EĞİTİM ve ÖĞRETİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ NEDİR ?
İSTİKLAL HARBİMİZDE, MİLLETİMİZİN, ARDINDA
SIRA DAĞLAR GİBİ DURDUĞU,
YENİ DEVLETİMİZİN KURUCUSU OLAN,
BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün,
Kendi eliyle yazdığı Mektuplarında,
CUMHURİYET İLKELERİNDEN, LAİKLİĞİ, LAİK
EĞİTİM ve ÖĞRETİM İLKESİNİ TANIMLAMASI,
CUMHURİYET İLKELERİNDEN, KADINLARIN KILIK
KIYAFETİ TANIMLAMASI,
“ BENİ GÖRMEK, BENİ ANLAMAK DEĞİLDİR,
BEHEMAHAL BENİM FİKİRLERİMİ ANLAMAKTIR,” dediği
GENÇLİĞE HİTABESİ,
ATATÜRK İLKELERİNDEN olan INKILAP
KANUNUMUZ olan ve Anayasamıza göre Korunması gereken
TEVHİDİ
TEDRİSAT KANUNU,
ATATÜRK İLKELERİNDEN olan, INKILAP
KANUNUMUZ olan ve Anayasamıza göre Korunması gereken
BAZI
KİSVELERİN GİYİLEMEYECEĞİNE DAİR, KILIK KIYAFET KANUNU,
ATATÜRK İLKELERİNDEN olan, INKILAP
KANUNUMUZ olan ve Anayasamıza göre Korunması gereken
BAZI
KİSVELERİN GİYİLEMEYECEĞİNE DAİR, KILIK KIYAFET KANUNU,
TATBİK
SURETİNİ GÖSTERİR NİZAMNAME KANUNUNU,
ANAYASAMIZDA DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ HAKKI
NEDİR ?
İslam Dininin Sahibi, Allah Zül Celal ve
Allah Rasulu Muhammed Aleyhisselamdır,
İslam
Dininin Olmazsa Olmazları, Asli Hükmiyetleri, Allah Zül Celalin Ayetleri ve
Allah Rasulunun Hadisleridir,
İslam
Dininin, Olmazsa Olmazlarını, Ondan Bundan değil,
İslam
Dinini Sahibinden, Allah Zül Celal ve Allah Rasulunden Öğrenin,
İslam Dininin İnancını, İman Etmiş olma
şartlarını İbadetlerini ve gereklerini,
Tam
ve Doğru olarak öğrenmezseniz, Öğrenmek istemezseniz, Öğrenmeden Yaşarsanız,
Bence
diyerek, Yaşadığınızın, Doğru İnanç, İman ve İbadet olduğuna inanır ve
yaşarsınız,
Buda
bizi, Sapıklaşmaktan ve Sapıklıktan başka bir yere götürmez, götüremez,
Elzem, Olmazsa Olmaz Konuları, Anlam ve
Hükmiyet sıralaması ile arka arkaya gelen Ayet ve Hadislerdeki
Hükmiyetlerin,
Nasıl ve Ne şekilde Tecelli ettiğini Gerçekleştiğini Kendi yaşamınızdan
göreceksiniz,
Kendi
yaşamınızdan anlayacaksınız,
İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK ALİ İMRAN SURESİ AYET 19
“
Mutlakki, Allah Katında Kabul edilecek olan Din, İslam Dinidir,” der,
İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK MAİDE
SURESİ AYET 3
“
Allah Zül Celal,” Size Din olarak İslam Dinini Beğendim ve Seçtim ve Size
Dininizi tamamladım, “ der,
İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK ZÜMER
SURESİ AYET 2
“
Mutlak ki Biz Size, Kitabınız Kuranı Kerimi, İslam Dinini, Cebrail
Aleyhisselala ve Rasulum ile Hak olarak indirdik,
Onun
için, Dininiz, Allah ve Rasulunun Dini oluncaya kadar, Dininizi Allaha ve
Rasulune Halis Kılınız,
Sadece
ve Sadece Allaha ve Rasulune Tahsis ediniz, Allaha İbadet ediniz,”der,
İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK HUCCURAT
SURESİ AYET 7
“
Çok İyi ve Mutlak Biliniz ki, Allah Zül Celal Ayetleri ile,
Rasulu
Muhammet Aleyhisselam Sözleri ile İçinizdedir, Sizinle beraberdir,” der,
İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK HAÇ SURESİ AYET 67
“ Her Ümmete, O Ümmeti Hidayete, Doğruluğa
götüren, İnsanları Rabbine onunla İman, İtaat ve İbadet etmeleri
Ve çalışmaları için Bir Şeriat Tayin ettim,
İman Edenlerin, Edeceklerin İmanlarınıda, İtaatlerinide, İbadetlerinide,
Çalışmalarınıda Şeriatla Tayin ettim, Şeriat
Hükmiyetlerini Yok saymayınız, Şeriatın Hükmiyetleri konusunda,
Kendi fikirlerinizle Olur yada olmaz diyerek
Çekişme, Liza çıkarmayınız, Hükmiyetsizleştirmeye Kalkmayınız,” der,
İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK ZÜMER
SURESİ AYET 11
“
Rasulum Deki, Dininizi, Allah Zül Celale Halis kılarak, ( başka şeyleri
karıştırmayarak )
İman
ve İbadet Etmekle Emrolundunuz,”der,
İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK HUCCURAT SURESİ AYET 3, 1 ve 2
“ Ey
Allah Zül Celale, Rasulu Hz Muhammede, İslam Dinine İman ve Amel edenler,
Sözlerinizi,
Fikrinizi, Hükmünüzü, Allahın ve Allah Rasulu Muhammed Aleyhisselamın
Sözünün, Fikrinin,
Hükmiyetinin
üzerine çıkartmayın, Allah Zül Celal ve Muhammed Aleyhisselamdan önce konuşmaya
kalkmayın,”
“
Allah Zül Celal Ayetleri ile, Rasulu olan Muhammed Aleyhisselam Sözleri ile
Size Bir Hükmiyet Verdiğinde,
Allah
Zül Celalin Ayeti Hükmiyetine, Rasulu Muhammed Aleyhisselamın Sözü Hükmiyetine
Muhalif bir Hükmiyet
çıkartmayın, böyle
yaparsanız, Bütün Amelleriniz Mahvolup, Yok olup boşa gidecektir,“ der,
İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK HAŞR SURESİ AYET 7
“
Ben Allah Zül Celal, Rasulum Muhammed Aleyhisselam, Ne yapacağınız, Ne
yapmayacağınız konusunda,
Size
Helaller, Haramlar ve Amelleriniz, İbadetleriniz olarak Size Neyi verdikse onu
alın,
Rasulum Ne Söylediyse Dinleyin,
söylediklerini ve yaptıklarını yapın, yapmadıklarını değil,
Size Neyi yasaklandı ise, Neyi Haram Kılındı
ise Ondan Sakının Kaçının, Onu yapmayın,
Zira
bunlar Allah Zül Celal olan Benim ve Rasulunun Hudutları Sınırlarıdır,”
der,
İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK HUCCURAT
SURESİ AYET 16
“
Rasulum Onlara Sor, “ Allahın, Dininde
bir Fazlalık, bir Eksiklikmi var,?
Ya
Eksiltiyorsunuz, Ya Yapmayacağınız, Yapamayacağınız, Devam edemeyeceğiniz
Şeyleri ekliyorsunuz,
Rasulum Onlara Sor, “ Allahın Dinini,
Dindarlığı, Allahın Bilmediği bir İbadeti,
Allah
Zül Celale ve Rasulunemi öğretiyorsunuz ?
İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK HADİD SURESİ AYET 27
“
Ruhbanlığı, ( Allah ile Kul arasına Vasıta olarak icad ettiğiniz, Din
adamlığını, İnanç Öndeliğini )
Ben
Onlara yazmadım, Ruhbanlığı, Din Adamlığını, İnanç Önderliğini, Siz İcad
ettiniz,
Ruhbanlığı
( Din Adamlığını, İnanç Önderliğini ) İcad edenler, sapıtmış ve yoldan
çıkmışlardır, “ der.
İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK ŞUURA SURESİ AYET 14
“
Onlar, Din Üzerlerine Tamamlandıktan, Kendilerine İlim geldikten sonra,
Sırf
Aralarındaki İhtirastan, Çekememezlikten, Dinlerinde Tefrika ile birbirleri ile
Ayrılığa düştüler,
ve
dahi devam edecekler, ” der,
İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK ZÜMER
SURESİ AYET 3
“
Mutlak bilinizki, İslam Dini, Halis Din, Ancak ve Mutlak, Allah Zül Celalin ve Rasulunun Dinidir,
(
Veliler, Evliyalar, Tarikatlar diyerek, Dinde İhtilaflar, çekişmeler,
ayrışmalar çıkarma Dini değildir,)
Biz Onlarla, bu Velilerle, Evliyalarla,
Tarikatlarla, bizi Allah'a daha çok yaklaştırsın diye tabi oluyoruz derler Ya,
(
Veliler, Evliyalar, Tarikat diyerek,) İslam Dininde İhtilaf, çekişme,
ayrışmalar çıkaranlara, Dinine ihtilâf Sokanlara,
Nifak
Sokanlara, Allah Zül Celal hükmünü verdiği zaman onlarda, sizde göreceksiniz,”
der,
İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK ZÜMER
SURESİ AYET 14
“
Dininizi, Dininizdeki İbadetlerinizi, Yalnız ve Mutlak olarak, Allah Zül Celale
Halis kılarak, İbadet ediniz,
Kulluk
ediniz, Sonra Hüsrana düşenlerden olmayın, ” der,
İSLAM DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK
CAMİUL AHLAKIR HADİS
No C1 H196
Sahabeden İbni Şirin (ra) anlatıyor, Allah
Rasûlu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Sözlerim, Hadislerim konusunda Allah Zül Celalden Korkun,
Allah
Zül Celalin Ayetlerindeki, Benim Sözlerimi, Hadislerimi, Kimden aldığınıza
Azami Dikkat ediniz,
Ayetlerdeki,
Sözlerimdeki Anlamların, Hükümlerin açıklamalarını Kimden aldığınıza Azami
Dikkat ediniz,
Ayetlerdeki,
Sözlerimdeki Anlamları, Hükümleri, Anlamları Daraltmadıklarına, Azami Dikkat
ediniz,
Zira
Ayetler ve Sözlerim, SİZİN DİNİNİZ dir,
Sonra, Dininiz, Onun bunun söyledikleri,
Bence diyerek, ekleyip çıkarttığınız şeyler Dininiz Olur,” dedi der,
İSLAN DİNİNİ ANLAYIP YAŞAMAK TALAK
SURESİ AYET 1
“
İşte Bunlar Allah Zül Celalin Sizin için Kıldığı Hudutlarıdır, Sınırlarıdır,
Her
Kim ki Allah Zül Celalin Hudutlarını, Sınırlarını aşmaya kalkarsa, ancak ve Mutlak
Kendine Zulmetmiş olur,
İnkarcılardan
Kafirlerden olmuş olur,”der,
Yani, İslam
Dinini, Şeyhlik, Müritlik Dini değil, Ruhbanlık Cemaati Dini yaparak değil,
İslam Dinini, Dedeler, Babalar, Bacılar, Pirler Dini değil, Sema veya Semah
Fokloru Dini değil,
İslam Dinini, İlahi, Gazel, Kaside, Mevlid, Naat, Şiir, Değiş, Türkü okuma
Dini değil,
İslam Dinini, Masal, Hikaye, Kıssa, Menkıbe anlatımıyla İroni Dini değil,
Afyon
gibi anlatımla Uyuşturma Dini değil,
İslam Dinini, Hanefilere göre şöyle, Şafilere göre şöyle diyerek, İslam Dinini,
Mezheplere uydurulmuş,
Mezheplere
yapıştırılmış, Birbirinin Tam Zıddı olan Fetvalarla, Mezhep Fetvaları Dini
değil,
İslam Dinini, Peygamberimizin Mezhebi hangisiydi dedirten Mezhepçilikle,
Mezhep Dini değil,
İslam Dinini, Peygamberimizin Tarikatı hangisiydi dedirten Tarikatçılıkla,
Tarikat Dini değil,
İslam Dinini, Onun Bunun Söylediklerine göre, Onun Bunun Fetva verdiklerine
göre, Fetva Dini değil,
Dinayet, Din İşleri Yüksek
Kurulu, Yüksek Atma Dini değil, Güzel Kuran Okuma diyerek, TEGANNİ Dini değil,
Bence
Diyerek, Kendi Fikrini, Allah Zül Celale ve Rasulune, Şirk koşmuş olmakla, Şirk
Dini Değil,
Entel Dantel Sosyete
İlahiyat Profları Dini değil, İslamcı Yazar Dini değil,
Yahudiler
ve Hristiyanlar gibi Sadece ve Sadece İlahi söylemek, Dua yapmak ile, İlahi ile
Dua Dini değil,
Vakit
Namazları kılmamakla, Müslümanın Yahudisi, Hristiyanı Dini değil,
