslümanım, fakat Şeriata karşıyım,
demek, Şeriata karşı olmak, Şeriatı kendi hayatından dışlamak,
Allahın
Koyduğu Kılık Kıyafet Kanununu ve Onun Korumasını kabul etmiyorum, İstemiyorum,
Başıma
gelebilecek her türlü felaketi kabul ediyorum, verdiği felaketlerin,
Tahribatların, Tecavüzlerin,
Irzıma
geçmesinin önlenmesini istemiyorum demektir,
Müslüman olduğunu söyleyen ve kendincede
İbadetlerini yerine getirmeye çalışan O İnsan,
Yaptığı
İbadetlerin Şeklini ve Zamanını belirten Kanunun, Hangi Kanun olduğunu
zannediyor ?
“
Ben Müslümanım, Fakat Şeriata karşıyım “ ifadesinden, daha Ahmakca bir ifade bulabilirmisiniz ?
Her İnsanın bu andan itibaren kendi
kendine sorması ve cevaplandırması gereken bir soru ?
“
Ben Ne istiyorum ? Şeriat, Bana Ne veriyor ? Benden bir Şeyler alıyor veya
Mahrum bırakıyormu ?
HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ
NEDİR ? TEGABUN SURESİ AYET 14
“ Ey
İman Edenler, Hanımlarınızdan, Evlatlarınızdan, Söz Dinlememekle, Size Karşı
gelmekle,
Size
Karşı Haykırmakla, Size Karşı Çirkefleşmekle,
Doğruluğa İtaatsizlikle, Size İtaatsizlikle, Sadakatsizlikle,
Size
Hıyanet ve Hainlikle, Düşmanlık edecek olanlarda vardır, Onlardan Allah için
Sakının, Dikkatli olun,”der,
HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ
NEDİR ? TEGABUN SURESİ AYET 15
“
Mallarınız, Hanımlarınız ve Evlatlarınız Sizin için bir Fitnedir, Sizin için
bir İmtihandır,” der
HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ
NEDİR ? BUHARİ HADİS No 1795
Sahabeden Usame bin Zeyd (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem Kadınlara hitaben,
“
Ümmetimin Erkekleri üzerine, Kadınların Fitnesinden daha büyük Fitne
yoktur,
Ümmetimin Erkekleri üzerine Kalan, En Zararlı
Felaket, Fitne Fesad çıkarıcı olan Kadınlardır, ”dedi der,
Müslim Rikak 2740, Tirmizi İstizar, Nesei
İbni Mace Fiten
HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ
NEDİR ? ENFAL SURESİ AYET 25
“
Öyle bir Fitneden sakınınızki, O fitne, içinizden yalnızca Zulüm yapanlara
dokunmaz,
Zulüm
yapana dokunmadığı içinde Zulüm yapan kendini zulmediyor olarak görmez,
Nihayetinde
ise Allah Zül Celalin Cezası ona yaptığı Zulümlerin Katmanları ile Şiddetli
olacaktır,”der,
HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ
NEDİR ? CAMİUSSAGIR HADİS No 1804
Allah Rasulunun Damadı, Ehli Beyti ve
Sahabeden Hz Ali (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Üzerinize Öyle Fitneler olacakki, Ne Elle, Nede Dille Düzeltilemeyecektir,”dedi
der,
HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ
NEDİR ? TALAK SURESİ AYET 10
“ Allah, Nuh'un karısıyla, Lût'un karısını
misâl verdi,
Onlar,
Kullarımızdan, Sâlih bir Kulumuzun Nikâhında iken hainlik ve hıyanet Ettiler, “
der,
HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ
NEDİR ? HUD SURESİ AYET 46
“ Ey
Nuh, Oğlun Senin Sülbündendir, lakin Senin Ehlinden, Senin Evladın değildir,
Zira
O Salih olmayan Asileşmiş, Çirkefleşmiş bir Amelin sahibidir,” der,
Ana Baba, Onlardan Doğduğunuz için değil,
Allah için varsa Ana Babadır,
Hanımınız,
Nikahınızda olduğu niçin değil, Allah için Sadakati ve İtaati varsa Hanımdır,
Hanımınızdır,
Evladınız,
Kendi Sülbünüzden olduğu için değil, Allah için Sadakati ve İtaati varsa
Evlattır, Evladınızdır,
Hamın olmak, Evlat olmak, Allah Zül
Celale, Allah Rasulune, Babaya, Kocaya, Anaya Sadakati gerektirir,
Sadakatli olmak doymaktır, Doymazlığın
nedeni Sadakatsiz olmaktır,
Sadakatsizlik,
Kainat Senin olsa dahi doymamak, Aç Kalmaktır,
Babayı dinleme yok, Kocaya Uyumlu olmak
Yok, Kocaya Sadakatli olmak Yok,
Kocaya
ve Babaya Asilik Çirkefleşme var, Fitneleri var,
Kadına
Şiddete hayır diyorlarda, Lakin Kadının, Kocası ile Uyumlu yaşaması Sadakatli
olması için
Çirkefleşmemesi
için, hiçbir telkinde bulunan yok, !!!
HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ
NEDİR ? FURKAN SURESİ AYET 20
“
Sizin Bir Kısmınızı, Bir Kısmınız üzerine Fitne olmasına müsaade ettik ki,
bakalım Sabrede bilecekmisiniz ?,”der
HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ
NEDİR ? RAMUZEL HADİS HADİS No C/2 S/115
H/9
Sahabeden Ebu Ümame (ra) anlatıyor, Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“ Benim
ümmetimin hallerine en Bahtiyar olanı şu kimsedir,
Namazdan,
Oruçtan İbadetlerden Nasibi olan, Rabbine İtaatini, Açıkta ve gizlide ve en
güzel şekilde yapandır,
Ailesinden,
Çoluk Çocuğundan Nasibi olandır, Malı az, Rızkı Kendine yetecek kadar olandır,
Arkasından
Mirası ve ağlayanı az olandır,
Hiç Kimse Onu Parmakla İşaret etmez, İnsanlar
onun Halini kimse bilmez.
Bunlar
İnsanlar arasında pek tanınmaz bilinmez,
Kazançlarınız, İnsanların arasında
tanınmanız, Eşinizin Dostunuzun Size olan ilgi ve alakası,
Ailenizin,
Çoluk Çocuğunuzun Size olan Sadakati Nasibiniz kadardır ve bunda Sabırlı
olandır,” dedi der,
HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ
NEDİR ? TİRMİZİ HADİS No 2260
Sahabaden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallalahu Aleyhi ve Sellem,
“
Edep ve Hayanın Zayıflaması ve Yok olması nedeniyle, Müslümanlar üzerine öyle
bir zaman gelecekki,
Edep
ve Hayanın anlaşılması ve yaşanması yönünden, İslam Dininin gereklerini,
İslam
Dininin Edep ve Haya Şartlarını, Sosyal yaşamıyla, Dininin gereklerini yerine getirme konusunda,
Edeb ve Haya konusunda dirençli davranacak,
kendine uygun görmeyecekler,
İbadetlerini
yerine getirme hususunda isteksiz olacaklar, direnç gösterecekler,
( İslami Terör, Laik, anti Laik, Gericilik,
İlericilik, Çağdaşlık, Aydın lık, Modernlik, Şıklık gibi Kavram
kargaşaları
ile ) İslam Dinini kötüleyecek, ( Din Eğitimi alamadığı için, Dininin
gereklerini bilmeyen İnsanların
Dini
duygularını ) İslam Dinini kendi kafalarına göre uyduracaklardır,
O
Zamanda, Gerçek olarak İslam Dinini, Edep ve Haya ile yaşamaya çalışan
Müslümanlar ise,
Avucu
içinde, Kor Ateş tutan kimse gibi olacaktır “ dedi der,
HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ
NEDİR ? TABARANİ HADİS No 526
Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu, Sallallahu Aleyhi ve Selleme,
Kadınların
Kılık kıyafetinde Tesettürlü olması, Baş Örtüsü ile Başlarını örtmesi Ayetleri
geldiğini,
İlk öğrenen kişiyim, Allah Rasulu bana “
Örtünmemiş ve Başını Bağlamamış Kadınların yanına girme,
ve Örtünmeyi, Baş Örtüsü bağlamayı
Kadınlara Kızlara Tebliğ Et anlat “ dedi,
Kadınlara, Kızlara Örtünmeyi ve Başlarını
bağlamayı Tebliğ etmekten Söylemekten, Örtünmeyi ve
Baş Örtüsünü Kadınların ve Kızların Kabul
etmesinden daha zor bir gün başımdan geçmiş değildir,“ dedi der,
HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ
NEDİR ? TİRMİZİ FİTEN HADİS No 2266
Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Hükümranlığınızı, Kadınlarınızın eline kaptırdınız zaman, Kadınlarınızın
Hükümranlığı altına girdiğinizde,
Yerin
Altı, Yerin Üstünden Hayırlıdır, Ölmüş olmanız, Yaşıyor olmanızdan hayırlıdır,”
dedi der,
HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ
NEDİR ? RAMUZ EL HADİS HADİS No C3 S215
H16
Allah Rasulunun Hanımlarından, Müminlerin
Annesi Hz Aişe (ra) anlatıyor,
Allah
Raslulu Sallalahu Aleyhi ve Sellem,
“ Dininiz,
Allah için Sevgi ve Muhabbet, Allah için Buğz etmektir,” dedi der,
HANIMINIZIN, KIZINIZIN SİZE SADAKATSİZLİĞİ
NEDİR ? MÜMİN SURESİ AYET 10
“
Allah Zül Celalin Buğzu, Sizin Nefislerinizin, Kendinizin Buğzundan daha çok be
çok büyüktür,” der,
MAHŞERDE HESABA ÇEKİLME AHİRET SORGUSU FATİHA SURESİ AYET 4
“ O,
Din Gününün, Mahşer Hesabı Gününün Meliki, Hükümdarı Allah Zül Celaldir,”der,
MAHŞERDE HESABA ÇEKİLME AHİRET SORGUSU FURKAN SURESİ AYET 26
“
İşte O gün, Mahşer Hesabı Günü, Mutlak Hükümranlık, Rahmana Aittir,” der,
MAHŞERDE HESABA ÇEKİLME AHİRET SORGUSU SEBE SURESİ AYET 26
“
Rasulum Deki, Rabbiniz Mahşerde Hepinizi bir araya toplayacak, Aranızdaki
Hükmünü verecektir,
Zira,
Asıl Hüküm, Adil ve Adalet Hükmünü,
Size
Çare ve Mükafat Hükmünü verebilecek olan Allah Zül Celaldir,”der,
MAHŞERDE HESABA ÇEKİLME AHİRET SORGUSU HAÇ SURESİ AYET 56
“ O
Gün, Mahşer Hesabınız Günü, Hüküm Allah Zül Celalindir, Aranızdaki Hükmünüzü verecektir,” der,
MAHŞERDE HESABA ÇEKİLME AHİRET SORGUSU MEARİC SURESİ AYET 5
“O
Halde, Rabbin için, Güzel Bir Sabır ile Sabret,”der,
MAHŞERDE HESABA ÇEKİLME AHİRET SORGUSU YUSUF SURESİ AYET 18
“
Artık ( Rabbime Kavuşuncaya kadar, ) bana güzelce bir sabır gerekir,”der,
Allah ve Rasulu için, Muhabbetli, İtaatli,
Sadakatli ve İffetli Hanımlar için herhangi bir isnat olamaz,
Zira
bende kabul etmem,
Lakin, Kadınların, Kızların Çoğunluğu,
Sizi Kuyruğunda yürütür, Kendi Yalanlarıyla, Kendi İftiralarıyla,
Evinize
Hiç Kimseyi Gelmez ederler, Kimse aramaz çağırmaz ederler, Ömrünüzden
Tiskindirirler,
Ömür
Azabı olurlar, Babaya Nasip etmedikleri Evlat, Kendilerine Nasip olurmu ?
Kızınında, Hanımınında Yüzüne, Yüzün
Gülmek, istemez, İstemez, İstemez, Yüzünde gülmez,
Ömrümün
sonuna kadar, Hanımın ve kızın, kendi evinde senin gözünün içine baka baka
aynı
Asiliğini ve Çirkefliğini devam ettirmesi İle yaşarsınız,
Dışarda, Başını bağlayanları, Namazını
Kılanları, Kuranını okuyanları,
Ana
Babasına Sadakatli olanları gördükce İmrendiğim, İçim Yana Yana beklediğimi,
Kızımın
Başını Bağlamasını, Namazını kılmasını, Kuranını okumasını,
Sadakatli
olmasını, Anası Bana Nasip etmedi,
Bir Koca, Hanımının Sadakatinden başka,
Hanımından Ne İster ?
Bir Baba, Evladının Sadakatinden başka,
Evladından Ne ister, ?
Sadakat olmaz ise, başka ve başkaca, Sizin
için Neyin Ne değeri vardır ?
Kadınların, Fitne, Nifak Doyumsuzluk, Hükümranlık ve
Asilik fıtratları ile
Adem Babamızı Cennete dahi sığdırmadı, Sizi Evinizemi
Sığdıracak !!! ???