Müslümanın
Ateistliği Dini, Kendi Fikri Dini değil,
İslam
Dininin, Edep Haya ve İffetine uymamakla, Çağdaşlık, İlericilik, Kemalistlik,
Dini değil,
Modernlik,
Şıklık, Cinsel Özgürlük, Cinsel Teşhircilik, Dekoltelik Dini değil,
Pornfösör
Adnan Oktar ve Hayasız Kediciklerinden, Hayasızlık ve İffetsizlikle,
İffetsizlik ve Hayasızlık Dini değil,
İslam Dininden Nefret
ettirmek için kurulmuş olan teşkilatlar, Işıd, Hizbul Vahşi, Hizbul Tahrir,
Elkaide Dini değil,
Dini
özgürlük, İfade özgürlüğü diyerek yutturdukları, Laiklik Dini değil,
İslam Dinini, Allah Zül Celale Miraç ile,
Tamamen Allah Zül Celalin Kitabı Kuranı Kerim Ayetlerinde Emrettiği,
Allah
Rasulunun Hadislerinde Bildirdiği ve Sünnetlerinde gösterdiği Din, Allah ve
Rasulunun Dini oluncaya kadar,
İslam Dininin Doğrusunu, Allah Zül Celalin
bildirdiği Kitabı Kuranı Kerim Ayetlerinden,
Allah
Rasulunun bildirdiği, Sözlerinden, Hadislerinden, Sünnetinden Öğrenip,
Doğru
olanı Helal olanı yapmakla, Yanlış olandan, Haram olandan sakınıp kaçınmakla,
yapmamakla,
Dillerinizle,
Doğrusunu söyleyip Yanlışı terk Etmeye, ettirmeye çalışmakla,
Evladlarınıza
ve Başkalarına anlatıp Öğretmekle, Canla Başla, Gayretle Cehd ederek, ibadet
ediniz der,
Allah Zül Celal ve Rasulum, Dininizde
Fırkalaşmayın, Tarikatlara, Cemaatlere ayrışmayın,
Tezatlığa,
Zıtlaşmaya, Cepheleşmeye düşmeyin, Ruhbanlık yapan, Din adamı kisvesindeki,
Meczuplara uymayın,
Yahudiler,
Hristiyanlar gibi Ruhbanlaşmayın, Ruhban olan Din Adamlarına Tabi olmayın,
bunlardan
uzak
durun, Zira bunlar, aranızda Düşmanlıklar çıkarır, Dininizi Allah ve Rasulunun
Dini olmaktan çıkarır,
Dininiz,
Allahın ve Rasulunun dini değil, Ruhbanların uydurduğu, Kendinize uydurduğunuz,
Din olur,
Şirk
koşmuş olup, Şirkiniz ilede, İslam Dinini Kaybetmiş olursunuz, der,
DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK İNSAN
SURESİ AYET 2
“
İnsanı İmtihan etmek için, Gören ve İşiten Düşünen olarak Yarattım, “ der,
DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK RAAD
SURESİ AYET 19
“
Rabbinden, Sana İndirilenin, Hak olduğunu bilen ve kabul eden kimse ile,
Hak
olduğunu, İnkar eden kabul etmeyen kimse aynı olurmu ?
Bunu,
Ancak Akılı Selim Sahipleri Düşünür ve Anlar “ der,
DÜŞÜNMEK, FELSEFELİ ve MANTIKLI OLMAK HUUD
SURESİ AYET 24 ve 30
“
Gören, İşiten, Duyan, Gördüğü, İşittiği, Duyduğunun üzerinde Düşünenlerle,
Fasık
Kör Olanlar, Baktığı halde görmeyenler, Görmek istemeyenler,
Fasık
Sağır olanlar, İşittiği halde Duymayanlar, Duymak istemeyenler aynı olumu,
?
Haala
Düşünmeyecekmisiniz ? Siz Hiç Düşünmeyecekmisiniz ? ” diye soruyor,
Güya
İslam Dinini Anlatıyorlar,
Sadece ve sadece İslamın Tarihi ve Muhterem
Zaatlar Menkıbeleri, Kerametleri anlatılıyor,
İslam
Dini diyerek, Sadece ve sadece etrafında, Tarihinde, Sahabe ve Muhterem Zaatlar
Menkıbelerinde,
Kıssalarında
dolaşmayın, İslam Dininin içine, Olmazsa olmaz Amellerine giriniz,
Zira, YEVMİ
MAHŞER HESABIN da, İslamın etrafında
dolaşmaktan değil,
Muhterem
Zaatlar Kerametlerinden, Kıssalardan, Hikayelerden, Masallardan sorulacak
değil,
İslamın
Tarihinden sorulacak değil,
İslam
Dininin, İman Etmiş olma Şartlarından, SORGULANACAKSINIZ,
İslam Dininin, Olmazsa Olmaz Amellerini
yapıp yapmadığınızdan, SORGULANACAKSINIZ,
İslam
Dininin, Olmaması Gerekenlerinden, SORGULANACAKSINIZ,
Yani, Mahşerde, İlk Önce, İmanınızın Olup
Olmadığından Sorgulanacaksınız,
sonra,
İmanınızın Olmazsa Olmaz Şartlarını, Yerine getirip getirmediğinizden
Sorgulanacaksınız,
sonra,
İbadetlerinizi yapıp yapmadığınızdan ve Eksikliklerinden Sorgulanacaksınız,
İslam Dinine İman Etmiş olmanızı,
Yapmanız Şart olan Olmasa Olmaz Amellerini,
Yapmamanız Şart olan Olmazları,
İslam Dininin Sahibine, Allah Zül Celale ve
Rasulune İspat etmek Zorundasınız, !!!
Hiç, İmanınızı ve Amellerinizi, Sahibine
İspat etmeyi Düşündünüzmü ? !!!
Şimdi, Sizin Dininiz, Kimin Dini oluyor ? Şimdiden düşünerek okuyunuz,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ ZARİYAT
SURESİ AYET 56
“
Allah Zül Celal, Ben İnsanları, En yüksek değerlerle Edep ve Haya ile ancak ve
ancak Bana İbadet etsinler ve
En
yüksek değerlerle, Edep ve Haya, Hak ve Adalet ilkeleri içinde İnsanlığa hizmet
etsinler diye yarattım, “ der.
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ KASAS
SURESİ AYET 85
“
Rasulum, Kuranı Kerim Okumayı Öğrenmeyi, Öğretmeyi, Tebliğ etmeyi ve Kuranı
Kerimin İnsanlar için verdiği,
Sosyal
Yaşam biçimine uymayı, Zorunlu FARZ, bir
İbadet kıldık” der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ BELED
( İNSAN ) SURESİ AYET 2, 3 ve 10
“
Biz İnsanı Karmaşık atık bir Lahza Sudan, Yarattık,
“
Kuşkusuz Kendi isteğinizle, Kendi İradenizle, İman edip Şükredici yolda olmanızıda,
İmanı
İnkar edip, Nankörlük edip Küfredici yolda olmanızıda gösterdik,
Sizi
İmtihan etmek için İşiten ve Gören ve Düşünen yaptık,
(
Kendi İsteği ile, İman Edici, Şükredici olabilmesi veya Nankörlük yapıp
İnkarcılardan olabilmesi için )
“
Biz İnsana İki Yoluda ( İman Etmeyide, İnkar etmeyi, İmansızlığı da)
gösterdik,” der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ SAAD
SURESİ AYET 20
“
Sizin Mülkünüzü, İmanınızı kuvvetlendirmek için, Size, Hak olanı Batıldan, Hak
olmayan Sapıklıktan,
Sapıtmışlıktan,
ayırt edebilme kabiliyeti, Hikmet verdik,”der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ ŞEMS
SURESİ AYET 7 ve 8
“
Andolsunki Nefsinizi, Kişiliğinizi, İyilik Yapabilmek, Kötülük yapabilmek,
Dindar olabilmek Kabiliyetini,
Takvalı
olabilmek, İnkar edip İmansızlık yapabilmek kabiliyetini, İradenize bırakıp
Biçimlendirdik,”der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ EN'AM
SURESİ AYET 149
“
Üstün Delil, Doğru ve Yanılgısız Seçim, Basiret ve İrade, Ancak ve Ancak Allah
Zül Celalindir,
Sizin
Hidayeti bulabilmeniz için, Doğru Seçimi, Doğru olanı bulabilmeniz için,
Yanılmamanız için,
Allah
Zül Celal Size Kendi Basiretinden ve İradesinden, Basiret ve İrade vermiştir,
Doğru
Seçimi, Doğru olanı, bulabilmenizi, Yanlışı, Kötüyü görebilmenizi, Hidayete
gelebilmenizi,
Sizin
Basiretinize ve İradenize bağlamıştır, Siz Doğru yola, Doğru seçime, Hakikate,
ulaşmak ve gelmek
isteyeceksinizki,
Gönlünüzü İmana açacaksınızki, Allah Zül Celalin Doğru yoluna Hakikatine
ulaşacaksınız,
Aksi
hali Mümkün değildir, Allah Zül Celal Sizi Zorla Sapıklığa ve Kötü yollara
götürücü değildir,
Allah
Zül Celal Sizi, Kendi Basiretinizin ve İradenizin akıbetine Terk edendir,
Şayet
Seçiminiz Allaha ait olsa idi, Allah hepinizi Doğru ve Hakikat yola
iletirdi, “ der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ MÜNZİRİ
HADİS No C/1 S/177 H 1
Sahabeden Erkam İbni Zeyd (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Allahım, Faydasız İlimden, Zarar Veren İlimden, Sana Yönelmeyen Kalpten,
Doymayan Nefisten,
Kabul
edilmeyen Duadan, Sana Sığınırım diye dua ederdi, “ der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ İBNİ
MACE HADİS No 54
Sahabeden Abdullah Bin Amr (ra) anlatıyor,
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Dini İlimlerin, Dini Bilgilerin, Dini Eğitimin, Asli Kaynağı Üç tür,
Birincisi,
Amel edilmesi Olmazsa Olmaz Şart
olan Ayetler,
İkincisi,
Amel edilmesi Olmazsa olmaz
Şart olan Sözlerim, Hadislerim, Sünnetlerim,
Bunlar ve bunları bilebilmek ve Bilinmesi için gerekli İlimler,
Amel
edilmesi olmazsa olmaz olan Farizalardır,
Üçüncüsü,
Bunlardan, Ayet ve Hadislerin
Bildirdiklerinden çıkarılan İlimlerdir,
Bu
İlimlerin dışında kalan, ( yani Amel edilmesi, İbadet edilmesi olmayan )
Bilgilerin Bilinmesi,
Öğrenilmesi
( Yani Kıssalar, Hikayeler,) fazlada Zaruri değildir,
Önemli
ve Olmazsa Olmaz değildir,” dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ RAMUZ
EL HADİS HADİS No C/2 S/198 H/6
Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Her Kim Müslüman, İslam Dinini Tefekkuh etmekle, İslam Dinin Özünü, İcabatını,
Hükümlerini öğrenmekle ve
Üzerinde
Düşünmekle Mükelleftir, ve Her Müslümanın Allah Zül Celale Borcudur, “ dedi
der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ RAMUZ
EL HADİS HADİS No C/3 S/254 H/3
Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah
Rasûlu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Allah Zül Celalin Ayetlerinden, Allahın Rasulu olan Benim Sözlerimden,
Hadislerimden,
Sünnetlerimden,
hiç olmazsa, İbadetlerinizin ve Amelinizin Doğru olup olmadığını anlayacak
kadar,
İslam
Dininin Yolunu bulacak kadar, Amelinizin, Çalışmanızın karşılığındaki
Durumunuzun,
İslam
Dini Hükümlerinde Yerinizin en az Ne olduğu hakkında, kendi yerinizi bulacak
kadar öğrenin,
Heyet
ilminden de, Kara nın ve Deniz in karanlıklarında, Yolunuzu bulacak kadar
öğrenin,” dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ DARİMİ
HADİS No 3318
Sahabeden Abdullah İbni Mesud (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“ Şüphesiz bu Kur'an, Allah'ın ziyafet
yemeğidir. Kuranın ziyafet yemeğinden, gücünüzün yettiği kadar öğrenin,
Şüphe yokturki, Kur'an Allah'ın Nuru ve
Faydalı Şifanın da kendisidir. O, kendisine sarılan için koruyucu,
kendisine uyan için Koruyucu ve kurtarıcıdır. Onun şaşırtıcı şeyleri bitmez. O, çok tekrar
edilmekle eskimez.
Kuranı Kerim sapmaz ki, Kuranı Kerim
Eğilip bükülmez ki, düzeltilsin. Binaenaleyh,
Kuranı Kerimi okuyun, anlayın, anlatın ve
Kuranı Kerimden, Allahın Sizden Razı olmasını isteyin,” dedi der
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ İBNİ
MACE HADİS No 243 ve 212
Sahabeden Ebu Hureyre (ra) ve Osman Bin Affan (ra) anlatıyor, Rasulu Sallallahu
Aleyhi ve Sellem,
“
Müslümanların en faziletlisi, Allaha en yakını, Kuran okumayı öğrenip, başka
Müslümana öğretendir,
“ Sizin en hayırlılarınız, en
Faziletlileriniz, Kuran’ı öğrenenler ve öğretenlerdir,” dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ İBNİ
MACE HADİS No 247 ve 249
Sahabeden Ebu Said Hudri (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“ Ey
Alimler, İlim Sahipleri, Muhakkakki İnsanlar Size Tabidirler,
Behemahal
Onlar Dinlerinde Fıkıh bilgisini öğrenmek için, ( Hukuk bilgisini, Hak ve
Adalet bilgisini ) öğrenmek
için,
Dünyanın her yerinden Sizin yanınıza gelecekler, İlim talep eden topluluklar Size gelecekler,
Onlar Sizlerin yanına geldiğinde, Allah
Rasulunun Bizlere Tavsiye Sizlere Merhaba diyerek karşılayın ve
Onlara Sözlerim, Hadislerim, Sünnetlerim,
İlimini, Fıkıhı, Bilimi, Hak, Hukuk ve Adaleti Öğretin, “ dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ DARİMİ
HADİS No 611
Sahabeden Fudayl El Ameş (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Selemin Ashabı Suffe Mektebinde
Sahabeden İsmail Bin Recâl, (ra) Çocukları
Ashabı Suffe Mektebinde toplar,
Onlara
Allah Rasulunun Sözlerini, Hadislerini Okur, Öğrettirdi “ der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ RAMUZEL
HADİS HADİS No C/1 S/81 H 2
Sahabeden İbni Amir (ra) anlatıyor, Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Hameleyi Kur'an'a ( Kur'an'ın İlimlerine sahip olanlara) ikram ediniz,
Kim
ki onlara ikram ederse, Allah'a ikram etmiş olur, Onlara hürmette de kusur
etmeyin,
Zira
Onlar Allah Zül Celal indinde Peygamberler Varisidir, Yalnız kendilerine Vahiy
olunmaz “ dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ RAMUZELHADİS
HADİS No C/2 S/183 H/7
Sahabeden ve Beşinci Halife Muavye (ra)
anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“ Ey
insanlar! İlim ancak çalışmakla öğrenilir. Fıkıh da öyle, gayretle elde edilir,
Kimki, Allahtan Hayır Murad eder,
Gölünü
Dinine açarsa, Allahta Onu Dininde Fakih kılar, Anlayışlı Kılar, ” dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ RAMUZEL
HADİS HADİS No C/4 S/362 H/9
Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor,
Allah Rasûlu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Kur'anı anlamaya çalışmadan okumakla,
Kur'an okunmuş olmaz, Sözlerimi, Hadislerimi, Sünnetlerimi
anlamaya
yaşamaya çalışmadan sadece Nakletmekle ilim olmaz, Kur'anı Kerimi, Sözlerimi,
Hadislerimi ve
Sünnetlerimi
anlamaya çalışmakla, yaşamaya çalışmakla, yaşatmaya çalışmakla,
İlim
ve Hidayetle anlayışla olur “ dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ DARİMİ
HADİS No 655
Sahabeden Es Şami El Utbe (ra) anlatıyor, Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Herhangi Bir Amel ve İbadet yapmazdan önce, İslam Dininin Amellerini,
İbadetlerini, Sözlerimden,
Hadislerimden,
Sünnetlerimden İlimle iyice öğrenin, Kuranı Kerim Ayetleri, Benim Sözlerim,
Hadislerim,
Sünnetlerim,
kendisi ile konuşulmadıkca, Kendiliğinden konuşmaz, Sünnetim ile Amel
edilmedikce,
çalışılmadıkca,
kendiliğinden amel yapmaz, Sünnetimi, Amel etmeksizin benimsemek,
Sünnetler
çokda önemli değildir demek, Yalan Söylemektir, İki yüzlülük demektir,
Benim
Gıybetimi yapmak demektir, Başkalarının kusurlarını araştırmak yerine,
Kendi
kusurlarınızı bularak onları düzeltmeye bakınız,
Çünkü durum şu ki, Hakla Bâtılın, Bid adlerin
birbirine karışacağı, Ma'rûfun, Doğru olanın, Münker olarak,
Yanlış
olarak gösterileceği, Münkerin Yanlışın, Ma'rûf olarak, yani Doğru olarak
gösterilip Amel ve
İbadet
edileceği, bir zaman gelecektir, Bunun neticesinde Kişiler, kendisini Allahtan uzaklaştıracak şeylerle,
Allahı
kızdıracak, Gazablandıracak şeylerle Allaha yaklaşmaya, Allaha Sevgisini
göstermeye çalışacaktır,
Allah'tan korkun, Çünkü sizler, Günâhlardan,
Bid adlerden Titizlikle kaçınmanın zayıfladığı,
ilmi,
onu bozanların öğrendiği bir zaman gelecek, ilim hakkında, içine soktukları
hatalardan, Bid adlerden dolayı,
Amellerini,
İbadetlerini, Nefislerinin arzularıyla yapacaklar, konuşacaklar,
Hak
ile emredilen, Doğru olan Maruf olan Amelleri, İbadetleri, Bid ad olan, Batıl
olan, Münker olan, Amellere,
İbadedlere
çevireceklerdir, Binaenaleyh onların, Bid ad olan, Batıl olan, Münker olan,
Amelleri, İbadedleri
Kabul
edilmeyecek ve Günâhları bağışlanmayacak, Kusurları Affedilmeyecek tir,
Dininizi, İmanınızı, ( Hak ve
Hürriyetlerinizi ) Ne yıkar, Ne Yok eder, Biliyormusunuz, ?
Geçmişte,
Yahudi Hahamları Tevratı, Hiristiyan Rahipleri İncili, Allahın Kitabını tatbik
etmekle açıklamakla,
Makamlarının,
Hükümranlıklarının elden gitmesinden, Mevkilerinin altüst olmasından
korkmasalardı,
Hileli
yorumları ile Allahın Kitabını değiştirmezlerdi, Değiştiremediklerinide
gizlemezlerdi,
O Ruhban Din Adamları, Amelleriyle, Allahın
Kitabını değiştirerek,
Allaha
Muhalefet ederek, karşı gelerek, aykırı işler yaparak, Mevkilerinin altüst
olmasından,
Fitne
Fesatlarının ortaya çıkmaması için Toplulukların hile yapma yollarını araştırdılar,
Bunun
için Allah'ın Kitâb'ını yorumlarıyla Değiştirdiler, Değiştiremediklerinide
gizlediler,
Bu
yaptıkları, Onların Hak olan Dinlerini yıktı Yok etti “ dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ DARİMİ
HADİS No 246 ve 294
Sahabeden Ebu Umame (ra) Ziyâd Bin Lebîd El
Ensâri (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
İslam Dininin İlmini, Yok olup gitmesinden önce alınız, tahsil ediniz “ dedi,
Dehşetle Göğe bakakaldı,
“
Bir Zaman gelecekki, İslam Dini İlimi İnsanlardan alınacaktır, Öyleki onlar, O
İnsanlar O (ilimden) hiçbir
fayda
göremeyeceklerdir, dedi " Ey Allahın Rasulu, Kur'anı, İlmi okumuş
olduğumuz halde O Kuran,
O
İlim bizden nasıl alınır, diye sorduk, Allah Rasulu, İşte şu Tevrat,
Yahudilerin, Şu İncil, Hıristiyanların yanında
(mevcut
bulunuyor) Peki, onlara ne faydası oluyor ? Yakın Zamanda, Huşu içinde Cuma
Namazı Kılmak için
Mescide,
(camiye) gireceksin de, orada Huşu sahibi, Anlayış Sahibi, hiç kimse
Görmeyeceksiniz, dedi,
Bundan sonra, Vallahi, Kuranı, İlmi
okuyacağım, Kadınlarımıza ve Çocuklarımıza okutacağım dedim,
Bunun
üzerine Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bana,
"
Ey Ziyâd, Sen hakikaten, Fakihlerdensin (derin kavrayışlı alimlerindensin) “
dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ DARİMİ HADİS No 303 ve 304
Allah Rasulunun Damadı ve Ehli Beyti Hz Ali
(ra) Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve
Sellem,
"
Gerçek Fakih, İnsanları Allah'ın Rahmetinden Ümitsizliğe düşürmeyendir,
Allaha
İsyan etmek demek olan hususlardan, Allaha İsyan etmekten, ettirmekten Şiddetle
sakındırandır,
Allah'ın
azabından kurtuluşun ancak ve ancak Allahın Rızasını kazanmak olduğunu,
Allahın
Azabından başka şekilde kurtuluşun olmadığı esasında, azabtan kurtuluşu
Menkıbelerle, Hikayelerle,
Masallarla
Emin kılmayandır, Kur'anı Kerim İlmini, Sözlerim, Hadislerim, Sünnetlerim
İlmini Tahsil edip öğrenip,
öğrenmeyi
isteyip daha sonra, İslam Dinine Sonradan uydurulan Bidad Amellere,
Hurafelere
meyletmeyen Kimsedir,
Durum şu ki, Kendisinde İlminde, Anlama,
Anlaşılma ve Anlayış olmayan ilimde, Bilimde,
Kendisinde
düşünme ve Düşünce olmayan Okumada hiçbir Hayır, iyilik ve Fayda Yoktur,
İçinde
ilim olmayan, İlimle yapılmayan İşlerde, Amellerde, İbadetlerde,
Hiçbir
Yarar, Fayda, İyilik ve Hayır yoktur, olamaz " dedi der,
Yani, Bu
Ayet ve Hadislerdeki alınacak Ders, Şayet Dininizi ve Diğer İlimleri
Bilgileri, İlkönce Siz,
Tam
ve Doğru olarak Öğrenir ve Sonrada, Kendi Kadınlarınız ve Çocuklarınızdan
başlamak üzere Öğretirseniz,
Allahın
ve Rasulunun Sevdiği Taktir ettiği, Fakih, Takva Sahibi İnsanlardan olursunuz
der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ TİRMİZİ
HADİS No 2952 ve 2950
Sahabeden Cündüp Bin Abdullah (ra) ve İbni
Abbas (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“ Her kim Kur’ân ayetleri hakkında
Bilgisizce ve Kasıtlı olarak, kendi görüş ve zanlarına göre
Kuran
Ayetleri hakkında Aldatıcı yanıltıcı ve değiştirici şekilde konuşur ve hüküm
verirse,
Cehennemdeki
yerine Hazır olsun, Şüphesiz O kimse Sapıklıktadır, Sapıtmışlıktadır ” dedi
der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ DARİMİ
HADİS No 311
Sahabeden Hz Ömer (ra) hın Oğlu Abdülaziz (ra) anlatıyor, Allah Rasulu
Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Vakıa Şu ki, Her Kim yada Kimler, İlimsizce, Bilgisizce, Bence veya Bizce
böyledir diyerek,
ibâdet
yapmaya kalkarsa, Bence veya Bizce, İslam Dinindeki Ameller İbadetler böyledir,
demeye kalkarsa,
İslam
Dininin Amelleri, İbadetleri konusunda Bilgisizce, Edepsizce ve Pervasızca
Münakaşa ederse,
Bence
veya Bizce diyerek yaptığı Amelleri, İbadetleri ile İslam Dinini Bozmuş olur,
Tahrip etmiş olur,
İnkar
etmiş olur, İslam Dinine karşı Savaş açmış olur, Kendince İslam Dininin Amellerini,
İbadetlerini
daha iyi anladığını ve düzelttiği sandığı şeylerle, Bidad larla, Uydurmaları
ile düzelttiğini sandığı
fakat
bozduğu, Tahrip ettiği Dini ile Hüsrana düşecektir, “ dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ CAMİUSSAGIR
SUYUTİ HADİS No 65 ve 66
Sahabeden Abdullah Bin Mesud (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Cahilleri Öğretmeyen, Alimlerin, İlim adamlarının Vay Haline, Vaylar Haline,
Alimlere,
İlim Adamlarına İtaat ediyorum diyerek, Öğrenmeyenlerin Vay Haline, Vaylar
Haline,
Din