Herkes Kendi evinin içine baksın ne anlattığımı anlar,
Ey
Rasulum, Ahiret hayatımda Bu kadını istememe hakkım Yokmu ?
Ya Rabbel Alemiyn,
Heralde Ben Cehennemine Hiç Gitmeyeceğim, Zira
Zebanilerini, Hanımım ve Kızım olarak evime göndermişsin,
Avucumun içindeki Kor Ateşten, Onun için Beynin
Kavruluyor, Beynin Kavruluyor, Yüreğim Kavruluyor,
Ya Rabbel Alemiyn,
Mahşerde Hüküm Vermeyi, Ne Güzel Kendine almışsın,
Zira Kendi Hükmüm Kendime dahi Çare olmuyor,
Zira Siz, Dünyada iken, Daha Dünyada yaşıyor iken,
Kendinizce verdiğiniz bir Hüküm, Kendinize Bir Çare
oldumu ?, Size Telafi veren bir Çare oldumu ?
Çare, Ancak ve Mutlak Senin ve Rasulunun Hükmündedir,
Hüküm Sahibinin, Adaletini, Rahmetini, Hikmetini,
Şimdi Anlayabildinizmi ?
Ya Rabbel Alemiyn.
Şeytanı Yarattın, Kadını Niye Yarattın --- Kadını
Yarattın, Şeytanı Niye Yarattın,
İkisi birleşince, Mücadele etmeye Kudretim yetmedi,
Biçar Acziyette Kaldım,
Lakin Sözüm Rabbim için değil, Bizim Düşünmemiz
içindir,
Zira Derdimden Ekber olan, Büyük olan, Rabbim Allah
var,
İSTİKLAL HARBİMİZDE, MİLLETİMİZİN, ARDINDA
SIRA DAĞLAR GİBİ DURDUĞU,
YENİ DEVLETİMİZİN KURUCUSU OLAN,
BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün,
Kendi eliyle yazdığı Mektuplarında,
CUMHURİYET İLKELERİNDEN, LAİKLİĞİ, LAİK
EĞİTİM ve ÖĞRETİM İLKESİNİ TANIMLAMASI,
CUMHURİYET İLKELERİNDEN, KADINLARIN KILIK
KIYAFETİ TANIMLAMASI NEDİR ?
“ Dinler Vardır ve Lazımdır, Bizimde, Temeli
Çok Sağlam bir Dinimiz vardır,
İslam Dini, Şuura muhalif, ilerlemeye engel hiçbir şey
ihtiva etmez,
Müspet
Bilimlerin Temeline, Akla, Fenne, İlme dayalı, Fikir Terbiyesinde, Hakiki olan
Mantığa dayalı,
En
Tabii, En Makul, En uygun olan Din, Bizim Dinimiz İslam Dinidir, ondan
dolayıdırki, En son Din olmuştur,
Bizim, Milletimiz,
İslam Dini ve Kendi Lisanı ile kuvvetli iki fazilete maliktir,
Hiçbir kuvvet Bu faziletleri milletimizin, Kalp ve
Vicdanından çekip alamayacaktır ve alamaz, alamayacaktır,
Hakikate bizzat nasıl inanıyorsam, Dînimize de öyle
inanıyorum,
Kasdi
Fiillere dayanan, Taassupkar hareketlerden, hakaretlerden Sakınmakla, Her Dine de Saygı gösteririm,
Her fert, İstediğini düşünmek veya
İstediğine inanmak, Seçtiği Dinin İcaplarını yapmak veya yapmamak,
Kendine
mahsus Siyasi bir fikre malik olmak, Hak ve Hürriyetine sahiptir,
Hiç
Kimsenin, Fikrine ve Vicdanına Hakim olunamaz,
Türklere
istiklâlini veren, Bizim Dinimizde, İslam Dininde Ruhbanlık yoktur,
İslam
Dininde Ruhbanlık olmadığı halde, Meczup, Bâtıl,
Sunî îtikatlardan ibaret Tarikatlar, Cemaatlar dini vardır,
İslam
Dininin En Hakiki Tarikatı, Cemaati, İslam Dini Medeniyetinin Kendisidir,
İslam Dininde ve Türkiye Cumhuriyeti
Ulusumuzda, Herkes Eşittir, Hepimiz Eşitiz,
Hiç Kimsenin İnancı, diğerine bir Üstünlük değildir, Kimsenin
Kimseye Üstünlüğü yoktur,
Devletimiz içinde, Hiç Kimse, Dininden dolayı ayrıcalıklı
olamaz, bu Geçmiş Tarihimizde de böyle ola gelmiştir,
İslam Dininde
Zorlama yoktur, Dinin ve Devletin işleri ayrıdır,
Şahsi İbadetlerimiz ayrıdır, Devlet işlerimiz ayrıdır,
Dinimizin Şahsi İbadetleri Devlet işi değildir,
Lakin, Hak ve Adalet ölçüsünde olan tüm Devlet İşleri
dahi İbadetimizdir,
Eğitim ve Öğrenim yerleri Ruhbanlar ve
Ruhban Kurumları değildir,
Ruhban
Din Adamları, Devletin İdare İşlerine, Devlet yönetimi ve İdarecilerde Dinin
İbadet İşlerine karışamaz,
Her Kişi, İlmi, Fenni, Vicdani düşünen
Fikrini, Dinini, Din İşlerini, İmanını, Milliyetini, Kişiliğini,
Geçmişini,
Tarihini öğrenmek için bir yere Muhtaçtır,
Herkes, Kendi
Geçmişinin, Tarihinin, Kimliğinin, Medeniyetinin, Kendi Dininin, Doğrusunu,
Asliyette Doğru
yerden Öğrenmek Hak ve Hürriyetine sahiptir ve dahi Mecburiyetindedir,
Tarihimizi, Kimliğimizi, Medeniyetimizi,
Dinimizin Hükümlerini, Eşit olarak öğrenmeye, Mecburuz,
Hiç Kimse, Hiç Kimsenin, Dinini Öğrenmesine ve yaşamasına
engel bir müdahil olamaz, Müdahil olunamaz,
Sahte
Dindarlarla, Gerçek Dindarları, Dini Simsarlık yapanlar, Din Simsarlığı
yapanlar, ancak,
Gerçek
Din Eğitimi ve Öğretimi ile ayırt edilebilir, ORASIDA OKULDUR,
Zira Okul, Genç Beyinlere, İnsanlığa
Saygıyı,
Milletine,
Ülkesine Sevgiyi, Bağımsızlık Onurunu, İktisadiyatı Öğretir,
Geçmişini, Tarihini, Kimliğini,
Milliyetini, Medeniyetini, Dinini, doğru öğrenmeyen Milletlerin,
Ayakta
kalması mümkün değildir,
Muallimler, Öğretmenler, En Hakiki Mürşit
İLİMDİR, Cumhuriyet Sizden, İlmen, Fennen ve İktisadi ilimleri
Hakiki
Mantıkla, Fikren Vicdani Düşünen, Bedenende kuvvetli olan, Yüksek karakterli
Muhafız Nesiller ister,
İstiklal Harbimizde Ordularımızın
kazandığı Zafer, Muallimlerin, Öğretmenlerin Zaferi Zeminidir,
Gerçek
Zaferi, Siz Muallimler, Öğretmenler kazanacak, Fedakarlığınızla devam
ettireceksiniz,
Muallimler,
Öğretmenler, Fedakarlığınız ve Vefakarlığınızla Yeni Nesiller, Sizin Eseriniz
olacaktır,
Zira,
Türk Çocukları, Ecdadını tanıdıkca, daha büyük işler yapmak kuvvetini kendinde
bulacaktır,
Dînimizin
emrettiği Tesettür, hem hayatta, hem fazilete uygundur,
Tesettürü Şer’î, Kadınlar için mûcibi müşkilat olmaz,
Kadınların hayâti mâişette ve hayâtı içtimâîyede,
hayâtı iktisâdiyede ve hayâtı ilimde erkeklerle teşrîki
faaliyet etmesine mânî bulunmayan bir şekli basirettir,
Bu şekli basiret, heyeti içtimâiyemizin ahlâk ve âdâbına
mugayir değildir, ( aykırı değildir )
Bizim, Türkiye Cumhuriyeti hayatında,
Kadının Tarzı Telebbüsünde teceddüt yapmak Mevzu Bahisi yoktur,
Milletimiz,
Örfüne, Terbiyesine göre, istediği kıyafeti ihtiyar eyleyebilir,
Ancak
Dinimizde, Milletimiz Örfünde, Mevcut olan, Adeti Mergübeye İntizamı cereyan
etmek mevzudur,
Milletin hayatı kabiliyesi tatbikiyesi
temayulatı, Örfüne ve Terbiyesine ait şekillerde kıyafetleri muvaffakiyeti,
temayulatı
umumiyeye tevafuk görmek lazımdır,
Kasaba ve
şehirde ecânibin nazarı dikkati en çok, Kadınların Kıyafeti şekli tesettür üzerinde tesebbüt ediyor,
Mamafih, îcâbı dîn olan tesettür, kısaca ifâde etmek
lâzım gelirse, kadınların külfetini mûcip ve muhâlifi âdap olmayacak şekli
basirette olmalıdır,
Şekli
tesettür, kadını hayatından, mevcudiyetinden tecrit edecek şekilde olmaz,
Kadınlarımız, Dîninin emri, Şeriatın emri, mûcibince
tesettür etsede,
Kadınlarımız Kara Çarşafla ne O kadar kapanırlar, Nede (
Modernlik diye ) O kadar açılırlar,
Bu sadette,
son söz olarak diyorum ki,
Anaların Evlatlarına vereceği terbiye, Gerçek Terbiye
özelliklerini taşıyan evlatlar yetiştirmektir,
Kızlarını
yetiştirecek olan Validelerdir, KIZLARINI, ANALARININ ADAM ETMESİ LAZIM,
Önceki Analar, Kızlarını Adam etmişlerdi, Lakin bugünkü
seviyemiz, bugünkü îcâbât ve ihtiyâcâtı esâsiyeye
Gayrıkâfîdir, ASLİ KEMALDE, ASLİ ZİHNİYETTE, ANALARA
MUHTACIZ,
Türk milleti
daha Dindar olmalıdır, Yani bütün sadeliğiyle Dindar olmalıdır diyorum,
( Geçmişine,
Tarihine, Kimliğine, Milliyetine, Medeniyetine, Milleti Maneviyatına, Dinine
Kindar değil,)
Katîyetle ve
bilâpervâ söylerim ki,
Hâkimiyeti Milliyemizin bir zerresini şu veya bu sûretle
takyit etmek isteyenler en koyu mürtecîdir,
Öylelere karşı milletin yapacağı şey, onların fikirleri
söylemini parçalamak, kabul etmemektir,
Türk Milleti
dahada Dindar olmalıdır, Yani bütün sadeliğiyle Dindar olmalıdır diyorum,
( Geçmişine, Tarihine, Kimliğine, Milliyetine,
Medeniyetine, Milleti Maneviyatına, Dinine Kindar değil,)
Bu mârûzâtımın
istiklâlini, şerefini, hayat ve mevcudiyetini temin ve idame umde ittihaz eden
yeni
Türkiye Devleti’nin esaslarından birini teşkil etmesi
lâzımdır ve inşallah edecektir,” diye ifade etmedimi,?