Alimi sıfatındaki Riyakar Fasık ve Kötü huylu Din Adamlarından, Ümmetimin Vay
Haline, Vaylar Haline,
Zira Halk, Fasık olup olmadığını ayırt
edemeden, bilemeden İlim Adamlarının, Bilim Adamlarının, Davranışlarını
ve
Söylediklerini alır, Onların Söylediklerini, Yaptıklarını, İslam Dinine uygun
olduğunu sanarlar,
Halk, Bu Fasık Din Adamlarının
Söylediklerinin ve Yaptıklarının doğru olduğunu sanarak
Onlara
tabi olduklarında, Sapıttıklarının farkında dahi olmayarak İslam Dininden
çıkmış olurlar, “ dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ İBNİ
MACE HADİS No 3753
Sahabeden Abdullah Bin Amir Bin El As (ra)
anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“(
Din Adamlığı ile, Ruhbanlık ile Gösteriş yapan, Dini bir mevzunun, Asliyetini,
Hükmiyetini Masallaştıran,
Hikayeleştiren,
bununla Şöhret sahibi olan, ) Riyakar kişilerden başkası, Millete, Halka,
Topluma,
Kıssa
olarak anlatıp Milleti uyutmaz, Riyakar olmayan Kişilerden başkasıda Onları
dinlemez “ dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ TAHA
SURESİ AYET 132
“
Rasulum, Ailene, Ehli Beytine, Yakınlarına ve Ümmetine Namaz kılmayı Emret,
Kendinde
Namaza Sımsıkı sarıl, Namazını kılmaya Sabırla devam et,” der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ CAMİUSSAGIR
HADİS No 1972
Sahabeden İbni Abbas (ra) anlatıyor, Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Çocuğun, Küçük yaşta iken bir şey örenmesi, ( İslam Dinini ve Diğer Eğitim
bilgilerini öğrenmesi,)
Hafızasına
alması, Mermer üzerine kazılarak yazılan yazı gibi kalıcı olur,
Kişi, Çocukluktan, Ergenlikten, Gençlikten
çıkıp yaşlandıktan sonra bir şey öğrenmesi,
Su
Üzerine yazılan yazı gibidir, anında kaybolur hiçbir işe yaramaz, “ dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ RAMUZELHADİS
HADİS No C/4 S/391 H/7
Sahabeden Ebu Derda (ra) anlatıyor, Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
İlimi, Bilimi, Kuranı Kerimi, Sözlerimi, Hadislerimi, Sünnetlerimi, Dininizi,
Çocukluğunuzda Küçükken
Öğrenmek,
Taşın, Kayanın, Beyaz Bir Mermerin üzerine yazılan, yapılan bir Nakış gibidir,
Hiç unutulmaz,
Orta yaşınıza veya İhtiyarlığınıza
geldiğinizde Öğrenmeye çalışmak, Su üzerine yazılan Yazı gibidir,
Su
üzerinde ise Hiçbir Yazı kalmaz, “ dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ RAMUZ
EL HADİS HADİS No C4 S340 H12
Sahabeden Cabir (ra) anlatıyor, Allah Rasulu
Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Her doğan Çocuk, İslam Fıtratı üzerine doğar,
Akıl Baliğ olunca,
Kendi
Kendini Kendi Aklı ile yönetebilme yaşına gelince, Lisanı gönlündekine tercüman
olunca,
ya Müslüman
Bir Kul, Yada Allah Zül Celale Küfreden Kafir bir Kul olur, Dinini Kendisi
seçmiş olur, “ dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ MÜSLİM
HADİS No 2658
Sahabeden Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor, Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Her Doğan Çocuk, İslam Dini Fıtratı, İslam Dini üzere doğar, Sonra Anne ve
Babası,
O
Çocuğu Yahudileştirir, veya Hiristiyanlaştırır, veya Mecusileştirir, Kendi
Dinine yöneltir,
Yani
Herkes Kendi Dinine tabidir, Hangi Dini seçerse, O Dinde devam eder “ dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ RAMUZEL
HADİS HADİS No C/2 S/158 H/5
Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Önemsemediğiniz için, gerekli önemi vermediğiniz için, Dininizden ilk
kaybedeceğiniz İbadetleriniz,
Emaneti
yerine getirme İbadetiniz ve sonra da Beş vakit Namaz ibadetiniz olacaktır”
dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ TİRMİZİ
HADİS No 407
Sahabeden Rabi Bin Sebre (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Çocuğunuz yedi yaşına geldiği zaman, Ona Namaz kılmayı öğretin ve Namaz
kılmasını Emredin,
On
Yaşına geldiğinde halen Namaz kılmıyorsa, Çocuğunuz Size Asi oluyorsa
(
Anaya ve Babaya Asi olan Çocuk Allahada Asi olur,) dövmek suretiyle cezalandırın, Asiliğinden
vazgeçirin,
Namazını
kılmalarını ve devam etmelerini sağlayın,
” dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ RAMUZ
EL HADİS HADİS No C/1 S/99 H/9
Sahabeden Ebu Hureyre (ra) anlatıyor, Allah Rasûlu Sallallâhu Aleyhi ve Sellem,
“
Allah Cennette olan birinin derecesi yükseltir, Derecesi yükseltilen ise,
Yarabbi
bu derecemin yüksekliği nereden ileri gelmektedir diye sorduğunda, Allahta Ona,
Çocuğun Namaz kıldı ve
senin
için Tevbe istiğfar etti de onun için Derecen yükseltildi, diye cevab verecektir,“
dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ BUHARİ
HADİS No 255
Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor, Allah Rasûlu Sallallâhu Aleyhi ve Sellem, “
Her Kim, Bizim Kıblemize
Kağbeye
yönelerek, Bizim Kıldığımız Namazı kılar, Kestiğimizi yerse, Allâhın ve
Rasûlunun Ahdü Emânını
hak
eden Gerçek Mümin Müslüman işte odur, Artık Allâh`a ve Resûlüne karşı öyle olan
bir kimsenin,
Kağbeye
yönelerek Namazını kılmaya çalışan Kimsenin, Ahdü Emânına Hıyânet etmeyiniz, “
dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ ABESE
SURESİ AYET 1, 2, 3, 4, 11 ve 12
“ Ey
Dinine Yüz çeviren, Ey Dini bilgiye Yüz çeviren, Ey İbadete Yüz çeviren, Ey
Namaz kılmaya Yüz çeviren,
Ey
Dinine Kör olan, Ey Dini Bilgiye Kör bakan, Ey İbadete Kör olan, Ey Namaz
Kılmaya Kör olan,
Dinine
Ağma olma, Dinine, İbadetlere Kör bakan olma,”
“
Günahlarından, Hatalarından, Kusurlarından arınmak için,
Dinini,
İbadetini, ilk önce kendin öğreneceksin, ibadetini yapacaksın, sonrada
öğreteceksin,
Öğretmek
banamı kaldı demeyeceksin,
Öğrettiğine
ihtiyaç hissetmeyene, Anlattığına kulak asmayana dahi yüz çevirmeyeceksin,
Bu
Kuranı Kerim, Size bir öğütler, Bir Kurallar Nasihatidir, Dilerseniz artık
düşünürsünüz, ” der
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ RAMUZ
EL HADİS HADİS No C2 S170 H 2
Sahabeden Enes Bin Malik (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“ İyi biliniz ki,
Sizden
Her Kim Kur'anı öğrenir, Sözlerimi, Hadislerimi, Sünnetlerimi Öğrenir, ve Onda
olanı Anlamaya gayret
gösterir
anlarsa ve Anladığınıda Öğretirse, Bende onun Cennete sevk edicisi ve delili
olurum, “ dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ İBNİ
MACE HADİS No 2699 ve 2701
Sahabeden Abdullah Bin Ömer ve Cabir Bin
Abdullah (ra) anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“ Müslüman Bir Kişinin, Vasiyet edeceği Meşru bir şeyi bulunup da,
Vasiyetini yanında yazılı bulunmadan
iki gece geçirmesi, Doğru değildir, Müslümanlardan Her Kim, Vasiyetini
yazmış ve vasiyeti yanında olarak
ölürse, O Kimse, Benim Sünnetime Riayet etmiş,Takva ve Şehadet üzerine,
Bağışlanmış olarak ölmüş olur,” dedi der,
İslam Dinini Direkt Kendi Kaynağından,
Allah Zül Celalin Ayetlerinden, Allah Rasulunun Sözlerinden
Hadislerinden
öğrenmek ve öğretmek için, Anlam ve Hüküm sıralamasına yazmaya gayret ettiğim
Ayet
ve Hadislerden İlmihal diye isimlendirdiğim Yazım, Evladına Güzel bir Terbiye
vermek,
Evladına
Güzel Bir Zenaat, Bir Meslek öğretmek, Benim Kızıma ve Oğluma onlarında abu
evladına Vasiyetimdir,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ RAMUZ
EL HADİS HADİS No C/3 S/336 H/2
Sahabeden İbni Ömer (ra) anlatıyor,
Rasullulah Sallalhu Aleyhi ve Selem,
“
Kalbinde, İlimden, Bilimden, Hikmetten, Fıkıhtan, İslam Dini Bilgisinden bir
bilgi olmayan, Harap olmuş biridir,
İlimden,
Bilimden Hikmetten, Fıkıhtan, İslam Dini Bilgisinden bir bilgi Öğrenin ve
Öğretin, Tahsil edin,
Sakın
Cahil olarak ölmeyin, Zira Allah Zül Celal Yevmi Mahşerde, Cahilliğiniz için
Mazeretinizi,
yani
Bilmiyordum demenizi kabul etmeyecektir, “ dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ İBNİ
MACE HADİS No 4049
Sahabeden Huzeyfe Bin El Yaman (ra)
anlatıyor, Allah Rasulu Sallallâhu Aleyhi ve Sellem,
“
Elbiseniz, Kıyafetiniz eskidiği gibi, İslam Dininin İbadet Hükümlerine olan
Bilginiz ve İmanınızda eskiyip
gidecek,
Öyleki, İslam Dininde olduğu halde, İslam Dinine İman ettiği halde,
İslam
Dininin İbadet Hükümleri Nedir, Namaz Nedir, Oruç Nedir, Hacetmek ve Umre
yapmak Nedir,
Zekat
vermek, Sadaka vermek Nedir, Edep ve Haya Nedir, Konusunda Tek bir Ayet yada
Hadis Hükmünü
öğrenmeyecekler,
Öğrenmek İstemeyecekler, Öğrenmek ve yaşamak istemediğindende Bilinemeyecektir,
Onların
İhtiyarlarından, Erkek ve Kadınlar, Bir Tek Ayet ve Hadis Hükmü dahi bilmezken,
Öğrenmek
istemezken,
Biz Dedelerimizden, Babalarımızdan Sadece “ La İlahe İllallah, “ kelimelerini
duymuşduk,
İslam
Dininden sadece Bildiğimiz budur ve Din olarak Sadece bu Kelimeleri söyleriz
diyecekler,
Lakin,
Kuranı Kerim Ayetlerinin ve Hadislerimin Hükmünü Bilmeyenler, anlamayanlar,
anlamak istemeyenler
için,
“ La İlahe İllallah, “ Kelimeleri, ( Onlar için sadece Bir Tekerleme
Gevelemeden ibaret olduğu için )
Ahirette
Onlara bir kurtuluş olmayacak, vermeyecektir,“ dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ DARİMİ HADİS No 3309
Sahabeden İbni Abbas (ra) anlatıyor, Allah
Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
" Şüphesiz içinde
Kur'an'dan birşey bulunmayan, Kuranı Kerimi okumayan, anlamaya çalışmayan,
anlatmayan
Kimse, İçinde hiçbir şey
bulunmayan ve oturulamayacak kadar harap pis bir Ev gibidir " dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ DARİMİ
HADİS No 3312
“ Ebû Hüreyre ra
anlatıyor, Allah Rasulu Sallallahu
Aleyhi ve Sellem,
" Hakikaten İçinde
Kur'an okunan, anlatılan, anlaşılan Ev, Sakinlerine genişler, O Evde Huzur ve
Hayır Çok olur,
Melekler O Eve dolar,
Şeytanlar O Evi terkeder,
İçinde Kur'an okunmamakla ise, Ev sakinlerine
daralır, Melekler O Evi terkeder, Şeytanlar O Eve dolar,
ve O Evin Huzuru Hayrı
olmaz, Huzursuzluğu, Buhranı, Ruhi sıkıntısı, Geçimsizliği Çok olacaktır,
" dedi der,
Şimdi Soruyorum, Allah Zül Celal ve Allah
Rasulunun söylediği zaman, Bu Zaman değimli ?
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ RAMUZ
EL HADİS HADİS No C4 S362 H4
Sahabeden Abdullah İbni Cerad (ra) anlatıyor,
Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem,
“
Gözü kör olan değil, Basireti Kör olan, ( görmesi elzem olan şeyi görmeyen
) Kimse kördür, “ dedi der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ HAÇ
SURESİ AYET 8
“
İnsanlardan Kimileri, Dini veya herhangi bir konu üzerinde bilgileri olmadan,
Dini
veya herhangi bir konuyu bilmeden, öğrenmeden, nede bir öğreteni olmadan,
Doğru
güvenilir bir kaynağı kitabı olmadan, kendi zanlarına göre tartışırlar, hüküm
yürütürler,
karar
verirler, yargılar ve cezalandırırlar “der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ ENFAL
SURESİ AYET 22
“
Hiç Şüpheniz olmasınki, Allah Zül Celale, İnsanların En Kötüsü, En Şerlisi, En
Çirkefi,
Allah
Zül Celalin Yarattıklarını ve Ayetlerini Hiç Düşünmeyenlerdir,
Hiç Düşünmemekle, Allah Zül Celalin Emir ve
Yasaklarını Anlamaya çalışmayanlardır, anlatmayanlardır,
Allah
Zül Celalin Emir ve Yasaklarına Sağır olanlardır, Kör olanlardır,
Yeryüzündeki Canlıların en Kötüsü, En
Çirkefi,
Gerçeği
Akletmeyen, Düşünmeyen, Sağır ve Dilsizmiş gibi davrananlardır, “ der,
EĞİTİMDE, DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ ÖNEMİ ARAF
SURESİ AYET 179
“
Andolsunki, Çoğu Kadınlarınız ve Erkekleriniz, Sanki Cehennem için yaratılmış
gibi hareket etmekteler,
Onların,
Gözleri var, Gözleri ile görmeye çalışmazlar,
Kulakları
var, Kulakları ile işittiklerini anlamaya çalışmazlar,
Kalbleri,
Beyinleri var, Lakin, Onlarla düşünmezler,
İşte
Onlar Aşağılıkların aşağısı Mahlukatlardır, “ der,
Kuranı Kerim Surelerinde, Allah Rasulunun
Hadislerinde, Geçmiş Kavimlerin Hikayeleri veya Masalları vardır,
Lakin
Bu Hikaye ve Masallarda dahi Günümüze ait Hükümler vardır,
Bugün
Din Adamı diye Kimi, Kimleri dinliyorsanız, Kuranı Kerim Surelerinde, Allah
Rasulunun Hadislerinde ve
Sünnetlerinde
bulunan Hükümleri, Hikayeleştirerek, Masallaştırarak, Yok ederek anlatmaktadır,
Kişiyi,
Dini Hükümler konusunda aldırmazlığa, uyuşukluğa, önemsizliğe sevk eden Masal,
Hikaye anlatmaktadır,
Dini
asliyeti, Dini Hükmü değilde, Asliyetle Hükümle ilişkisi olmayan, Kişinin
yaşantısına bir faydası olmayan,
Masallar,
Hikayeler, Menkıbeler, Nakaratlı değişler, anlatmakta, Milleti uyutmakta,
Kuranı
Kerimdeki Kıssalar, Hadislerdeki Kıssalar, Size göre sadece Masal ve
Hikayemidir ?
Kuranı
Kerimdeki Kıssalardan veya Hadislerdeki Kıssalardan,
Bu
günümüze, Kendinize, Toplum Yaşamınıza, Sosyal Hayatınıza, İşlerinize
alacağınız Hükümler yokmudur ?
Ben Müslümanım diyeni, Sadece ve Sadece
Allahın Kitabı Kuranı Kerimdeki Ayetlerindeki ve
Rasulunun
Sözleri Hadislerindeki, Sünnetlerindeki İfadeler bağlar,
Allah
Rasulunun Hiçbir Sözü ve Sünneti, Kuranı Kerim Ayetleri hilafına değildir ve
olmaz,
Şayet
Ayetlere Hilaf olan bir Söz yada Fiil, Hadis ve Sünnet olarak veriliyorsa, Bu
ne Hadis Nede Sünnettir,
Tamamen
Ruhbanlık Hurafesi ve Saltanatı içinde bir Uydurmadır, Ruhban Hurafeleri olan,
Ayet
ve Hadislerin hilafına herhangi bir söz yada ifade, Ben Müslümanım diyeni
bağlamaz,
Şayet, Kuranı anlatan, Allah Rasulunun
Sözlerini anlatan, Hadislerini anlatan, Sünnetlerini anlatan,
Çobanın
Koyunlara Kaval Çaldığı gibi anlatırsa, Dinleyenlerinde Koyunun Kaval Dinlediği
gibi dinlerse,
O
Ayet ve Hadislerden Kendisine hitap eden şekli ve hükmü anlamaya çalışmazsa, yaşamına,
Sosyal
hayatına uygulamazsa, Ayet ve Hadisleri dinlediği yerden, Koyunun Ağıldan
Meradan çıktığı gibi çıkarsa,
Sonra
Dahada ileri giderek Bence Şu şekil olması gerek Benim Kalbim temiz demeye
kalkarsa,
O
Ayet ve Hadisler Anlatanada, Dinleyenede hiçbir şey vermez, Kendi Kalbinin
Temizliği sapıklığında boğulur
kalır,
Artık Hiçbir olumsuzluktan şikayet etmeye hakkı kalmaz,
Kuranı Kerim ve Hadis Tercümelerine
ulaşılabilmesi Çok zor, yada İmkansız bir şey değildir,
Kuranı
Kerim Ayetlerinden ve Allah Rasulunun Sözlerinden, Hadislerinden,
Kendilerini
Nasıl anlattıkları, Nasıl tanımladıkları Ayet ve Hadisleri Okuyun Öğrenin Alın
Verinki,
Üzerinde
Düşünmeyi, Felsefe yapmayı, Tartışmayı, birazda herkes kendisi yapsın, Yani,
Aynı
Ayet ve Hadislerdeki yönlerden, Adreslerden, Ticaretle ilgili olanları, Ticaret
adamları görür,
Mevzuatla
ilgili olanları, Mevzuat adamları görür, Tıp la ilgili olanları Tıp adamları
görür,
Teknoloji
ile ilgili olanları, Teknoloji adamları görür, Tarihle ilgili olanları, Tarih
adamları görür,
Sosyoloji
ile ilgili olanları, Sosyoloji adamları görür, Askerlikle ilgili olanları,
Asker olanlar görür,
Bunun
gibi diğer alanlarıda sıralayın,
Kuranı Kerimdeki Ayetlerin ve Allah
Rasulunun Sözlerinin, Hadislerinin,
Düşüncesinin,
Felsefesinin, Daha üstünü ve Daha Doğrusu yoktur, Bulamazsınız,
Kuranı
Kerim Ayetlerinde ve Allah Rasulunun Sözlerinde, Hadislerinde, sayamayacağınız
kadar çok,
Düşünce,
Felsefe ve Adres vardır, Mesela, sadece Topraktan çıkanı sayabilirmisiniz ?
Ancak ve Ancak Allah ve Allah Rasulu
ifadeleri, sayamayacağınız kadar anlam ve Adres taşır,
İnsan
İfadelerinde böyle farklı yönler, Anlamlar, Adresler varmıdır ?
İslam
Dininin Nasıl bir Mucize olduğunu anlayabildinizmi ?
Allah Rasulunun, İfade ettiği gibi, “ Her
Doğan Çocuk, İslam Dini Fıtratı, İslam Dini üzere doğar,
Sonra
Anne ve Babası, O Çocuğu, Yahudileştirir veya Hiristiyanlaştırır veya
Mecusileştirir, Kendi Dinine yöneltir,”
Müslümanın Yahudiliği, Müslümanın
Hristiyanlığı Dinine yöneltirler,
Din
Konusunda, İnanç konusunda, Vicdan konusunda, Allah Zül Celalin ve Rasulunun
Sözüne değil,
Kendi
Aklının, Kendi Fikrinin Üstünlüğü kabulu, Ateistlik, Deistlik Dinine
yöneltirler,
Çağdaşlık, İlericilik, Kemalistlik,
Dinine, Modernlik, Şıklık, Cinsel Özgürlük, Cinsel Teşhircilik Dinine
yöneltirler,
Çocuk, Akıl Baliğ, Akıl yaşına geldiğinde,
kendi seçimini, Kendi iradesi ile, kendisi seçebilir, yapabilir
yaşına
geldiğinde, Ebebeynininden aldığı Dinde, aynı şekilde devam ederse,
İslam
Dininin Sahibi Allah Zül Celalin ve Allah Rasulunun Dini olmayan şekilde devam
ederse, Nereye gider ?
Bana
değil Kendinize sorun,
Ziya Paşanın İfadesi ile, “ Ainesi iştir
Kişinin, Laafa bakılmaz, Görünür Aklı, Kişinin Sinesinde,”
Allah Rasulunun, “ Her Doğan Çocuk, İslam
Dini Fıtratı, İslam Dini üzere doğar, Sonra Anne ve Babası,
O
Çocuğu, Yahudileştirir veya Hiristiyanlaştırır veya Mecusileştirir, Kendi
Dinine yöneltir,”
sözünü
şimdi iyi anladınızmı ?