ATATÜRK İLKELERİNDEN olan, INKILAP
KANUNUMUZ olan ve Anayasamıza göre Korunması gereken
BAZI
KİSVELERİN GİYİLEMEYECEĞİNE DAİR, KILIK KIYAFET KANUNUN,
1 ci
maddesi, Her hangi Din ve Mezhebe Mensup
olurlarsa olsunlar,
RUHANİLERİN, Mabet ve
Ayinler haricinde, Ruhani Kisve Taşımaları yasaktır,
Hükümet, Her Din ve
Mezhepten, Münasip göreceği yalnız bir Ruhaniye,
Mabet ve Ayin haricinde,
Ruhani Kıyafeti taşıyabilmek için Muvafakat Müsaadeler verebilir,
Bu Müsaade müddetinin
hitamına, onun aynı Ruhani hakkında yenilenmesi veya
bir başka Ruhaniye
verilmesi Caizdir, der,
2 ci
maddesi, Türkiyede, Kanuna Tevkifan
teşekkül etmiş ve edecek olan, İzcilik, Sporculuk gibi topluluklar,
ve CEMİYET, ve Kulup
gibi heyetler ve Mektepler, Mahsus Kıyafet, Alamet ve Levazım
taşımak istedikleri
zaman, Yalnız Nizamname veya Talimatname ile,
Muayyen tiplere uygun
kıyafet ve Levazım taşıyabilirler, der,
5 ci
maddesi, Türkiye Devleti nezdine Memur
bulunanların Kıyafetleri Beynelmilel Mer”i adetlere,
( Yani, Milletin Görenek
ve Adetlerine ) tabidir, der,
6 cı
maddesi, Bu Kanunun, Tatbik suretini
gösterir bir nizamname yapılır, der
8 ci
maddesi, Bu Kanunun İcrasına, İCRA
VEKİLLERİ HEYETİ MEMURDUR “ der,
Yani
Mahkeme Üyeleri ve başka kurum ve kuruluş karışamaz, İşte Gerçek Laiklik burada
başlar,
ATATÜRK İLKELERİNDEN olan, INKILAP
KANUNUMUZ olan ve Anayasamıza göre Korunması gereken
BAZI
KİSVELERİN GİYİLEMEYECEĞİNE DAİR, KILIK KIYAFET KANUNUN,
TATBİK
SURETİNİ GÖSTERİR NİZAMNAME KANUNUNUN,
5 ci
maddesi, Türk Inkılabına, Rejimine ve
Vahdetine Muhalif bir ciheti olmamak,
Hükümetce, kabul edilmiş Resmi kıyafetlerden
ayrı olmamak, ( kaydı ile )
İzcilik ve Sporculuk gibi Topluluklar ve
Cemiyet ve Kulup gibi Heyetlerce,
Bu gün kullanılmakta olan ve yukarıdaki
şartlara uygun olduğu bu teşekküllerin,
altıncı maddeye göre verecekleri
beyannamelerle,
Mahalli Hükümetlerince anlaşılan Kıyafet ve
Levazım Tip olarak kabul edilecektir,
( yani Aynı Şartlara Haiz olmak üzere başka
Tiplerde kabul edilebilir,) der,
6.cı
maddesi, Kıyafet tebdili ( düzenlemesi ) halinde,
İstimalden evvel, ( Yürürlüğe girmesinden öce )
Beyanname ile, ( Yönetmelik ile ) Yeniden
kurulacak, İzcilik ve Sporculuk gibi topluluklar ve
Kulup gibi heyetler, Bir Kıyafet, Alamet ve
Levazım taşımak istedikleri taktirde,
Nizamnameleri ile birlikte, Onları gösteren
bir Beyannameyi ( Yönetmeliği )
aynı Makama tevdi eder,
8 ci
maddesi, Mektep ve Başka bilgi
Müesseselerine devam edenlerin, Bir Kıyafet, Alameti farika
kullanmalarına luzum görüldüğü taktirde, TİP
TAYİNİ bu Mektep ve Müesseselerin,
Merbut bulundukları VEKİLLİKCE ( BAKANLIKCA )
Talimatname yapılır,
Bu gibi Mektep ve Müesseseler için kabul
olunacak alametleri,
Mektep ve Müesseselerden Mezun olanlarda
taşıyabilirler, der,
11
ci maddesi, 2596 numaralı kanunun, 6 cı maddesine göre tanzim olunmuş ve Şürayı
Devletce görülmüş
olan, bu Nizamname Hükümlerini İcra Vekilleri
( Bakanlıklar ) Heyeti yürütür, der,
Yani ; Milletin Manevi değerlerine,
Örfüne, Sosyal ve Sıhhı yaşantıyı korumaya yönelik olarak,
Görevin
gerektirdiği Niteliklerle Kılık ve Kıyafet Yönetmeliği düzenlenir der,
Hiçbir
İnsan veya Devlet görevlisi, İslam Dininin Sosyal yaşantısını,
İslam
Dininin İbadetlerinin bir tanesini dahi yok sayamaz, değiştiremez, kendine
uyduramaz,
Atatürk, Kılık Kıyafet Kanunu ve
Devrimini, Kızların, Kadınların Başını Kıçını açması içinmi Yaptı, ?
Atatürk Kılık Kıyafet Kanununu, Dini, Ruhbanların, Ruhbanlık Kılık
Kıyafetinden kurtarmak için çıkarmıştır,
Kılık
Kıyafet Devrimini, Milletin Örfüne, Maneviyatına, Milliyetine, Kimliğine,
Çalışırken işinin gereğine göre
Kılık
kıyafetini belirleyebilmesi için yapmıştır, Kadınların Kızların, Başını Kıçını
açması için değil,
Başını
Kıçını açmayanlarında, Okullardan Devlet Dairelerinden Teçrit edilmesi için
değil,
ATATÜRK İLKELERİNDEN olan INKILAP
KANUNUMUZ olan ve Anayasamıza göre Korunması gereken
TEVHİDİ
TEDRİSAT KANUNUN,
1 ci
maddesi : Türkiye dahilindeki bütün ilmiye ve Tedrisiye müeessesatı, MAARİF
VEKALETİNE merbuttur der,
2 ci
maddesi : Şeriye ve Evkaf Velkaleti, veyahut Hususi Vakıfalar tarafından İdare
olunan,
bilcümle Medrese ve
Mektepler, Maarif Vekaletine devir ve Raptedilmiştir, der,
4 cü
maddesi : Maarif Vekaleti, Yüksek Diniyat mütehassısları yetiştirilmek üzere,
Darülfununda bir İlahiyat Fakültesi tesis ve
İmamet ve Hitabet gibi,
Hidematı Diniyenin ifası vazifesiyle, mükellef
memurların yetişmesi için de,
aynı Mektepler küşat edecektir, der,
7 ci
maddesi : İş bu Kanunun, İcrayı
ahkamına, İcra Vekilleri memurdur, der,
DEVLET REJİMİMİZİ BELİRLEYEN ATATÜRK
İLKELERİMİZDE :
CUMHURİYETCİLİK :
Çoğulcu
( Ulus Kavramı gereği ) Devlet yönetim şekli demektir,
İslam
Dini sadece bireye hitap etmez, Dünyadaki bütün Toplumlara ve İnsanlara hitap
eder,
Cumhuriyet
kavramı, İslam Dini kökenli bir kavramdır, Cemaat kavramının çoğuludur,
Cumhuriyet
kavramının yerine geçebilecek ve daha irticai olmayan bir kavramınız varmı ?
DEVLETCİLİK :
Demokratik,
Laik, Sosyal Adalet sistemine dayanan Hukuk Devleti demektir,
İslam
Dininde, Hak ve Sosyal Adalete dayalı Hukuki Devlet düzenine itaat ve hizmet
etmek,
Temel
İbadetlerden biridir,
Manevi
değerlerine, Dini gereklerine göre ibadet eden İnsanın, Devleti yokmu sayılır ?
HALKCILIK :
Halkın
değerlerine sahip çıkmaktır, Halkın, kendi değerlerini yaşayabilmesi için
gerekli
bütün
şartları yerine getirmektir, Hangi Halkın Manevi bir değeri yani Dini yoktur ?
DEVRİMCİLİK :
Toplum
idaresinde Demokratik, Laik, Sosyal Adalet ve Hukuk Devleti ilkeleri içinde,
gelişen
çağa ve yeni ihtiyaçlara göre değişiklikler yapabilmektir,
ÖRNEK !!!
Toplumun
içinde Aristokratlar, Köleler, Aydınlar, Entellektüeller, Taşra, Kırsal Kesim,
diye sınıf farklılığı varsa,
O
Millette bu ilkelerden bahsedilemez. Kur'anı Kerim indiği Çağda, hiçbir
medeniyet mitolojisinde Demokratiklik,
Laiklik,
Sosyal Adalet ve Hukuk sistemi, Seçim sistemi ve Temel Hak ve Hürriyetler
yoktu,
Bu
ilkelerin hepsini İslam Dini getirmiştir, bu Devrimcilik değilmidir ?
MİLLİYETCİLİK :
Ulusal
olarak yaşadığı memleketinin kaynaklarını değerlendirerek, Milletinin
kalkınmasını,
Refah
düzeyinin artmasını sağlamak, Memleketine hizmet etmek demektir,
Bilim
adamlarının, Mucitlerin, Bilimi ve Teknolojiyi geliştirmeleri sadece Milletine
hizmet değil,
Tüm
Dünya İnsanlarına hizmetidir, örneklerini saymak mümkün değildir,
ÜMMET olmak, Vatandaşlık değildir.
Semavi
Dinlerde bir Peygambere ve Dine İman etmek ve O Dine Mensup olmak demektir.
Hz.
Musa Peygambere ve Tevrata İman edenlere, Musevi Ümmeti,
Hz.
İsa Peygambere ve İncile İman edenlere, Hiristiyan Ümmeti,
Hz.Muhammed
Peygambere ve Kuranı Kerime İman edenlere, Müslüman Ümmeti denir.
Önemli
olan Bu Üç Peygamberden Biri dahi Sizi Ümmeti olarak kabul edecekmi ? Siz Onun
hesabını yapın ?
Tarihteki
Devletlerimizde, Selçuklu ve Osmanlı Devletlerimizde de Bu Ümmetler vardı,
Var
olmayada devam edecektir, Ümit ederimki,
Ümmet
kavramı ile Ulus ve Vatandaşlık kavramını bir daha karıştırmazsınız.
LAİKLİK :
Din
ve Devlet İşlerinin, birbirinden ayırt edilmesi demektir,
Toplum
İdaresinde, Temel Hak ve Hürriyetlerin, Sosyal Hukukun, Sosyal Adaletin ve
Diğer İdari Devlet işlerinin
yerine
getirilmesini sağlamak, Toplum Düzeyinde, Devlet düzenine ait bir
yükümlülüktür,
Manevi
Değerlerin, İbadetlerin yerine getirilmesi, Şahıslara ait bir yükümlülüktür,
Şahıslar
Kendi isteğinle İbadetlerini yerine getirir veya getirmez,
Devlet
idaresi bu konuda Şahıslara herhangi bir zorlama, kısıtlama yada Dine
saygısızlık özgürlüğü getiremez,
Laiklik anlayışı, Temel Hak ve
Hürriyetleri, Sosyal Hukuku,
Sosyal
Adaleti ve Diğer İdari Devlet işlerini yerine getirmek ile,
Manevi
değerleri gereği İbadet yapmak, aynı insanda birleşirse,
Devleti
için, Manevi değerlerini, ibadetlerini dışlamak değildir,
Manevi
değerleri için, İbadetleri için, Devletini dışlamak ve İbadetlere saygısızlık
değildir,
İlk Büyük Millet Meclisi Milletvekilleri
ve Atatürk,
Eğitim
ve Öğretimin nasıl yapılması gerektiğini Kanunla belirlemek için, Aklı Hür,
Fikri Hür,
Nesiller
yetiştirilmesi için, TEVHİDİ TEDRİSAT KANUNU'nu çıkardılar,
Tevhidi Tedrisat Kanunun ismi ;
Türkceleşmiş iki Arabca kelimedir,
“ TEVHİD
“ Birleştirmek, “TEDRİSAT “ Dersler demektir,
Bütün
itibarı ile “TEVHİDİ TEDRİSAT “ Din Eğitimi ve Öğretiminin, diğer derslerle
birleştirilerek
bütünleştirilerek
Eğitim ve Öğretim kurumlarında verilmesi zorunluluğu demektir.
Temel Eğitim ve Öğretimde verilecek ders
sayısı ve niteliği,
Tevhidi
Tedrisat Kanununa göre belirlenmek zorundadır.
Devletin Eğitim ve Öğretim Kurumları :
Şahsa
veya bir Zümreye yönelik ve Tek yönlü Eğitim ve Öğretim Kurumları değildir,
Olamaz.
Topluma
ve Millete yönelik Eğitim ve Öğretim Kurumlarıdır.
Milletin
: Bilgilendirileceği, Eğitileceği, Uzlaştırılacağı, Bütünleştirileceği
Kurumlardır.
Temel Din Eğitimi, Öğretimi ve İbadetler,
Onun bunun söylediğine göre değil,
Herhangi
bir İdeoloji temeline göre değil, İslam Dininin Asli kaynağı, Kuranı Kerim ve
İslam Dininin Peygamberi
Hz.
Muhammedin Hadisleri dahilinde öğrenilmesi ve öğretilmesi, Eğitim ve Öğretiminin
yapılması zorunludur.
Tevhidi Tedrisat Kanunu, Halen yürürlükte
olan ve Anayasamızın 174 cü maddesine göre,
Ikılap
Kanunlarının korunması kapsamında bulunan,
Değiştirilmesi yada Eğitim ve Öğretim birliği adı altında,
başka
şekilde yorumlanması ile diğer Devlet
kurumlarının müdahale dahi edemeyeceği Temel bir Kanundur,
Eğitim
ve Öğretim birliğide, Din Eğitimi ve Öğretimini diğer derslerden ayırmak
kısıtlamak yasaklamak
ve
kaldırmak veya Orta öğretim okullarından mezun olan öğrencilerin Üniversitede
önünü kesmek değildir.
Tevhidi
Tedrisat Kanunun amacı, Eğitim ve Öğretim birliği adı altında
Tek
yönlü olan Eğitim ve Öğretimle ve İdeolojiler ile şartlanmış nesiller
yetiştirmek değildir.