Soysuz Demokratlar, “ Laiklik, Herkesin
Dinini seçmesi ve yaşaması özgürlüğüdür,” derler,
Lakin,
İslam dedinizmi, Hemen Dini Siyasete alet etmeyin derler,
Kendilerince İcad ettikleri Laiklikle,
Laiklik Dinine inanırlar, Zira, kendilerince uydurdukları Laiklik Dininde,
İslam
Dinine Amansız derecede alerjileri, proplemleri olduğu için,
İslam
Dini hariç, bütün inanışlar ve hareketler serbesttir,
Zira,
Bu Kavramların peşinde koşanların, Allah ve Rasulunu Dini ile, İslam ile,
Bağdaşıklıları varmı ?
Laiklik, Kavramını Birde Allah Zül Celal,
Kuranı Kerim ve Allah Rasulunden dinleyin,
Söyledikleri
gibi olmayan, Soyunu Reddeden, Soyunu Silen Demokratlardan değil,
Laiklik Kavramı Yazımın LAİKLİK ve İslamda
Devlet Rejimi bölümündedir,
İSTİKLAL HARBİMİZDE, MİLLETİMİZİN, ARDINDA
SIRA DAĞLAR GİBİ DURDUĞU,
YENİ DEVLETİMİZİN KURUCUSU OLAN,
BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün,
Kendi eliyle yazdığı Mektuplarında,
CUMHURİYET İLKELERİNDEN, LAİKLİĞİ, LAİK
EĞİTİM ve ÖĞRETİM İLKESİNİ TANIMLAMASI,
CUMHURİYET İLKELERİNDEN, KADINLARIN KILIK
KIYAFETİ TANIMLAMASI,
“ Dinler Vardır ve Lazımdır, Bizimde, Temeli
Çok Sağlam bir Dinimiz vardır,
İslam Dini, Şuura muhalif, ilerlemeye engel hiçbir şey
ihtiva etmez,
Müspet
Bilimlerin Temeline, Akla, Fenne, İlme dayalı, Fikir Terbiyesinde, Hakiki olan
Mantığa dayalı,
En
Tabii, En Makul, En uygun olan Din, Bizim Dinimiz İslam Dinidir, ondan
dolayıdırki, En son Din olmuştur,
Bizim, Milletimiz,
İslam Dini ve Kendi Lisanı ile kuvvetli iki fazilete maliktir,
Hiçbir kuvvet Bu faziletleri milletimizin, Kalp ve
Vicdanından çekip alamayacaktır ve alamaz, alamayacaktır,
Hakikate bizzat nasıl inanıyorsam, Dînimize de öyle
inanıyorum,
Kasdi
Fiillere dayanan, Taassupkar hareketlerden, hakaretlerden Sakınmakla, Her Dine de Saygı gösteririm,
Her fert, İstediğini düşünmek veya
İstediğine inanmak, Seçtiği Dinin İcaplarını yapmak veya yapmamak,
Kendine
mahsus Siyasi bir fikre malik olmak, Hak ve Hürriyetine sahiptir,
Hiç
Kimsenin, Fikrine ve Vicdanına Hakim olunamaz,
Türklere istiklâlini veren, Bizim
Dinimizde, İslam Dininde Ruhbanlık yoktur,
İslam
Dininde Ruhbanlık olmadığı halde, Meczup, Bâtıl,
Sunî îtikatlardan ibaret Tarikatlar, Cemaatlar dini vardır,
İslam
Dininin En Hakiki Tarikatı, Cemaati, İslam Dini Medeniyetinin Kendisidir,
İslam Dininde ve Türkiye Cumhuriyeti
Ulusumuzda, Herkes Eşittir, Hepimiz Eşitiz,
Hiç Kimsenin İnancı, diğerine bir Üstünlük değildir, Kimsenin
Kimseye Üstünlüğü yoktur,
Devletimiz içinde, Hiç Kimse, Dininden dolayı ayrıcalıklı
olamaz, bu Geçmiş Tarihimizde de böyle ola gelmiştir,
Hiç Kimse, bir Tarikata, Cemaata bağımlı
olmak zorunda değildir,
Devletimizde
Bir Meczup bir Tarikata yada Cemaata Bağlı değildir, Bağlı olamaz,
Eğitim ve Öğrenim yerleri Ruhbanlar ve
Ruhban Kurumları değildir,
Ruhban
Din Adamları, Devletin İdare İşlerine, Devlet yönetimi ve İdarecilerde Dinin
İbadet İşlerine karışamaz,
İslam Dininde
Zorlama yoktur, Dinin ve Devletin işleri ayrıdır,
Şahsi İbadetlerimiz ayrıdır, Devlet işlerimiz ayrıdır,
Dinimizin Şahsi İbadetleri Devlet işi değildir,
Lakin, Hak ve Adalet ölçüsünde olan tüm Devlet İşleri
dahi İbadetimizdir,
Her Kişi, İlmi, Fenni, Vicdani düşünen
Fikrini, Dinini, Din İşlerini, İmanını, Milliyetini, Kişiliğini,
Geçmişini,
Tarihini öğrenmek için bir yere Muhtaçtır,
Herkes, Kendi
Geçmişinin, Tarihinin, Kimliğinin, Medeniyetinin, Kendi Dininin, Doğrusunu,
Asliyette Doğru
yerden Öğrenmek Hak ve Hürriyetine sahiptir ve dahi Mecburiyetindedir,
Tarihimizi, Kimliğimizi, Medeniyetimizi,
Dinimizin Hükümlerini, Eşit olarak öğrenmeye, Mecburuz,
Hiç Kimse, Hiç Kimsenin, Dinini Öğrenmesine ve yaşamasına
engel bir müdahil olamaz, Müdahil olunamaz,
Sahte
Dindarlarla, Gerçek Dindarları, Dini Simsarlık yapanlar, Din Simsarlığı yapanlar,
ancak,
Gerçek
Din Eğitimi ve Öğretimi ile ayırt edilebilir, ORASIDA OKULDUR,
Türkiye Cumhuriyeti, Gerçekte İslam Dini
ile alakası olmayan, Milleti, İslam Dininin içinde ayrıştıran,
Zıtlaştıran,
Meczup Tarikatlar, Meczup Cemaatlar,
Ruhban Şeyhler, Dervişler, Müritler Devleti olamaz,
Fetvâ ile veyahut, şu ve bu gibi telkînâtla milleti
irticâya sevk etmek isteyenlerin yeri zindan olacaktır,
Dinimiz,
Mezhepler, Tarikatlar hiçbir zaman, Kişi ( İdeolojisi ) Siyaseti aleti olarak
kullanılamaz,
bunları benimsemiş olan câhiller, âcizler, işlerine
geldiğince daha karışık tenevvür edebilirler,
Onlara ziyâya takarrüp etmek, kendilerini mahv ve mahkûm
etmişler demektir, Onları Eğitimle kurtaracağız,
Zira Okul, Genç Beyinlere, İnsanlığa
Saygıyı,
Milletine,
Ülkesine Sevgiyi, Bağımsızlık Onurunu, İktisadiyatı Öğretir,
Geçmişini, Tarihini, Kimliğini,
Milliyetini, Medeniyetini, Dinini, doğru öğrenmeyen Milletlerin,
Ayakta
kalması mümkün değildir,
Muallimler, Öğretmenler, En Hakiki Mürşit
İLİMDİR, Cumhuriyet Sizden, İlmen, Fennen ve İktisadi ilimleri
Hakiki
Mantıkla, Fikren Vicdani Düşünen, Bedenende kuvvetli olan, Yüksek karakterli
Muhafız Nesiller ister,
İstiklal Harbimizde Ordularımızın
kazandığı Zafer, Muallimlerin, Öğretmenlerin Zaferi Zeminidir,
Gerçek
Zaferi, Siz Muallimler, Öğretmenler kazanacak, Fedakarlığınızla devam
ettireceksiniz,
Muallimler,
Öğretmenler, Fedakarlığınız ve Vefakarlığınızla Yeni Nesiller, Sizin Eseriniz
olacaktır,
Zira,
Türk Çocukları, Ecdadını tanıdıkca, daha büyük işler yapmak kuvvetini kendinde
bulacaktır,
Katîyetle ve
bilâpervâ söylerim ki,
Hâkimiyeti Milliyemizin bir zerresini şu veya bu sûretle
takyit etmek isteyenler en koyu mürtecîdir,
Öylelere karşı milletin yapacağı şey, onların fikirleri
söylemini parçalamak, kabul etmemektir,
Türk Milleti
dahada Dindar olmalıdır, Yani bütün sadeliğiyle Dindar olmalıdır diyorum,
( Geçmişine, Tarihine, Kimliğine, Milliyetine,
Medeniyetine, Milleti Maneviyatına, Dinine Kindar değil,)
Efendiler,
Camilerin mukaddes minberleri halkın rûhânî, ahlâkî gıdalarına en âlî, en
feyyaz membâlarıdır,
Efendiler,
Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için
neler yapılmak lâzım geldiğini düşünmek Danışmak için
yapılmıştır,
Minberlerden
halkın anlayabileceği lisanla ruh ve dimağu hitap olunmakla Ehli İslâm'ın
vücûdu canlanır,
dimağı saflanır, îmânı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur,
buna nazaran hutebâtı kirâmın hâiz olmaları lâzım gelen
evsâfı ilmiye, liyâkatı mahsûsa ve ahvâli âleme vukuf
hâizi ehemmiyettir,
hatiplerin haiz olmaları lâzım gelen özellik, yetenek ve
Dünya'nın gidişini bilmeleri çok önemlidir,
Millet
işlerinde her kişinin zihninin başlı başına çalışması lâzımdır,
İşte biz de burada Dinimiz ve Dünyamız için, geleceğimiz
ve istiklalimiz için,
millî egemenliğimiz için düşünülmesi gerekeni anlatmak
içindir,
Binâenaleyh Camilerin, mescitlerin minberlerinden tenvîr
ve irşat edecek kıymetli hutbeler muhteviyatının
halka ittilâ imkânını temin, Şer'iye Vekâlet-i
Celîlesi'nin mühim bir vazîfesidir,
Milletimiz,
Güçlü Bir Millet olma Azmindedir, bu gereklerden biride,
Kadınlarımızında her konuda bilgilenmeleridir, Kadınlarımız
için, asıl Mücadele alanı, Kılıkta biçimden ziyade,
Gerçek
Bilgi, Kültür, Faziletiyle donanmasıdır,
Kadınlarımızda, İlim ve Fen sahibi
olmalıdır, Kadınlarımız,
İctimai hayatta, Erkeklerimizle birbirinin yardımcısı
olmalı,
Erkekleri ile beraber, Çok Feyizli, Çok bilgili, Çok
aydın olmaya Mecburdurlar,
Dînimizin
emrettiği Tesettür, hem hayatta, hem fazilete uygundur,
Tesettürü Şer’î, Kadınlar için mûcibi müşkilat olmaz,
Kadınların hayâti mâişette ve hayâtı içtimâîyede,
hayâtı iktisâdiyede ve hayâtı ilimde erkeklerle teşrîki
faaliyet etmesine mânî bulunmayan bir şekli basirettir,
Bu şekli basiret, heyeti içtimâiyemizin ahlâk ve âdâbına
mugayir değildir, ( aykırı değildir )
Bizim, Türkiye Cumhuriyeti hayatında,
Kadının Tarzı Telebbüsünde teceddüt yapmak Mevzu Bahisi yoktur,
Milletimiz,
Örfüne, Terbiyesine göre, istediği kıyafeti ihtiyar eyleyebilir,
Ancak
Dinimizde, Milletimiz Örfünde, Mevcut olan, Adeti Mergübeye İntizamı cereyan
etmek mevzudur,
Milletin hayatı kabiliyesi tatbikiyesi
temayulatı, Örfüne ve Terbiyesine ait şekillerde kıyafetleri muvaffakiyeti,
temayulatı
umumiyeye tevafuk görmek lazımdır,
Kasaba ve
şehirde ecânibin nazarı dikkati en çok, Kadınların Kıyafeti şekli tesettür üzerinde tesebbüt ediyor,
Mamafih, îcâbı dîn olan tesettür, kısaca ifâde etmek
lâzım gelirse, kadınların külfetini mûcip ve muhâlifi âdap olmayacak şekli
basirette olmalıdır,
Şekli
tesettür, kadını hayatından, mevcudiyetinden tecrit edecek şekilde olmaz,
Kadınlarımız, Dîninin emri, Şeriatın emri, mûcibince
tesettür etsede,
Kadınlarımız Kara Çarşafla ne O kadar kapanırlar, Nede (
Modernlik diye ) O kadar açılırlar,
Bu sadette,
son söz olarak diyorum ki,
Anaların Evlatlarına vereceği terbiye, Gerçek Terbiye
özelliklerini taşıyan evlatlar yetiştirmektir,
Kızlarını
yetiştirecek olan Validelerdir, KIZLARINI, ANALARININ ADAM ETMESİ LAZIM,
Önceki Analar, Kızlarını Adam etmişlerdi, Lakin bugünkü
seviyemiz, bugünkü îcâbât ve ihtiyâcâtı esâsiyeye
Gayrıkâfîdir, ASLİ KEMALDE, ASLİ ZİHNİYETTE, ANALARA
MUHTACIZ,
Türk milleti
daha Dindar olmalıdır, Yani bütün sadeliğiyle Dindar olmalıdır diyorum,
( Geçmişine,
Tarihine, Kimliğine, Milliyetine, Medeniyetine, Milleti Maneviyatına, Dinine
Kindar değil,)
Bu mârûzâtımın istiklâlini, şerefini, hayat
ve mevcudiyetini temin ve idame umde ittihaz eden yeni
Türkiye Devleti’nin esaslarından birini teşkil etmesi
lâzımdır ve inşallah edecektir,” diye ifade etmedimi,?