Yani : Dini Eğitim ve Öğretimde dahil
olmak üzere, Türkiyedeki Bütün Eğitim ve Öğretim,
Milli
Eğitim Bakanlığına bağlı Devlet Okullarında ve Üniversitelerde yapılmak
zorundadır, der,
Aynı
mektepler, yani okullar küşat edilirken, Aynı okullar açılırken,
aynı
dereceye, statüye ve aynı eşitliğe sahip olur, dileyen dilediği Liseye gider
veya sonra değiştirir,
(
başka kurum ve kuruluş karışamaz, İşte Gerçek Laiklik burada başlar )
Atatürk, Kılık Kıyafet Kanunu ve
Devrimini, Kızların, Kadınların Başını Kıçını açması içinmi Yaptı, ?
Yani Atatürk Kılık Kıyafet Kanununu, Dini, Ruhbanların, Ruhbanlık Kılık
Kıyafetinden kurtarmak için çıkarmıştır,
Kılık
Kıyafet Devrimini, Milletin Örfüne, Maneviyatına, Milliyetine, Kimliğine,
Çalışırken işinin gereğine göre
Kılık
kıyafetini belirleyebilmesi için yapmıştır, Kadınların Kızların, Başını Kıçını
açması için değil,
Başını
Kıçını açmayanlarında, Okullardan Devlet Dairelerinden Teçrit edilmesi için
değil,
4 ve 5 yaşlarındaki çocuklara kendi
Kültürümüzde olmayan Bale, Opera, Resim, Piyano, Keman dersleri
verilmesinin
Modernlik, Çağdaşlık ve İlericilik gösterilmesine karşılık, Temel Eğitim ve
Öğretimde Din Eğitimi ve
Öğretiminin
kısıtlanması, Yaş Sınırlaması getirilmesi, “ Çocuk, Din Eğitim ve Öğretimini 18
yaşına gelince kendi
seçsin
ve yapsın “ gibi Masumane yalanlar ve
Hiziplerle kısıtlanması,
Açık
ve Net olarak İslam Dini ve Milletin Maneviyatı düşmanlığı değilde nedir,
?
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ : 4 Kasım 1981 tarih ve 2547 sayılı Yüksek
Öğretim Kanununun 44 cü
Maddesinin değiştirilmesi ve 10 Aralık
1988 tarih ve 3511 sayılı Yasa ile, 2 ci maddesine Ek madde 16 ile,
“ Yüksek Öğretim Kurumlarında, Dershane, Laboratuar, Klinik, Poliklinik
ve Koridorlarında,
Çağdaş Kıyafet ve Görünümde bulunmak zorunludur,
Dini İnanç sebebiyle, Boyun ve Saçların Örtü veya Türbanla kapatılması
Serbesttir ”
düzenleme kanunu çıkardı,
7 ci Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Bu Kanun Hükmünü,
Gerek anayasal açıdan, gerekse Mevzuat
yönünden ele alarak inceledi,
“
Yapılan düzenlemede, Salt, Bayan öğrencilere bu hakkın tanınıp, diğer
öğrencilere ve
Bilimsel yönden her türlü serbest
düşünce ve fikir hürriyetine sahip öğretim üyelerine ve Yüksek Öğretim
Kurumunun İdari personeline, böyle bir
hakkın tanınmaması,
Kendi eşitsizliği ve çelişkiyi de,
gözler önüne sermektedir,” gerekcesi ile,
aşağıda niteliği belirtilen 16 Aralık
1988 tarih ve 1662 – 8088 sayılı ( Cumhurbaşkanlığı ) yazısı ile
Veto ederek, bir daha görüşülmek
üzere,Türkiye Büyük Millet Meçlisi Başkanlığına iade etti, ( Ek 2 )
Türkiye Büyük Millet Meçlisi 18 Aralık 1988 tarih ve 3503 sayılı Kanun
ile,
“ Yüksek Öğretim Kurumlarında,
Dershane, Laboratuar, Klinik, Poliklinik ve Koridorlarında,
Çağdaş Kıyafet ve Görünümde bulunmak zorunludur,
Dini İnanç sebebiyle, Boyun ve Saçların Örtü veya Türbanla kapatılması
Serbesttir ”
“ Anayasanın 174 cü maddesinde
yer alan Inkılap Kanunlarına aykırı olmamak kaydı ile,
Yüksek Öğretim Kurumlarında Öğretim elamanları ile Öğrenciler için Kılık
Kıyafet serbesttir,
Bu Konu ile ilgili olarak, Kişi ve Kurumlarca, Sınırlayıcı işlem
yapılamaz, Karar alınamaz “
şeklinde ek yaparak düzenledi,
Onay için, 7ci Cumhurbaşkanı Kenan Evrene gönderdi,
7 ci Cumhurbaşkanı Kenan Evren Onayladığı Kanunun,
İptal edilmesi için Anayasa
Mahkemesine, Kanunu İptal istemi davası açtı,
ANAYASA MAHKEMESİNİN 07,03,1989 TARİHLİ 1989 / 12 KARAR SAYILI GEREKCELİ
KARARINDA
ANAYASA MAHKEMESİNİN LAİKLİK TANIMI,
“ Laiklik, Dar anlamda, Devlet
işleriyle, Din İşlerinin ayrılması olarak tanımlansa da,
değişik tanım ve yorumlar yapılsa da,
gerçekte Toplumların düşünsel ve örgütsel Evrimlerinin,
Son aşaması oluğu görüşü, öğretide de
paylaşılmaktadır, Laiklik, Egemenliğe, Demokrasiye, Özgürlüğe ve
Bilgi birleşimine dayanan, Toplumsal
bir atılım, Siyasal, Sosyal ve Kültürel yaşamın, Çağdaş düzenleyicisidir,
Onurunu Üstün tutarak, Bireye Kişilik
ve Özgür düşünce olanakları veren,
bu yolla Siyaset, Vicdan ayrımını
gerekli kılarak, ( Bireyin ) Vicdan ve Dinsel özgürlüğünü sağlayan İlkedir,
TÜRKİYENİN Modernleşme felsefesi, İnancını
yaşama Yöntemidir, İnsanlık İdealidir,
Laik
Devlet Ancak, Yurttaşların Din ve Vicdan Özgürlüğünü sağlayıcı ( Yasaklayıcı
veya Kısıtlayıcı değil )
Koruyucu
önlemleri alır, Tüm Devlet Kuruluşlarında ve İşlemlerinde, olduğu gibi,
Öğretim
ve Eğitimin her düzeyinde, Laiklik ilkesine özenle uyulur,
Tevhidi
Tedrisat Kanunu ( ve Kılık Kıyafet Kanunu ) bu gereğin Belgesidir,
Vicdan
Özgürlüğü, Dinsel Yaşamın gereklerinide kapsayan Manevi değerlerle çevrilidir,
Herkes Dinini seçmekte, İnançlarını
yaşamakta,
Tanınmış
olan Din ve Vicdan Özgürlüğü sınırları içersinde serbesttir,
Laiklik, Herkesin Vicdan, Dini İnanç ve
Kanaat özgürlüğüne saygılı olunmasınıda gerektirir,
İnançların
ayrı olmasının doğallığı, Demokrasilerde Düşünce ve İnanç Özgürlüğüyle
doğrulanır,
Çağa,
Güne, Ortama, Koşula, Duruma uygun olarak, Herkes İstediği biçimde giyinir,
Kişi,
İç ve Dış Dünyasıyla, Duygu ve Düşünceleriyle, Beden ve Ruh yapısıyla bir
Bütündür,
Giysi,
Kişiliğini yansıtan bir Araçtır,
Dar anlamda, Devlet işleriyle, Din
İşlerinin ayrılması olarak tanımlansa da,
değişik
tanım ve yorumlar yapılsa da, gerçekte Toplumların düşünsel ve örgütsel
Evrimlerinin,
Son
aşaması olduğu görüşü, öğretide de paylaşılmaktadır,
Gerçekte Laiklik, Din ve Devlet İşleri
ayrılığı biçiminde daraltılamaz,
Laiklik,
Boyutları daha büyük, alanı daha geniş bir uygarlık, Özgürlük ve Çağdaşlık
ortamıdır,
Dinsel
İnancı ne olursa olsun, İnsanların birlikteliklerini sürdürmeleri, Uygarlık
gereğidir,
Laik
bir Toplumda, Bireyin İstediği Dine ve İnanca sahip olması, Yasa Koyucunun,
( ve
Yargı kararı vericinin ) Her türlü etki ve el atmasının dışındadır,
Böylece
Devlet, Bilimsel gereklere uygun biçimde, Kurumlaşmış, Hukukla düzenlenmiş,
Karşılıklı
Saygı, Hoşgörü ve anlayışa katkıda bulunan Laiklik, Ulusal birliği sağlamıştır,
Dinsel düşünce ve değerlendirmelerin
geçerli olduğu, Dine dayalı toplumlarda,
Siyasal
örgütlenme ve düzenlemeler, Dinsel niteliktedir, Laik Düzende Din, Siyasallaşmadan
kurtarılır,
Yönetim
aracı olmaktan çıkarılır, Gerçek saygın yerinde tutularak Kişilerin
vicdanlarına bırakılır,
Böylece,
Siyasal yaşamın dayanağı Bilim ve Hukuk olur, Düşünce ve İnanç alanlarının
ayrılması,
Dinin
kutsallığına en uygun durumdur,
Dünya
İşlerinin Hukukla, Din İşlerininde kendi kurallarıyla yürütülmesi ilkesi,
Batı
Demokrasilerinin dayandığı temellerden birisidir,
Modern
Devlet, Değişik Din ve Mezheplere inananlara, bunlara ilişkin kuruluşlara,
yapısı
içinde yer vermekte, Bireyler arasında, İnançlara göre ayrım gözetmemektedir,
Düşünce ve İnanç Özgürlüğü, Kişileri ve
Toplum kesimlerini birbirine güvenle bağlayan,
Uluslaşmayı
sağlamayıda güçlendiren, Özgür düşünce, Özgür İnanç, Çağdaş Uygarlığa yöneliş,
Ulusal
yaşamda önemli bir aşamadır,
Laiklik İlkesinin, Gözönüne alınması
gereken unsurlarından biride,
Devletin
belli bir Dini olmaması ve benimsememesi nedeniyle, Çeşitli Dinlerin mensupları
arasında,
Kanun
önünde ayrılık gözetmemesi hepsine eşit işlemde bulunmasıdır,
Milletler İradesinin Mutlak Üstünlüğü,
Egemenliğin Kayıtsız Şartsız Türk Milletinde olduğu,
Bunu
Millet adına kullanmaya yetkili Hiçbir Kişi ve Kuruluşun, Bu Anayasada
gösterilen Hürriyetci Demokrasi ve
bunun
İcaplarıyla belirlemiş Hukuk düzeni dışına çıkılamayacağı,
(
Anayasa ilkesi olan ) Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında Üstünlük
sıralaması anlamına gelmeyip,
belli
Devlet yetkilerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir iş
bölümü ve işbirliği olduğu ve
üstünlüğün
ancak Anayasa ve Kanunlarda bulunduğu,
Her
Türk Vatandaşının bu Anayasadaki Temel Hak ve Hürriyetlerden Eşitlik ve Sosyal
Adalet gereklerince
yaralanarak,
Milli kültür, Medeniyet ve Hukuk düzeni içinde, Onurlu bir Hayat sürdürme,
Maddi
ve Manevi varlığını bu yönde geliştirmek Hak ve yetkisine doğuştan sahip
olduğu,
Türk Milli Menfaatlerinin, Türk
Varlığının, Devleti ve Ülkesiyle Bölünmezliği Esasının,
Tüklüğün
Tarihi ve Manevi değerlerinin, Atatürk Milliyetciliği, İlke ve Inkılapları ve
Medeniyetciliğinin
karşısında,
Hiçbir Düşünce ve Mülahazanın : ( Şahsi ve ideolojik görüşün Kararın ) korunma
göremeyeceği
ve
Laiklik İlkesinin gereği Kutsal Din Duygularının Devlet işlerine ve Politikaya
Kesimlikle karıştırılamayacağı,
Topluca
Türk Vatandaşlarının, Milli gurur ve İftiharlarda, Milli Sevinç ve Kederlerde,
Milli
Varlığa karşı Hak ve Ödevlerde, Nimet ve Külfetlerde ve Millet Hayatının Her
türlü tecellisinde ortak
olduğu,
Birbirinin Hak ve Hürriyetine, Kesin Saygı, Karşılıklı İçten Sevgi ve Kardeşlik
duygularıyla ve
“
Yurtta Sulh, Cihanda Sulh “ arzu ve inancı içinde, Huzurlu bir hayat talebine
hakları bulunduğu,
5
ŞUBAT 1937 günlü, 3115 sayılı yasayla yapılan Anayasa değişikliğiyle,
Anayasanın
2 ci maddesinde, öbür ilkeler yanında, Laiklik ilkesine yer verilmiştir,
Anlaşılmalıdırki, Bu ilke, Anayasa kuralı
olmadan önce,
Anayasadaki,
Devlet Dini açıklığına karşın, Dinsel alanda bir zorlamaya asla gidilmeyip,
(
İbadetlerin yapılmasına veya yapılmamasına zorunlu bir hal getirilmeyip )
Laiklik
uygulamaları sürdürüldüğü gibi, Laiklik İlkesinin açıkca kabulune karşında,
Yurttaşların
Dinsel İnançlarına asla karışılmamış, İbadetleri sınırlandırılmamıştır,
(
Mahkeme kararları ile Yasaklanmamıştır )
Şapka,
Bir Giyim ögesi olmakla birlikte, Tüm Giyimin SİMGESİGİR,
Özellikle
Kamu kesiminde giyinmeyi düzenleyen kurallar, ancak hukuksal gereklere göre
düzenlenir,
Devletin
Kendi kurumlarında düzenleme yapması en doğal hakkıdır,
Devletin,
Düzen sağlayacak ( başka ) kurallar getirmesi de, Özgürlük ve Özerkliğe (
Laikliğe ) aykırı değildir,
Temelde
Sosyal, Kültürel ve Estetik nedenlere dayalı bir Toplumsal olgu niteliğini
taşıyan Giyim,
Çevre
koşulları, Kişisel görüşler, Kültür ve Gelenekle biçimlenir, Değişip
gelişmeside bu nedenlere bağlıdır,
Atatürkün, Din Hakkındaki Sözleri
Anımsanacak olursa, Laiklik uygulamasının Dine Karşı olmadığı,
Dini
kötülemediği, Din Düşmanlığı anlamına gelmediği ve Dini asla yatsımadığı
açıktır,
Her
türlü aşırılık, Bağnazlık ve Zorlamaya uzak kalmayı, Kolaylık ve Ölçülülüğü
Öngören İslam Dini,
Zamanı,
Gelişmeleri, Koşulları gözetmeyen, Akla dayanmayan yorum ve
değerlendirilmelerden kaçınmayı
gerektirir,
Zorlamayı uygun bulmayan Din, ( İslam Dini alanında ) alanında, Hukuk kuralları
gibi,
Nesnel
yaptırımlar ( Yasaklamalar ) niteliğinde Kural getirilmesi, Dinsel İnanç
Özgürlüğüne ters düşmektedir,
FİKİR, İNANÇ ve KARARIYLA anlaşılmak,
Sözüne ve Ruhuna bu yönde Saygı ve
Mutlak
Sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,
TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, Demokrasiye aşık
Türk Evlatlarının,
Vatan
ve Millet Sevgisine Emanet ve Tevdi olunur, DEMESİNE RAĞMEN,
ANAYASA MAHKEMESİNİN 07,03,1989 TARİHLİ 1989 / 12 KARAR SAYILI
GEREKCELİ İPTAL KARARINIDAKİ, GEREKCELİ İPTAL GEREKCELERİ :
“ Görüldüğü üzere, sadece İslami
kurallara göre, Kadınlar için, Örtünme, Tesettür hususları gözönüne alınarak,
Dini İnanç yönünden, Yükseköğretim
kurumlarında, Öğretim yapan Bayan Öğrencilere,
Eşitlik ve Genellik ilkelerinide
aşarak, Laikliğe aykırı bir biçimde, İmtiyaz tanınmaktadır, “
“ Cumhuriyetin Temel taşının
yerinden oynatılması ve Gençlerin Laiklik İlkesinden saparak,
Teokratik Fikirlere yönlendirilmesini
sağlayacak yasal değişikliklerin yapılması,
Maddi ve Manevi Mutluluğu ile Çağdaş
Medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönündeki Türkiye Cumhuriyeti ile
bağdaştırmaya imkan bulunmamaktadır,
Anayasanın Amacı, Ruhu ve Espirisi
içinde kabul değer görmesi düşünülemez, “
“ Devlet Laik olunca, Ulus
çoğunluğunun belli bir dine bağlı olması da,
düzenlemelerin dinsel gereğe
dayanmasını haklı kılamaz, “
“ Şapka, Bir Giyim ögesi olmakla
birlikte, Tüm Giyimin SİMGESİGİR,
Nitekim, 25,11,1925 günlü Adalet
Komisyonu raporunda, Türk ulusunun,
Uygar ulusların ortak giysilerinin
belirgin niteliği olan, Şapkayı taşımaya nasıl can attığının belirtilerini saptamaktan
söz edilmiştir, Bu yasa, Giyimle, Din
arasında kurulmak istenen bağı kopararak, günlük yaşamla uyum içinde
kullanılacak, Çağdaş giysi düzenine
geçilmesini sağlamış, bu alanda devrim yapmıştır,
Dinsel gerekler yerine, Toplumsal
gerekler alınarak konu doğal konumuna sokulmuştur,
Kamu yaşamında ve Özel yaşamda Kadın
Erkek giyimleri, Dinsel gerekler gözetilerek düzenleneyemeyeceği gibi,
Özellikle Kamu kesiminde giyinmeyi
düzenleyen kurallar, ancak hukuksal gereklere göre düzenlenir,
Devletin Kendi kurumlarında düzenleme
yapması en doğal hakkıdır,
Devletin, Düzen sağlayacak kurallar
getirmesi de, Özgürlük ve Özerkliğe aykırı değildir, “
“ Haklı bir neden ve Kamu yararı
olmaksızın, sadece bir Dinin, O da çok azınlıkta bulunan bir kesimine,
yukarıda ( İptali istenen Türban
serbestliği ile ilgili kanunda ) belirtildiği şekilde Hak tanımak,
Anayasanın Laiklik İlkesi dışında,
Eşitlik İlkesiylede çelişki meydana getirmektedir, “
“ Dini İnanç sebebiyle, boyun ve
Saçların örtü veya Türbanla kapatılmasının serbest bırakılması,
Çağdaş Kıyafet ve Görünümden
duraksamada bulunmaksızın sapmadan başka bir şey olmayıp,
bu dahi kendi içinde çelişki
yaratmaktadır, “
“ Yeterli Öğretim görmemiş bazı
kızlarımız, hiçbir özel düşünceleri olmaksızın içinde yaşadıkları toplumsal
çevrenin gelenek ve göreneklerinin
etkisi altında başlarını örtmektedirler, Kendi Toplumsal çevrelerinin baskısına
veya gelenek ve göreneklerine boyun
eğmeyecek ölçüde Eğitim gören bazı kızlarımızın ve kadınlarımızın,
Sırf Laik Cumhuriyet İlkelerine karşı
çıkarak, Dine dayalı bir Devlet düzenini benimsediklerini belirtmek amacı ile,
Başlarını örttükleri ( Şahsi ve
İdeolojik kanaatlerimizce ) bilinmektedir,
Bu Kişiler için Başörtüsü masum bir
alışkanlık olmaktan çıkarak kaçtım özgürlüğüne ve
Cumhuriyetimizin Temel İlkelerine karşı
bir Dünya görüşünün Simgesi haline gelmektedir,
“ Din Seçimine, İbadete Kimse
karışmazken, Dinsel Simgelerle yaratılacak ayrılıklara,
Toplumun bu haklardan yoksun kalması
tehlikesi doğabilir, “
“ Dinsel nedenle başörtüsü ve
Türbanla Boyun ve Saçların örtülmesine serbestlik tanınması,
bu tür yönlendirme, bir anlamda
zorlamadır, “
“ Laik anlayış, Devletin,
Göreviyle ilgili düzenlemelerinin, salt günlük yaşamla ilgili olmasını
gerektirdiği gibi
içeriklerininde mutlaka dinsel
doğrultuda olmasını gerektirmemektedir,
Dine uygunluğun aranması zorunluluğu
yoktur, “
“ Çağdaş Kılık ve Kıyafetten,
dolayısıyla Muasır Medeniyetlerin benimsediği görüş ve düşünüş biçiminden
ödün verilmesini gerektiren hiçbir
haklı neden ve Kamu yararı bulunmamaktadır, “
“ Şimdiye kadar başörtüsü
kullanmadan Yükseköğretim kurumlarını bitirmiş bayanlarla,
Şimdi Yükseköğretim kurumlarında
bulunan bayanları, Dine karşı Ya da Dinsiz göstermek için kullanılma
OLASILIĞI da kaçınılmazdır, “
“ Birlikte çalışmalar yapanların
kardeşlikleri, arkadaşlıkları, dayanışmaları, yarınları için bile gerekli iken,
Onları Dinsel gereklerle ayırmak, Kimin
hangi inançtan olduğunu gösteren bir işaretle belli etmek,
onların yakınlaşmalarını, birlikte
çalışıp karşılıklı yardımlaşmalarını ve işbirliğini önler,
ayrılıklara ve dinsel İnanç ve görüşler
nedeniyle çatışmalara yol açar, “
“ Yüksek Öğretim Kurumlarında
Dinsel gereğe bağlanan Başörtüleri, Laik Bilim ortamıyla bağdaştırılamaz, “
“ Dava konusu madde, Dini İnanç
sebebiyle ibaresini taşıdığından, Demokratiklik ilkesine ters düşmektedir,
Dinsel gereklere yönetimle ağırlık
veren bir düzenleme demokratik olamaz, “
“ Dava konusu kural, Giyim
konusunda, İslami olduğu ileri sürülen başörtüsüne ayrıcalık tanımakla,
eşitlik ilkesine biçimsel yönden ters
düşmektedir, “
“ ( İptali istenen ) Bu Yasayla
Türkiyedeki Kadınların giyinmeleri ve örtünmeleriyle ilgili genel bir düzenleme
yapılmamıştır, “
“ İncelenen yasa maddesi, Dinsel
İnanç gereğine yer vererek, Atatürk Milliyetciliği ilkesiyle çelişmektedir, “
“ Yüksek Öğretim Kurumlarında
giysilerin Başörtü ve Türbanın dinsel inanca dayandırılması,
Çağın gereklerine aykırıdır, Dini
Çağdışı, güne ters düşen bir kurum olarak tanıtan Başörtüsü kullanımında,
belli biçim ve zorunluluk, Vicdan ve
Dinsel İnanç Özgürlükleriyle uyuşmamaktadir,
Laiklikle Vicdan özgürlüğü
karıştırılarak Dinsel giyinme Özgürlüğü savunulamaz, “ diyerek,
“ Dini ve Din anlayışı tümüyle
farklı bir ülkede Laiklik uygulamasının, Batıyla geniş ilişkiler içinde
bulunulsa da,
Batı ülkelerindeki gibi olması,
Laikliğin aynı anlam ve düzeyde benimsenmesi beklenemez, “ diyerek,
“ Atatürkün, Din Hakkındaki
Sözleri Anımsanacak olursa, Laiklik uygulamasının Dine Karşı olmadığı,
Dini kötülemediği, Din Düşmanlığı
anlamına gelmediği ve Dini asla yatsımadığı açıktır, “
ifadesini kullandıktan sonra, ( İslam Dini ) Şeriatı, Cumhuriyet ve
Demokrasinin karşıtıdır,
Egemenliğin bağsız koşulsuz ulusta
olması ilkesi, Dinde olmadığının kanıtıdır,
Teokratik Devlet düzeni Dinlere hoşgörü
ile bakabilir, ama Laik olamaz , “
gibi bir ifade ile, Atatürk adına İslam
Dinine Hakaret ederek,
Türkiye Büyük Millet Meçlisi, 4 Kasım 1981 tarih ve 2547 sayılı Yüksek
Öğretim Kanununun 44 cü Maddesine,
10 Aralık 1988 tarih ve 3511 sayılı
Yasa ile, 2 ci maddesine eklenen 16 maddeyi,
07,03,1989 Tarih, 1989 /12 Karar ve
1989 / 1 sayılı Gerekceli Yüksek Yargı Kararı ile,
Ek 16 cı madde yi, Anayasanın Başlangıç
kısmı ile, 2, 10, 24 ve 174 cü maddelerine aykırı görülmektedir, “
gerekcesi ile İptal etti,
Anayasa Mahkemesi Üyelerinin Türban Yasağı Kararı, Anayasa Mahkemesi
Üyelerinin bu gerekceli kararı,
Atatürk İlkelerine, Tevhidi Tedrisat Kanunu, Kılık Kıyafet Kanunu,
Bazı Kisvelerinn giyilemeyeceğine dair
Kanunu, Anayasaya ve Anayasamızın 174 cü maddesinde sayılan
Inkılap Kanunlarının, ve Kanunlar içeriği uygunluğuna göre değil,
Anayasa Mahkemesi Üyelerinin Tamamen,
ŞAHSİ ve İDEOLOJİK OLARAK aldığı Yüksek
Yargı, İptal kararıdır,
Böyle Yüksek Yargı Kararları,
Demokratik ve Laik, Sosyal Hukuk ve Adalet İlkelerini,
Temel Hak ve Hürriyetleri, İnsan
Haklarını, İdeolojik Despotizimle yok eden, Toplumu ve Milleti
cezalandıran
ve Kanun gibi yeni bir uygulama teşkil
eden, ENGİZİSYON YARGISI KARARLARIDIR
ANAYASAMIZA, IKILAB KANUNUMUZ KILIK
KIYAFET KANUNUNA GÖRE, TÜRBAN NEDİR ?