ATATÜRK İLKELERİNDEN olan, INKILAP KANUNUMUZ
olan ve Anayasamıza göre Korunması gereken
BAZI
KİSVELERİN GİYİLEMEYECEĞİNE DAİR, KILIK KIYAFET KANUNUN,
1 ci
maddesi, Her hangi Din ve Mezhebe Mensup
olurlarsa olsunlar,
RUHANİLERİN, Mabet ve
Ayinler haricinde, Ruhani Kisve Taşımaları yasaktır,
Hükümet, Her Din ve
Mezhepten, Münasip göreceği yalnız bir Ruhaniye,
Mabet ve Ayin haricinde,
Ruhani Kıyafeti taşıyabilmek için Muvafakat Müsaadeler verebilir,
Bu Müsaade müddetinin
hitamına, onun aynı Ruhani hakkında yenilenmesi veya
bir başka Ruhaniye
verilmesi Caizdir, der,
2 ci
maddesi, Türkiyede, Kanuna Tevkifan
teşekkül etmiş ve edecek olan, İzcilik, Sporculuk gibi topluluklar,
ve CEMİYET, ve Kulup
gibi heyetler ve Mektepler, Mahsus Kıyafet, Alamet ve Levazım
taşımak istedikleri
zaman, Yalnız Nizamname veya Talimatname ile,
Muayyen tiplere uygun
kıyafet ve Levazım taşıyabilirler, der,
5 ci
maddesi, Türkiye Devleti nezdine Memur
bulunanların Kıyafetleri Beynelmilel Mer”i adetlere,
( Yani, Milletin Görenek
ve Adetlerine ) tabidir, der,
6 cı
maddesi, Bu Kanunun, Tatbik suretini
gösterir bir nizamname yapılır, der
8 ci
maddesi, Bu Kanunun İcrasına, İCRA
VEKİLLERİ HEYETİ MEMURDUR “ der,
Yani
Mahkeme Üyeleri ve başka kurum ve kuruluş karışamaz, İşte Gerçek Laiklik burada
başlar,
ATATÜRK İLKELERİNDEN olan, INKILAP
KANUNUMUZ olan ve Anayasamıza göre Korunması gereken
BAZI
KİSVELERİN GİYİLEMEYECEĞİNE DAİR, KILIK KIYAFET KANUNUN,
TATBİK
SURETİNİ GÖSTERİR NİZAMNAME KANUNUNUN,
5 ci
maddesi, Türk Inkılabına, Rejimine ve
Vahdetine Muhalif bir ciheti olmamak,
Hükümetce, kabul edilmiş Resmi kıyafetlerden
ayrı olmamak, ( kaydı ile )
İzcilik ve Sporculuk gibi Topluluklar ve
Cemiyet ve Kulup gibi Heyetlerce,
Bu gün kullanılmakta olan ve yukarıdaki
şartlara uygun olduğu bu teşekküllerin,
altıncı maddeye göre verecekleri
beyannamelerle,
Mahalli Hükümetlerince anlaşılan Kıyafet ve
Levazım Tip olarak kabul edilecektir,
( yani Aynı Şartlara Haiz olmak üzere başka
Tiplerde kabul edilebilir,) der,
6.cı
maddesi, Kıyafet tebdili ( düzenlemesi ) halinde,
İstimalden evvel, ( Yürürlüğe girmesinden öce )
Beyanname ile, ( Yönetmelik ile ) Yeniden
kurulacak, İzcilik ve Sporculuk gibi topluluklar ve
Kulup gibi heyetler, Bir Kıyafet, Alamet ve
Levazım taşımak istedikleri taktirde,
Nizamnameleri ile birlikte, Onları gösteren
bir Beyannameyi ( Yönetmeliği )
aynı Makama tevdi eder,
8 ci
maddesi, Mektep ve Başka bilgi
Müesseselerine devam edenlerin, Bir Kıyafet, Alameti farika
kullanmalarına luzum görüldüğü taktirde, TİP
TAYİNİ bu Mektep ve Müesseselerin,
Merbut bulundukları VEKİLLİKCE ( BAKANLIKCA )
Talimatname yapılır,
Bu gibi Mektep ve Müesseseler için kabul
olunacak alametleri,
Mektep ve Müesseselerden Mezun olanlarda
taşıyabilirler, der,
11
ci maddesi, 2596 numaralı kanunun, 6 cı maddesine göre tanzim olunmuş ve Şürayı
Devletce görülmüş
olan, bu Nizamname Hükümlerini İcra Vekilleri
( Bakanlıklar ) Heyeti yürütür, der,
Yani ; Milletin Manevi değerlerine,
Örfüne, Sosyal ve Sıhhı yaşantıyı korumaya yönelik olarak,
Görevin
gerektirdiği Niteliklerle Kılık ve Kıyafet Yönetmeliği düzenlenir der,
Hiçbir
İnsan veya Devlet görevlisi, İslam Dininin Sosyal yaşantısını,
İslam
Dininin İbadetlerinin bir tanesini dahi yok sayamaz, değiştiremez, kendine
uyduramaz,
Atatürk, Kılık Kıyafet Kanunu ve
Devrimini, Kızların, Kadınların Başını Kıçını açması içinmi Yaptı, ?
Atatürk Kılık Kıyafet Kanununu, Dini, Ruhbanların, Ruhbanlık Kılık
Kıyafetinden kurtarmak için çıkarmıştır,
Kılık
Kıyafet Devrimini, Milletin Örfüne, Maneviyatına, Milliyetine, Kimliğine,
Çalışırken işinin gereğine göre
Kılık
kıyafetini belirleyebilmesi için yapmıştır, Kadınların Kızların, Başını Kıçını
açması için değil,
Başını
Kıçını açmayanlarında, Okullardan Devlet Dairelerinden Teçrit edilmesi için
değil,
ATATÜRK İLKELERİNDEN olan INKILAP
KANUNUMUZ olan ve Anayasamıza göre Korunması gereken
TEVHİDİ
TEDRİSAT KANUNUN,
1 ci
maddesi : Türkiye dahilindeki bütün ilmiye ve Tedrisiye müeessesatı, MAARİF
VEKALETİNE merbuttur der,
2 ci
maddesi : Şeriye ve Evkaf Velkaleti, veyahut Hususi Vakıfalar tarafından İdare
olunan,
bilcümle Medrese ve
Mektepler, Maarif Vekaletine devir ve Raptedilmiştir, der,
4 cü
maddesi : Maarif Vekaleti, Yüksek Diniyat mütehassısları yetiştirilmek üzere,
Darülfununda bir İlahiyat Fakültesi tesis ve
İmamet ve Hitabet gibi,
Hidematı Diniyenin ifası vazifesiyle, mükellef
memurların yetişmesi için de,
aynı Mektepler küşat edecektir, der,
7 ci
maddesi : İş bu Kanunun, İcrayı
ahkamına, İcra Vekilleri memurdur, der,
İlk Büyük Millet Meclisi Milletvekilleri
ve Atatürk,
Eğitim
ve Öğretimin nasıl yapılması gerektiğini Kanunla belirlemek için, Aklı Hür,
Fikri Hür,
Nesiller
yetiştirilmesi için, TEVHİDİ TEDRİSAT KANUNU'nu çıkardılar,
Tevhidi Tedrisat Kanunun ismi ;
Türkceleşmiş iki Arabca kelimedir,
“ TEVHİD
“ Birleştirmek, “TEDRİSAT “ Dersler demektir,
Bütün
itibarı ile “TEVHİDİ TEDRİSAT “ Din Eğitimi ve Öğretiminin, diğer derslerle
birleştirilerek
bütünleştirilerek
Eğitim ve Öğretim kurumlarında verilmesi zorunluluğu demektir.
Temel Eğitim ve Öğretimde verilecek ders
sayısı ve niteliği,
Tevhidi
Tedrisat Kanununa göre belirlenmek zorundadır.
Devletin Eğitim ve Öğretim Kurumları :
Şahsa
veya bir Zümreye yönelik ve Tek yönlü Eğitim ve Öğretim Kurumları değildir,
Olamaz.
Topluma
ve Millete yönelik Eğitim ve Öğretim Kurumlarıdır.
Milletin
: Bilgilendirileceği, Eğitileceği, Uzlaştırılacağı, Bütünleştirileceği
Kurumlardır.
Temel Din Eğitimi, Öğretimi ve İbadetler,
Onun bunun söylediğine göre değil,
Herhangi
bir İdeoloji temeline göre değil, İslam Dininin Asli kaynağı, Kuranı Kerim ve
İslam Dininin Peygamberi
Hz.
Muhammedin Hadisleri dahilinde öğrenilmesi ve öğretilmesi, Eğitim ve
Öğretiminin yapılması zorunludur.
Tevhidi Tedrisat Kanunu, Halen yürürlükte
olan ve Anayasamızın 174 cü maddesine göre,
Ikılap
Kanunlarının korunması kapsamında bulunan,
Değiştirilmesi yada Eğitim ve Öğretim birliği adı altında,
başka
şekilde yorumlanması ile diğer Devlet
kurumlarının müdahale dahi edemeyeceği Temel bir Kanundur,
Eğitim
ve Öğretim birliğide, Din Eğitimi ve Öğretimini diğer derslerden ayırmak
kısıtlamak yasaklamak
ve
kaldırmak veya Orta öğretim okullarından mezun olan öğrencilerin Üniversitede
önünü kesmek değildir.
Tevhidi
Tedrisat Kanunun amacı, Eğitim ve Öğretim birliği adı altında
Tek
yönlü olan Eğitim ve Öğretimle ve İdeolojiler ile şartlanmış nesiller
yetiştirmek değildir.
Yani : Dini Eğitim ve Öğretimde dahil
olmak üzere, Türkiyedeki Bütün Eğitim ve Öğretim,
Milli
Eğitim Bakanlığına bağlı Devlet Okullarında ve Üniversitelerde yapılmak
zorundadır, der,
Aynı
mektepler, yani okullar küşat edilirken, Aynı okullar açılırken,
aynı
dereceye, statüye ve aynı eşitliğe sahip olur, dileyen dilediği Liseye gider
veya sonra değiştirir,
(
başka kurum ve kuruluş karışamaz, İşte Gerçek Laiklik burada başlar )
Atatürk, Kılık Kıyafet Kanunu ve
Devrimini, Kızların, Kadınların Başını Kıçını açması içinmi Yaptı, ?