ANAYASAMIZIN 50. maddesi :
“
Küçükler ve Kadınlar, çalışma şartları ( Kılık Kıyafet, Eğitim ve Öğrenim
Şartları ) bakımından,
Özel
olarak korunurlar, İfadesi Yukarıdaki Ayet ve Hadislerdeki ifadesine göre,
Kadınların,
Kızların, Özel olarak korunmaları gereğini İfade etmiyormu ? Bu Ayet ve
Hadisler, Şeriat Kanunudur,
Şeriat, Yani İslam Dini, Çirkef bir
Siyasetle, Milletin Tüm Manevi değerlerine, Hakaretlerle saldırılmasına,
O
Çirkef Siyasete, Her yönden yapılan Çirkef saldırılara karşı, kendini savunur
ve Asli Siyasetle cevap verir,
Anayasamızın değişikliği dahi teklif
edilemez 1.ci 2.ci ve 3.cü maddelerine göre,
Anayasamızın
5.ci 12.ci 15.ci 17.ci 19.cu 24.cü 25.ci 27.ci 42.ci ve 70.ci maddelerine göre,
Kişinin
: Dini İnanç ve İbadetlerini öğrenme, öğretme, Manevi Varlığını Maddi olarak
yaşamasını, geliştirmesini,
Kişi
Hürriyeti ve Güvenliğini sağlayabilmesi, Eğitim almak ve vermek ve yerine
getirebilmesi olan,
Düşünce
ve Kanaat, Bilim ve Sanatı serbestce öğrenen ve öğretebilen,
Toplumun
Huzuruna, Milli Dayanışmasına, İnsan Haklarına Saygılı olan, Demokratik, Laik,
Sosyal
Hukuk ve Adalet İlkeleri, Atatürk Milliyetciliği anlayışı içinde Kamu Hizmetine
girmek olan,
Ülkesi
ve Milletiyle Bölünmez bir bütünlük olan, Kişiliğe bağlı, Dokunulamaz,
Devredilemez, Vazgeçirilmeye
çalışılamaz,
herhangi bir şekilde Engel olunamaz, Sosyal Yaşam biçimi olan,
Manevi
değerleri Maddi olarak yaşama gereği korunma olan, Türbanla Yaşam Hürriyetidir.
Türban ve diğer İbadetler : Devlet İdaresi
için konulmuş kurallar değildir,
TC.
Anayasamıza göre : Kişiliğe bağlı, Şahsa ait Sosyal Yaşam biçimidir, Dokunulamaz,
Devredilemez ve
Vazgeçirilemeye
çalışılamaz, Engel olunamaz Temel Hak ve Hürriyetlerden, İbadet Kurallarıdır,
Laiklik : Devletin İdari makamlarında
bulunanların, Devleti için, Dininin sosyal yaşam biçiminden ve
İbadetlerinden
vazgeçmesi anlamına veya, Dini için, Devletinden vazgeçmesi anlamına gelmez.
Anayasamızın
24 cü maddeside, Din ve İbadetler konusunda, hiçkimseye İbadet yapması veya
yapmaması
yönünde
bir zorlama yapılamayacağı açık ve net olarak belirtilerek,
Devlet
İdarecilerinin, Dinin İbadet işlerine karışmamasını, Demokratik ve Laik olmayı
emretmektedir,
İslam Dininin Edep ve Haya ile ilgili
hükümlerinin, Devlet Rejimi ile ne alakası vardır. ?
Kılık
Kıyafet yapısında, Edepsizlik ve Hayasızlık Özgürlüğü,
Çeşitli
Kavramlar adı altında Nasıl bir Hak oluyorsa,
Kılık
Kıyafet yapısında, Edepsizlik ve Hayasızlık sarmal girdabına girmemekte en az o
kadar Sosyal bir Haktır.
İslam Dininde : Namaz Kılmak, Oruç Tutmak,
Haç ca gitmek, Zekat vermek İbadetleri gibi,
Eğitim
ve Öğrenim alıp ve vermekte, Hak ve Adalet Sistemine dayalı Devlet Düzenine
İtaat
etmekte bir İbadettir, Bu İbadetler : Bir Kadında veya Genç bir Kızda
birleşirse,
ANAYASAMIZA
göre DOKUNULAMAZ, DEVREDİLEMEZ, VAZGEÇİRİLMEYE ÇALIŞILAMAZ
ve
devamlılık arz eden KİŞİLİĞE BAĞLI TEMEL HAK ve HÜRRİYETLER olursa :
Çağdaşlık,
Aydın'lık, İlericilik, Modernlik, Şıklık, Demokratiklik ve Laiklik adına
hangisini ayırabilirsiniz ?
Dini İbadetlerden hiçbiri Anayasamızın 14.
maddesine muhalif veya aykırı değildir olamaz,
Dini
İnanç ve Kanaatlerin açıklanmaya zorlanamayacağı,
Kanaatlerinden,
İbadetlerinden dolayı kınanamayacağı, Suçlanamayacağı gibi,
Dini
İnanç, Kanaatler, İbadetler açıklanmak zorunda kalındığında da,
Herhangibir
Yasaklama ve Cezai Müeyyide uygulanamaz,
Anayasamızın
14 cü maddesine aykırı olmadığı halde, Bir Yasaklama ve Cezai Müeyyide
uygulanırsa,
Demokratik
ve Laik, Sosyal Hukuk ve Adalet Devleti ilkelerini yok etmek değilmidir ?
Bu
Rejim sorunu değil, Anayasal ve Hukuki bir sorun değilmidir ? Bunun adı hangi Anayasa ve Hukuk olur ?
Yani,
Türk olmayan bir Yabancının, Türk Vatandaşlığına girmesi için bir zorlama varmı
?
Fakat
Türk Vatandaşı oluncada, Türk Anayasa ve Kanunlarınna uyması Zorunlu değilmi ?
Askeri
disipline uymayan veya kendine uyduran bir İnsana Asker denilemeyeceği gibi,
Ben
Müslümanın diyeninde, İslam Dininin Maneviyatına uyma ve
İslam
Dininin Maneviyatını maddi olarak yaşama arzusundan daha doğal ne olabilir ?
Laiklik, İbadetsizlik demek olarak
yorumlanıyor, özellikle İdari ve Siyasi bir Devlet görevinde bulunarak
İslam
Dininin Sosyal yaşantısını yaşayanları,
İbadetlerini yerine getirenleri anında İrticacı, gerici,
Laiklik,
Cumhuriyet ve Rejim düşmanı bir İnsan olarak ilan ediliyor,
bütün
siyasi emelleri bunun üzerine kuruluyor,
Devlet İdarecilerimiz ve Siyasilerimiz,
İdeolojik olarak, Laikliği kendi tekellerinde görerek,
İslam
Dininin İbadetleri ile bir ilişki bulduğu insanımızı, anında, Laiklik karşıtı
eylem yapmış sayıyor,
Cumhuriyet
ve Rejim Düşmanı İlan ediyor, Okulundan, Memuriyetinden ve İşinden,
İnfaza
yargı uydurması ile atıyor,
Anayasamızın
12.maddesine göre, kişiliğe bağlı, dokunulamaz, devredilemez,
vazgeçirilemez Hak olan
İbadetler,
Anayasamızın
15 maddesine göre, Kişinin Maddi, Manevi Varlık bütünlüğü olan,
kesinlikle suç olmayan İbadetler,
Anayasamızın
17 maddesine göre, İnsanın, Manevi Varlığını, Maddi olarak yaşaması, gelişmesi
olan İbadetler,
Anayasamızın
24.maddesine göre, Serbest olan ve Kimsenin ibadetlerinden dolayı
suçlanamayacağı İbadetler,
Anayasamızın
1 ve 2.maddesine göre, Toplumun Huzuru, Milli dayanışması ve İnsan Hakları olan
İbadetler,
Anayasamızın
5. maddesine göre, Kişinin, Maddi,
Manevi varlığı bütünlüğü Hak ve Hürriyeti olan İbadetler,
Anayasamızın
19.maddesine göre, Kişi Hürriyeti ve Güvenliği olan İbadetler,
Anayasamızın
25.maddesine göre, Düşünce ve Kanaat hürriyeti olan İbadetler,
Anayasamızın
27.maddesine göre, Herkesin Serbestce Bilimi öğrenme ve Öğretme hakkı olan
İbadetler,
Anayasamızın
42.maddesine göre, Eğitim ve Öğrenim alma ve verme hakkı olan İbadetler,
Anayasamızın
70.maddesine göre, Kamu hizmetinde bulunma hakkı olan İbadetler,
Anayasamızın
71.maddesine göre, Vatan hizmeti olan İbadetler,
Anayasamızın
14.maddesine aykırı olduğu iddia dahi edilemeyecek olan, yok sayılamayacak olan
İbadetler,
Devlet
Yetkisini eline geçiren, Milleti Fakru Zaruret içinde, Harap ve Bitap düşüren,
Gaflet ve Dalalet ve Hatta
Hıyanet
içinde bulunan Bunak İktidar Sahiplerince, Anayasa, Yargıtay, Danıştay, Mahkemelerinde,
Yüksek
Öğretim Kurumunda ve Rektörlüklerde, Başbakanlık ve Bakanlıklarda, Devletin
Güvenlik Kurumlarında,
Devletin
diğer Kurum ve Kuruluşlarında, Atatürk İlkeleri ve Laiklik karşıtı eylem ve
İrticai faaliyetmi sayılıyor ?
Anayasamızın Temel Hak ve Hürriyetleri
belirleyen maddeleri gereğince, Devlet görevinde bulunan birinin,
Şeklini
ve Zamanını, İslam Dininin kurallarının belirlediği Sosyal Yaşam biçimi
badetlerinide ve
aynı
zamanda yapıyor olması, Din işleri, Devlet işlerine karışıyor anlamına ve
saçmalığına gelmez, gelemez,
İSLAM DİNİ ve TÜRBAN : Kesinlikle Siyasal
bir Simge değildir,
Türban
: Tarikatlar veya Siyasi Partiler veya Kırsal kesim Sembolu ve Simge değildir,
Türban
: Bir Metrelik bez parçası değildir, yada İthal bir Simge Değildir,
Türban
: Gericilik yapmak veya İrticai faaliyet değildir,
Türban
: Çağdışılık, Kılıksızlık, Yobazlık değildir,
Türban
: Kadınların yada Kızların Yüz Kimliğini örten bir şekil değildir,
Türban
: Papazlık, Rahibelik, Mollalık, Sınıf ayrımcılığı belirten, Din adamı kisvesi
değildir,
Türban
: Kırsal kesimde ve İhtiyar Kadınlar için serbest, Şehirde ve Devlet
Dairelerinde çıkart oyunu değildir,
Türban
: Medeniyetsizlik veya Egemenliği devretmek, Din ve Mezhep ayrımı yapmak
değildir,
Türban
: Eğitime, Öğretime, Bilime ve Devlet Yönetimine engel değildir, aksine Tıp'ta
Bilimseldir,
Türban
: Atatürk İlkelerine ve Devrimlerine aykırı İdeolojik bir görüş veya Düşünce
değildir,
Türban
: Kanunlarımızın hiçbirinde, Suç sayılan bir Kıyafet değildir,
Türban
: Anayasamızın 14 cü maddesine aykırı değildir,
Türban
: Devletin hiçbir Kurum ve Kuruluşu ve Devlet İdaresi ile alakası yoktur,
Devlet Rejimini ve Laikliği, Siyasi veya İdeolojik olarak tehdit eden,
LAİK'lik karşıtı eylem değildir,
Türban
: Devlet Rejimleri ile bir alakası yoktur, Başka bir Devlet Rejimini istemek
değildir,
Türban
: Kesinlikle, Devlet işlerine karışmak veya Rejime muhalif olmak değildir,
Türban
: Cumhuriyet Rejimine karşı çıkmak veya Cumhuriyet Rejimini değiştirrmek
değildir,
Türban
: Laikliği, Sosyal Hukuk, Adalet ve Demokratik Devlet Rejimi ile kavga ettirmek
değildir,
Laiklik adı altında,Türban bağlayanlarıda, bağlamayanlarıda,
farklı Vatandaş muamelesine tutmak değildir,
Türban
: Zorla veya Siyasi veya bir baskı sonucu bağlatılan birşey demek değildir,
aksine,
Türbanı
yasaklamak : Siyasi bir baskı ile İdari zorlama ve İdari bir Terördür,
İslam Dininin, İslam Dininin Asli Kaynağı,
Kuranı Kerim Ayetlerinin, İslam Dininin Peygamberi
Hz.
Muhammedin Hadislerinin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasa ve Kanunları
esasları ile,
Demokratik
Cumhuriyet, Laik, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adalet Devleti İlkeleri esasları ile,
Temel
Hak ve Hürriyet İlkeleri esasları ile, İnsan Hakları esasları ile,
Atatürk
İlkeleri ve Inkılapları esasları ile, hiçbir aykırılığı, tezatlığı ve proplemi
yoktur,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Anayasa,
Kanunları ve Atatürk İlkeleri ve Devrimlerinde,
Toplumdaki
hiç bir İnsanımızın İslam Dininin gereklerini yerine getirmesine,
İslam
Dininin Sosyal yaşam biçimine ve değerlerine bir aykırılık ve problem yoktur,
İslam Dinine İnançlı ve İbadetlerini
yerine getirmeye çalışan İnsanlarında,
Demokratik
Cumhuriyet, Laik, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adalet Devleti İlkeleri esasları ile,
Atatürk
İlkeleri ve Inkılapları esasları ile, hiçbir aykırılığı, tezatlığı ve proplemi
yoktur,
Demokratik Cumhuriyet ve Laik Rejim
sistemini, İdarecilermi, Siyasilermi yoksa Vatandaşlarmı anlamıyor ?
Demokratik
Cumhuriyet ve Laik Rejim Sistemi ile Vatandaşlarınmı bir proplemi var,
İdarecilerin
ve Siyasilerinmi bir proplemi var ?
Devlet Adamlarımızın her birinin ayrı
ayrı olarak,
İslam
Dininin Sosyal yaşantısı ile uzlaşmaz bir problemi vardır.
Devlet
yetkisi İdaresini bir şekilde eline geçiren bunak idarecilerin, Anayasal
yetkilerini,
Kökten
Fanatik, Partizanlık İdeolojisi ile, kendi partilerinin misyonlarını, Milletimize
zorlamalarından çıkmaktadır.
Anayasamızdaki
Temel Hak ve Hürriyetleri, Kanunları, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adaleti,
hiçe
sayarak görev yapmasıdır,
Devlet İdaremizdeki İdarecilerimizle,
Siyasilerimizin, her birinin ayrı ayrı şekillerde,
İdeoloji
ve Misyon proplemleri vardır, herbiri ayrı ayrı olarak ideolojilerini enpoze
etmeye devam ediyorlar,
Soyunu reddeden Sosyal Demokratların,
Bunlardan gelen Devlet İdaremizdeki İdarecilerimizin, Siyasilerimizin
herbirinin
ayrı ayrı olarak, İslam Dininin Sosyal Yaşam biçimi ile, İslam Dininin
Gerekleri ile, İbadetleri ile,
Uzlaşmaz
bir proplemleri vardır,
Soyunu reddeden Demokratların,
Siyasilerimizin ve şimdiye kadar bunlardan teşekkül eden
Devlet
adamlarımızın, Konusu, Anayasal Suç teşkil eden, İdeolojik, Akılsız,
Mantıksız,
Bölücü
despot diktatörce Kanunsuz emir ve yasaklarıyla, İslam Dininin İbadetleriyle
ve
buna bağlı olarak Halkımızın Sosyal yaşamıyla uzlaşmaz bir proplemleri vardır.
Laiklik taraflılığı adına, İrticai
faaliyet ve Laiklik ve Laik Eğitim ve Öğretim, Kavramları adı altında,
İslam
Dinine, Kuranı Kerim ve Ayetlerine, İslam Dininin Peygamberi Hz.Muhammedin
Hadislerine,
İslam
Dininin İbadetlerine, Ezan, Namaz, Oruç, Haç ve Türban İbadetlerine ve
Mukaddesata,
1400
yıl önceki karanlık, Kara kitap, Bu adamları belliycez, Yarasalar, Yobazlar,
Kökten Dinciler, Aşırı Dinciler,
Çağdışı
adamlar, Karanlık Kafalılar, İrticacılar, Takiyyeciler, Beyin yıkayıcılar, Bir
Metrelik bezin peşine düşenler,
Tarikatcılar,
Laiklik ve Rejim düşmanları diye, Çirkef bir Siyasetle, Milletin Manevi
değerlerine hakaretlerle
saldıranlara,
Sen İftira ve Hakaret ediyorsun diyemiyor,
Milletin Maneviyatına, Manevi değerlerine,
Manevi Yaşantısına, Hakaretlerle saldırmak özgürlüğü Hakkı var,
Milletin
Maneviyatını, Manevi Değerlerini, Manevi Yaşantısını Savunmak, Cevap verme
Özgülüğü Hakkı yok !!!
Maneviyatına
Hakaretlerle Saldıranlara karşı, Maneviyatını Savunmayı,
Laiklik
ve Cumhuriyet karşıtı Suç Eylemi, Odak olmak sayan Yüksek Yargı Mahkeme Kararı
alabiliyor, ?
KİM
Ya da KİMLER TAKİYYE YAPIYOR SÖYLERMİSİNİZ ?
Gerek teşhirci olmayan kıyafet yönüyle,
Gerek Sosyal yaşam yönüyle,
Gerek
ibadetlerini yerine getirme yönüyle, Gerek herhangi bir yol veya bir ifadeyle
ve yorumla
İbadetlerini
yerine getirene engel olmayan, veya İbadetlerinide yapan ve devam ettiren ve
yerine
getirilmesini sağlayan Çağdaş, Aydın bir Laik gördünüzmü ? Göremezsiniz !
Onlara göre,
Çağdaş
ve Aydın olmanın vasfı, İslam Dininin İbadetlerine, çeşitli yollarla engel
olmaktır.
İbadetlerini
yerine getiren ve devam ettiren insanlara, gerici, yobaz, Çağdışı insan derler.
Milletin
Manevi Değerlerine Hakaret Özgürlüğü var, Bu Hakaretlere Cevap verme Özgürlüğü
Yok !!!
Kim
yada Kimler TAKİYYE yapıyor, Söylermisiniz ?
Türban hakkında, İthal Siyasi bir Simge
veya Sembol gibi bir izleminiz, Kaygınız, Endişeniz varsa,
gerçekten
İnançlara, İbadetlere Saygılı iseniz, gerçekten Doğru ve Dürüstseniz,
Kamusal
Alan ile itirazınız Türbanın şekline ise, Yüz Kimliğini kapatan Peçe, Burka
gibi olmasını istemiyorsanız,
Devletimizin
Anayasal Eğitim, Öğretim Kurumu olan, Her türlü Sorunuza Akademik olarak cevap
verecek olan,
Devletimizin,
Yüksek Lisans düzeyinde Eğitim ve Öğretim veren, İlahiyat Fakültelerinden,
Devletimizin,
Anayasal Kurumu olan, Diyanet İşleri Başkanlığından, Türban Bağlamanın şekli
sorularak,
“
Türban ne şekilde bağlanırsa, Siyasi Simge yada Sembol değildir, İnançla
yapılan İbadet kastı, bağlamadır,”
tanımlamasını
alın, Kılık Kıyafet yönetmeliklerine koyun, bu şekilde uygulayında Size
İnanalım,
“ Biz Baş Örtüsüne karşı değiliz, Türbana
Karşıyız diyenler “ ve Kamusal Alan İcad edenler,
BAŞ ÖRTÜSÜ = TÜRBAN TÜRBAN = BAŞ ÖRTÜSÜDÜR
Bazı Kadınlarımız ve Genç Kızlarımız Türban
bağlamasa dahi,
% 99
u Müslüman olan Memleketimizde, Türban Bağlamak, Kesinlikle Din ve Mezhep
ayrımı yapmak,
kısmende
olsa Devletin Düzenini Dine dayandırmak değildir olamaz,
Laiklik
: Türban İbadetini yerine getiren İnsanlarımıza karşı,
Bağnazlık,
Hoşgörüsüzlük, Saygısızlık ve Saçmalık ve Sapıklık değildir, olamaz,
Kendinde bulunmayan bir vasfı, Kamusal
alanda karşımda görmek istemiyorum demek,
Toplumsal
uzlaşmayı ve hoşgörüyü getirmez,
Toplumumuz
ve Milletimiz içinde, Türbanlılarla, Başı açık olan Türbansızların, hiçbir
proplemi yoktur,
Toplumsal
çekişmesi, kargaşası veya anlaşmazlığı yoktur, hiç olmadı hiçte olmaz, olamaz,
TÜRBAN
: Rize Ayder Taç bağlama şeklinde, yada Yörük bağlaması şeklinde olursa kabul
edilecekmi ?
TÜRBAN
: Atatürkün Annesi Zübeyde Hanımın bağladığı şekilde olursa, kabul edilecekmi ?
TÜRBAN
: Atatürkün Eşi Latife Hanımın bağladığı şekilde olursa, kabul edilecekmi ?
TÜRBAN
: Atatürkün, İstiklal Harbini İzlemesi ve Tarihe yazılı kaynak olarak
hazırlamasını istediği
Halide Edip Adıvar ın bağladığı şekilde olursa, kabul edilecekmi ?
TÜRBAN
: İsmet Paşanın Eşi Mevhibe Hanımın bağladığı şekilde olursa, kabul edilecekmi
?
Kamusal alana girişe ve Üniversitede öğrenim görmesine müsaade
edilecekmi ?
TÜRBAN
:Tarikatlar Simgesi ve Sembolu ise, Zübeyde Hanım ve Latife Hanım, Hangi
Tarikatın Müridi idi ?
Atatürkün Eşi Latife Hanım ve İsmet
Paşanın Eşi Mevhibe Hanım, Buğün Kamusal alan olarak ilan edilen
Cumhurbaşkanlığı
Çankaya Köşkünde bu Türbanları ile oturmadılarmı ?
Kadınların Türban bağlaması ile, Genç
Kızların Türban bağlaması farklıdır,
Bugün
Genç Kızların Baş Örtüsü şekline “ TÜRBAN “ denilmektedir, Bu Moda kavramı
değilmi ?
KILIK KIYAFET DEVRİMİ , Milletin
Maneviyatına göre Osmanlı Devletinde başlamadımı ?
Osmanlı
Padişahlarının hepsi, Cübbe giyip Kavukmu taktılar ?
Atatürk
: Kılık Kıyafet Devrimini yaparken, Osmanlı Devletinde, Çarşaf ve Cübbe Zorunlu
bir Kıyafetmiydi ?
İran
Mollalarıyla, Yahudi ve Hristiyan Din adamlarının, Kılık Kıyafet görüntüsü
bakımından bir farkları varmı ?
Türban, Siyasi bir Simge veya Herhangibir
Tarikat Sembolu veya Kıyafeti değil,
İstiklal
Harbi Mücadelesinde, Kahraman Maraşta, Fransız Askerlerinin Bir Kadının Baş
Örtüsünü,
Türbanını
çıkartmasına engel olan, Karşı koyan, Sütcü İmamla başlayan,
İstiklal
Mücadelemizin nedenlerinden biridir,
Türk Vatanını işgal eden, Türklere yaşama
hakkı tanımayan, Türk Kadınının Namusuna ve İstiklaline
Bosnadaki
ve Kosovadaki gibi Tecavüz ve Katliam Mangaları ile yürüyen,
Orta
Çağdaki adı Haçlılar, Çanakkale ve İstiklal Harbindeki adı Müttefik İşgal
Kuvvetleri,
Buğünkü
adı Avrupa Birliği olan, Şimdiki Hükümetimiz ve Sözde Aydınlarımız tarafından
Dostumuz olarak
gösterilen
İngilizin, Fransızın, Ermeninin, Almanın, İtalyanın ve Yunanın önünde, İstiklal
Harbinde İstiklali için,
Askerine
Cephane taşırken Mermiler ıslanmasın diye Bebeğinin üstündeki örtüsünü ve
Başındaki Türbanını,
Cephane
ıslanmasın diye Cephanenin üstüne örten Kadının,
Askerinin yarasını Başındaki Türbanıyla
saran Kadının, Düşmanlarına karşı, Dimdik duran Kadının,
İstiklal
Harbinde ve Sonra Devletinin hizmetinde bulunan Kadının,
İsmet
Paşanın “ Bu Kadınların hakkını nasıl ödeyeceğiz diye Atatürke sorduğu Kadının,
Atatürkün
de “ Türk Kadınından başka, İstiklalini
kazanmış başka Kadın yoktur,
Bu Kadınların Hakkını Eğitim ve
Öğretim vererek Ödeyeceğiz,
yeter ki İstiklali kazanıp
kurtulalım, ” dediği Kadının,
Buğün
Laiklik adı altında, Eğitim ve Öğretim alma hakkı, Devlet hizmetinde bulunma
hakkı,
Aklı
ve Mantığı yok eden Siyasi İdeolojik bahanelerle Gasp edilmiştir.
Bu
Kadınlar, Buğün Düşmanlarının önünde,
Özgür,
Çağdaş, Modern ve Şık yaşam kavramları adı altında, Çırılçıplak Soyunacaksa,
İstiklal
Harbinde Çok büyük fedakarlıklar yaparak,
Askerine
neden Cephane taşıdı ve Türbanıyla yarasını sardı ?
Dünya Tarihinde, Askeri ile Omuz Omuza,
İstiklal Mücadelesini kazanan Başka Millet Kadınları varmıdır, ?
İstiklal
Harbindeki Şuuru, Kimler, Nasıl ve Niçin kaybettirdi ?
Memleketimiz, Şimdiki adı Avrupa Birliği
olan Müttefik İşgal kuvvetleri tarafından işgal edildiği ve
Türklerin
Yaşam hakkı ellerinden alındığı, Bağımsızlığı, Hak ve Hürriyeti yok edildiği,
Tecavüz
Mangaları ile Kadınlarımızın Namusuna, Irzına, İffetine geçildiği tecavüz
edildiği
İstiklal
Harbi dönemimizde, Kadınların Çarşaf giymesi, Bir Kamuflaj elbisesi idi.
Aynı Post ve Cinse sahip olmayan hatta
birbirinin düşmanı olan Vahşi hayvanlar dahi
bir
Anne şefkati ile diğer hayvanlarla anlaşabiliyorken,
Toplum
içindeki İnsanların bir biriyle barışık ve geçimli yaşayabilmesi için aynı Post
mu lazım ?
Atatürk, Kılık Kıyafet Kanununu,
Kadınların Başını Kıçını açması özgürlüğü içinmi çıkardı ?
Atatürkün : Kılık Kıyafet Devrimini
yaparken, Modern, ve Şık bir Kılık Kıyafet kastıyla,
Strech,
Badi, Mini, Dekolte, Şeffaf Transparan teşhirci Kılık ve Kıyafet ile,
Kadınların,
Tabiatlarında olan Cinselliği dışarı fışkırtmalarını istediğini,
Hayasız,
Edepsiz bir Kılık Kıyafet tavsiye ettiğini, Kılık Kıyafet Devrimini bunun için
yaptığını,
Bugün
Sözde Çağdaş, Modern, İlerici ve Laik Atatürkcü düşünce sahiplerinden hangisi
iddia edebilir ?
Kılık Kıyafet Devriminin amacı :
Kişiliksiz, ve Kimliksiz İnsanları, Mercimeğin Köpüğü gibi açığa çıkarmaktı,
Kılık
ve Kıyafet Devriminden sonra, Kişiliksiz ve Kimliksiz İnsanlar, Mercimeğin
Köpüğü gibi açığa çıktılar,
Mercimeğin
Köpüğü ne işe yarar ? Devleti Hortumlayan, Sözde Çağdaş, Modern, Şık, İlerici
ve Laik geçinen,
İslam
Dininin Maneviyatına ve Sosyal yaşantısına her fırsatta hakaret eden İnsanlar,
Nasıl
kişilikte ve Kimlikte İnsanlardır ?
Kamusal alanda, Kızların ve Kadınların
bedenlerine yapışan, Cinselliğini ortaya çıkaran,
hatta
İç çamaşırını dahi belli eden şekilde Streçh Pantolon giymesi nasıl sosyal bir
haksa,
Kamusal
alanda Pantalon giymeyen Kızların ve Kadınların Türban bağlamasıda, O derece
Anayasal bir haktır,
Kamusal
alan diyerek, Kızların ve Kadınların Türbanıyla oynamak, yasaklamak, Anayasal
Eğitim ve Öğrenim
hakkını,
Kamu hizmetine girme hakkını, Despotizmle Gasp etmek ortadan kaldırmak,
En
büyük Cinsi Sapıklık ve Bölücülüktür, Kamusal alanda Türban yasağı, Türkiye
Cumhuriyeti Devletini,
Ne
kadar ileri götürmüştür, Ne Kadar Çağdaş yapmıştır, Medeniyet seviyesini Ne
Kadar yükseltmiştir ?
Çağdaşlığı, Medeniyeti Başka Milletlerden,
Müstevlilerden, ve dahi Soyunu Reddeden Demokratlardan
öğrenmeye
ihtiyacımız yok, Asli Medeniyeti anlamamak için TAŞ olmak lazım TAŞ,
Bizim
Ecdadımızda, TAŞ işcisi idi, Taşlara Hükmederek, İnsanlık için Mimariyi, Mimari
ile birlikte,
İnsanlık
için Medeniyeti geliştirdi ve yaydı,
Ecdattan
sonra : Baba, Bacı, Hoca, Milliyetcilik, Cumhuriyetcilik, Demokratiklik,
Laiklik, Liberallik, Ekonomistlik,
Dürüstlük
kavramlarını, Kavram kargaşaları ile Milletine Yarasa demekle,
Benim
Memurum işini bilir demekle, Rüşvetle, Vurgunculukla, Yolsuzluklarla,
Dolandırıcılıkla,
Fitne
ve Fesatla, Modernlik ve Şıklık diye Fuhuşla,
KİMLER
: Neyin Medeniyetini geliştirdi ? Medeniyet Nedir, Kim Ne Kadar Medenidir ?
Batının, Çağdaş ve Modern olması, Bilimde
Teknolojide ilerlemiş olması, Sizi Çağdaş, Modern yapmaz,
Sizi
Bilimde ve Teknolojide ilerletmez,
Dünyanın En İlkel Kabilesi dahi, HAKA
DANSI ile İlk önce kendi Kimliğini ön plana çıkarırken,
Kaybettiği
Kimliğini, Kişiliğini ve Medeniyeti : Batıda veya Doğuda aramak,
Her
icraatımız için : Avrupa birliği ve Amerika ne diyecek diye, kendi kendimize
sormak,
İslam
Dininin Sosyal Yaşam biçimini, Diğer Rejimlerdeki yaşam gibi göstermek,
EN
REZİL, KİMLİK ve KİŞİLİK BUNALIMI DEĞİLMİ ?
Bizim, Baş ve Kıç açmayı, Modernlik,
Şıklık, Çağdaşlık, İlericilik, Aydınlık zanneden,
Tipleri
Kayık, Mantar Zekalı, Balık Zekalı, Çağdaş gerici Yobaz Aydınlarımız,
10
cu Yıl Marşının Demir Ağ larına takıldı kaldılar,
Diğeri,
Atı alan Üsküdarı, Pardon, Manyetik Rezonanslı Süpersonik Hızlı Tireni alan,
Üsküdarı geçti,
Diyorlarki ! “ Atam İzindeyiz “ peki, Bu
Memleketi Atatürkün gösterdiği ve Atatürk İlkesi olan,
Muasır
Medeniyet seviyesine yükseltmek için, Yalanlarınızı, Mahalle karıları gibi
Dedikodularınızı,
İftiralarınızı
bırakarak, Ne zaman çalışmaya başlayacaksınız ?
Atatürkün “ Muasır Medeniyet seviyesi “
olarak gösterdiği ilericilik ve çağdaşlık,
yukarıdaki
Ayet ve Hadisleri ifade etmiyormu ?
Her türlü yalan, İftira söylemlerle ve
fiillerle, İslam Dininin Sosyal yaşantısı ortadan kaldırıldı, yasaklandı,
kısıtlandı
ve Yok sayıldı, Onun içinde, T.C. Sınırları içinde yaşayan İnsanlarımızın hiç
birinde Huzur, Güven,
Mutluluk
ve Neşe yoktur, Laiklik anlayışı ve dahi Gerçek Laiklik,
Gerçek
Kılık Kıyafet Kanunu yürürlüğü nerede ?
Camiye gidip Namaz kılana karışan varmı,
biz İnançlara saygılıyız diyorlar,
Camiye
gidip Namaz kılana, anında İrticacı ve Yobaz damgasını vuruyorlar, İnanç sadece
Camidemidir ?
İnançlara Saygı, “ Bizimde Analarımızın,
bacılarımızın başı örtülü, İnsanların Özel yaşamına karışmıyoruz,
Camiye
gidip Namaz kılana karışan varmı ? “ gibi Laf salatası ile değil,
Engizisyon
Mahkemesi gibi kendi kafalarından,
İbadetleri : Devlete karşı işlenmiş suç icad eden,
yargılayan,
cezalandıran kararları ile değil,
Anayasanın,
Kanunların, Hak ve Hürriyetlerin Tam olarak uygulanması ile olur.
Soyunu
Reddeden, Sosyallik Kimliğine Bürünmüş, Yüzlerine Atatürk Maskesi geçirmiş,
Atatürkle,
Atatürkcülükle Uzaktan Yakından Alakası olmayan,
Atatürkün
Kurduğu ve Cumhuriyeti Kuran Partiyiz diyerek, Atatürkü İstismar eden Sosyal
Demokratlar :
Ya
Söylediğiniz gibi Laik olun, Yada Olduğunuz gibi Görünün,
Söylediğiniz
gibi Laik olmazsanız, Hiçkimsenin, Sizin Gerçek Laik olduğunuza inanması mümkün
değildir,
İslam Dininin kesinlikle belirttiği,
Edepli ve Hayalı şekilde giyinme İbadetine,
Kadında,
İbadetlerin birinci şartı ve başlangıcı olan baş örtüsü, Türban İbadetine,
Şekli
ve zamanı İslam Dininin hükümlerine göre belirtilmiş olan İbadetlere ve yapılış
şekline,
Eğitim
ve Öğrenim alma ve verme hak ve hürriyeti, İbadetine,
Bunlar
İrticacı, yobaz, gerici, karanlık kafalı Çağdışı insanlar diyerek
Laikliğe
ve Rejime karşı gelmek gibi ve Çağdışı diye Tartaklamayında,
Engizisyon
Mahkemesi gibi Hukuku ve Yargıyı Katletmeyinde,
Sosyal
Adalet ve Hukuk ilkelerine, Demokratik Cumhuriyet esaslarına,
Atatürk
İlke ve Inkılablarına bağlı bir Devlet sisteminde yaşadığımıza inanalım,
Sosyal Hukuk Devleti olan Memleketimizde
Kılık Kıyafet yönetmelikleri,
Devlet
yetkisini eline geçirenlerin, Konusu Anayasal suç teşkil eden Kanunsuz emirleri
ile
Halkın
Sosyal yaşam biçimini reddeden, Temel Hak ve Hürriyetleri gasp eden, ortadan
kaldıran,
ayrı
bir Sosyal sınıf ve zümre oluşturucu, Milletimizi bölücü bir noktaya gelmiştir,
Kılık
Kıyafet Yönetmelikleri, Anayasamızın Özüne ve Ruhuna,
Milletimizin
Örf ve An'Anesine ve Sosyal Yaşam biçimine göre düzenlenmek zorundadır,
Milleti
bölen ve Sosyal bir Sınıf ve Zümre oluşturan biçimde değil,
Laiklik İlkesi, Anayasa, Demokratiklik,
Tek taraflı olarak, Sadece kendilerini Aydın gören,
Baş
ve Kıç açmayı, Modernlik, Şıklık, Çağdaşlık, İlericilik, Aydınlık zanneden,
Sosyal
Demokrat Aristokrat zümreyemi çalışıyor ?
Sadece
Başı açık olan aydın oluyor, Türbanlı olan Aydın olamıyormu ?
Kamuya ait yerlerde, Kamusal alanda,
Kanunlar uygulanır, Doğru,
Lakin
Sokaklar ve Özel Yaşam Kanunsuzluğumu ifade ediyor ?
Genç Kızlar ve Kadınlar, Türban gibi
devamlılık arz eden İbadetlerini yerine getirirken,
aynı
anda, Eğitim ve Öğretim alıp veremezlermi ? Devlet görevinde bulunamazlarmı ?
Bu
Genç Kızlar ve Kadınlar : Bu Devletin Vatandaşı değilmi ?
Anayasal
olarak aynı Hak ve Hürriyetlere sahip değilmi ?
Ya
Devlet Görevinden, Eğitim ve Öğrenim alıp verme hakkından, Yada İbadetlerden
vazgeçmek Zorundalarmı ?
Kamusal
Alan diye adlandırdığınız yerler, Tapusu Size ait olan yerlermi ?
“ HAYDİ KIZLAR OKULA KANPANYASI “
yapacaksınız,
daha
sonra bu kızların başı Türbanlı diyerek okuldan atacak, eğitim ve öğrenim
almasını yok edeceksiniz,
işte
bu Soyunu reddeden Demokratların, bu kafadaki Devlet idarecilerinin ve
Siyasilerin İki yüzlülüğünün ve
Bölücülüğünün
ispatı değilmidir ?
TÜRBAN : Tarikatlar veya Kırsal kesim veya
Siyasi Partiler Simgesi veya Sembolu değildir,
Asıl
: Anayasa Temel Hak ve Hürriyetleri gasp ve yok ederek,
Kamusal
alan, Laiklik, Demokratiklik, Cumhuriyet kazanımları, Çağdaşlık, İlericilik,
Modernlik,
Şıklık
kavramları adı altında, İdari olarak TÜRBANI yasaklamak Siyasal bir Simgedir,
Bütün
Milletimiz bunu görmekte ve bu Despotizimden tiksinmektedir,
ŞERİAT, SADECE DİNİ İBADETLER İÇİN DEĞİL,
İNSAN TOPLULUKLARI İÇİN YÖNETİM, SOSYAL HUKUK ve
SOSYAL ADALET SİSTEMİDİR,
1983 İstanbul Eyüp İmam Hatip Lisesi Mezunu
1987 Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi Mezunu
İslam Mektebi Öğrencisi
S.M.Müşavir a.k
Eleştirinizi ve Müzakerenizi Site İletişim Butonundan
Mail yazın,
GAZİANTEP / TURKEY