Yani Atatürk Kılık Kıyafet Kanununu, Dini, Ruhbanların, Ruhbanlık Kılık
Kıyafetinden kurtarmak için çıkarmıştır,
Kılık
Kıyafet Devrimini, Milletin Örfüne, Maneviyatına, Milliyetine, Kimliğine,
Çalışırken işinin gereğine göre
Kılık
kıyafetini belirleyebilmesi için yapmıştır, Kadınların Kızların, Başını Kıçını
açması için değil,
Başını
Kıçını açmayanlarında, Okullardan Devlet Dairelerinden Teçrit edilmesi için
değil,
4 ve 5 yaşlarındaki çocuklara kendi
Kültürümüzde olmayan Bale, Opera, Resim, Piyano, Keman dersleri
verilmesinin
Modernlik, Çağdaşlık ve İlericilik gösterilmesine karşılık, Temel Eğitim ve
Öğretimde Din Eğitimi ve
Öğretiminin
kısıtlanması, Yaş Sınırlaması getirilmesi, “ Çocuk, Din Eğitim ve Öğretimini 18
yaşına gelince kendi
seçsin
ve yapsın “ gibi Masumane yalanlar ve
Hiziplerle kısıtlanması,
Açık
ve Net olarak İslam Dini ve Milletin Maneviyatı düşmanlığı değilde nedir,
?
İSTİKLAL HARBİMİZDE, MİLLETİMİZİN, ARDINDA
SIRA DAĞLAR GİBİ DURDUĞU,
YENİ DEVLETİMİZİN KURUCUSU OLAN,
BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün,
Kendi eliyle yazdığı Mektuplarında,
“ BENİ GÖRMEK, BENİ ANLAMAK DEĞİLDİR,
BEHEMAHAL BENİM FİKİRLERİMİ ANLAMAKTIR,” dediği
GENÇLİĞE HİTABESİ,
Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,
Biz Türkler, Bütün Tarihimiz boyunca,
Hürriyet ve İstiklale Timsal olmuş bir Milletiz,
İstiklal,
İstikbal, Hürriyet Her şey Adaletle kaim olur,
Türk Milleti, Kesin bir İmanı, İnancı ve
Milli Azmi ile, Yeni bir Devlet kurdu,
Bu
Devletin dayandığı esaslar, Tam Bağımsızlıkla, Kayıtsız Şartsız, Milli Egemenlikten
ibarettir,
Türkiye
Devletinin yapısının Ruhu, Milli Egemenliktir, Kayıtsız Şartsız, Milletin
Egemenliğidir,
Millete
( Çeşitli kavramlarla ) Efendilik yapmak yoktur, fikirlerimde olduğu gibi
Hizmet etmek vardır,
Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,
Beni de yetiştiren, Devleti Osmanı
Aalidir, Sultan Abdülhamidin kurduğu Askeri Rüştiye,
İstanbul
Harp Okulu ve İstanbul Harp Akademileridir, Geçmişteki Atalarımın, Devletleri
gibi, Selçuklu ve
Devleti
Osmanı Aali gibi, Bağımsızlık, Benimde Karakterimdir, Manda ve Himaye Kabul
olunamaz,
Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,
Çok iyi Bilinizki, Ne Kadar Zengin ve
Müreffeh olursa olsun, Milli Benliğini Bilmeyen Milletler,
İstiklalini
kaybetmiş Milletler, Düşman
Milletlerinin Uşağı ve Yemleri olurlar,
Batı, Senden, Türk Milletinde Çok
gerilerde idi, Manada, Fikirdede bu böyleydi, Tarihe bakarsanız görürsünüz,
Bugün,
Batı Teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, Kabahat Sizin değil, Medeniyet,
Gelişmişlik, Batıdadır diyen,
Senden
öncekilerin ve Senin çağındakilerin affedilmez ihmal, Gaflet, Dalalet ve
Hıyanetindendir,
Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,
Geçici olarakta olsa, Egemenliği kullanma
yetkisini vereceğin Meclislere,
Gereğinden
fazla inanıp, güvenmeyiniz, zira O Meclisler dahi, Bireysel Despotlukla daha
tehlikeli olabilir,
O
Meclislerin, öyle kararları olurki, Ulusumuzun yaşamına, giderilmesi imkanı
olamayan zararlar belalar getirebilir,
Bütün bu Şeraitten daha Elim ve Vahim
olmak üzere, Memleketin dahilinde ve İktidara sahip olanlar,
(
Türkiye Cumhuriyeti Devleti İktidarına sahip olanlar,
Türk
Devleti ve Milletine Muhalefetle Muhalefet İktidarı olanlar,) Gaflet, Dalalet
ve Hatta Hıyanet içinde olabilirler,
Hatta, bu İktidar sahipleri,
(
Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Genel Kurmay Başkanı, Öğretim Kurumu Başkan
ve yöneticileri,
Ekonomi
Kurumları Başkan ve Yöneticileri, Türkiye Cumhuriyeti Devleti İktidarına sahip
olanlar,
Muhalefet
partileri, Basın, Medya ve Güya Sivil Toplum Kuruluşları gibi,
Türk
Devleti ve Milletine Muhalefetle Muhalefet İktidarı olanlar,)
Müstevlilere
Dost olmakla, Türk Devletine ve Türk Milletine Düşman olabilirler,
Şahsi Menfaatlerini, Müstevlilerin Siyasi
Emelleri ile, Tevhit edebilirler, Birleştirebilirler,
Gaflet
ve Dalalet ve Hatta Hıyanet içinde bulunabilirler,
Türk Milletini, Türk Cumhuriyeti
Devletini, Fakru Zaruret içinde, Harap ve Bitap düşürebilirler,
Geçmişteki
Devletlerimizi, Selçuklu ve Devleti Osmanı Aaliyi yıkanlar bunlardır,
İyi biliniz ve
Dikkat edinizki, Milletin hâkimiyetini bir şahısta yâhut mahdut eşhâsın elinde
bulundurmakta
menfaat bekleyen Câhil, Gâfil insanlar vardır, Nihâyet
milletin kulağı bunların terennümâtı ile dolar,
o telkînâtı îcâb-i din, yada benim icabatım hakîkatını
mahz telakkî etmişlerdir,
Kendilerini, Mevhum kuvvetin mümessili olarak tanırlar,
bundan zevk alırlar,
Bu gibiler, Maneviyatlı İnsanlara mürtecî,
Hareketlerine de irticâ derler,
Nitekim, Onların etrâfındaki menfaatperestler, Benim
kisveme yahut Dinin kisvesine büründürerek
bütün milleti iğfâle, idlâle çalışırlar ve
çalışmışlardır, çalışmaktadırlar,
Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,
İstikbalde dahi, Dahili ve Harici
Bedhahların olacaktır, İstiklal ve Cumhuriyete kastedecek Düşmanlar,
Bütün
Dünyada Emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler,
Bu
imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir,
Cebren ve Hileler ile, Aziz Vatanımızın
Bütün Kaleleri Zaptedilmiş, Bütün Tersanelerine girilmiş,
Bütün
Orduları dağıtılmış, Memleketin Her Köşesi Bilfiil İşgal edilmiş olabilir,
İşte bu Ahval ve Şerait içinde dahi,
birinci vazifen,
Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini,
ilelebet Muhafaza ve Müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne
temeli budur, Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir,
Ey, TÜRK İstikbalinin Evladı,
Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen,
vazifeye atılmak için içinde bulunacağın
vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin.
Türk
İstiklal ve Cumhuriyetini, Türk Milletini, Müdafa ve Muhafaza etmek ve
kurtarmak için,
“ MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET, DAMARLARINDAKİ
ASİL KANDA MEVCUTTUR,”
“
Çanakkale ve İstiklal Harbini ve İstiklali kazandıran Güç ve Kudret, İşte bu
Güç ve Kudrettir,”
Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,
Yorgunluk, İnsan olan Her İnsan için, tabii bir halettir,
Her İnsanın, Yorgunluğunu yenecek Manevi
Kuvveti vardır,
Benim Sizden istediğim, Yorulmamak
değil, Yorulduğunuz zamanda dahi, Çalışmaya devam etmektir,
Ey Gençlik, Geçmişteki Soyun gibi, Zeki
ol, Daima çalışkan ve Gayretli ol ki İstiklalin elinden gitmesin,
Ey, TÜRK İstiklalinin Evladı,
Cumhuriyet, Bedava kazanılmış bir şey
değildir, Cumhuriyeti elde etmek için, Kanımızı döktük, Canımızı verdik,
Vatanın
her tarafına, Kırmızı Kanımızı akıttık, İcabatında, Vatanımızın, Toprağımızın,
Milli
ve Manevi değerlerimizin, Müesseselerimizin Müdafası için, lazım olanı yapmaya
her an hazır olun,
Esas Düsturunuz, Yurtta Sulh Cihanda
Sulhtur, Zira, Zaruret olmadıkca, Harp bir Cinayettir,
Ey, TÜRK İstikbalinin Evladı,
Beni görmek, Beni Anlamak değildir, Behamahal Benim Fikirlerimi
anlamaktır,
benim Fikirlerimi takip etmektir,
Fikirlerimi, anlamaya ve değerlendirmeye çalışmadan Beni anlamış olamazsınız,
Beni, Benimsemek isteyenler, Benim
Fikirlerimi Takip etmek isteyenler,
bu temel eksen üzerinde İlmin
ve İlimle olan akılın rehberliğini kabul etmelidir,
(
ileride, Heykellerimin, Büstlerimin, Resimlerimin önünde, Şuursuzca Kalas gibi
durmak değildir,
Bana
Zurna Dinletisi ile Saygı Gösterisinde bulunmak değildir,) diye ifade etmedimi,
?
Mustafa Kemal Atatürk, Türk Milletine,
İsmet İnönünün ve sonrakilerin,
Gaflet,
Dalalet, ihanet ve hatta Hıyanetini, Sonra Yetişecek Genç Nufusa seslenerek,
Gençliğe
Hitabesi ile vermedimi ?
Tevhidi Tedrisat Kanununun, Laikliğin,
Anayasamızın ve 24 cü Maddesinin ve dahi Atatürk İlkelerinin amacı,
Eğitim
ve Öğretimi birleştirmektir, Okullarda, Kız ve Erkek Öğrencileri birleştirmek
değildir.
ATATÜRK
TEN sonra, bir şekilde Devleti İdare yetkisini eline geçiren,
Lafta Çağdaş, Aydın ve Laik olarak geçinen,
Örümcek Beyinli Bunak ve Karanlık kafalar,
LAİKLİĞİ, Din Eğitimi ve Öğretimi Derslerini diğer derslerden dışlamak,
kısıtlamak ve yasaklamak olarak almakta,
Anayasamızın
Eğitim Öğretimde Eşitlik ilkelerini ve 24 Maddesini,
kendi İdeolojilerine kullanmak olarak
almakta,
TEVHİDİ TEDRİSAT KANUNUNU,
Yani Temel Derslerin ve Din Eğitimi ve
Öğretiminin birleştirilmesi Kanununu,
Eğitin ve Öğretimde, Atatürk ve Atatürkcülük
adına, Atatürk İlkeleri ve Çağdaşlığı,
Karma Eğitim adı altında Okullarda, Kız ve
Erkek Öğrencilerin birleştirilmesi almakta,
Okullarda, Kız ve Erkek Öğrencilerin
birleştirilmesi kanunu olarak uygulamakta ve uygulamıyorlarmı, ?
Çağdaşlığı, Hayasızlık ve İffetsizlik
olarak uygulamıyorlarmı, ?
Lise Kız Tuvaletlerinde, Bebek Ceninleri
olarak Önünüze gelmedimi ? Halende Devam etmiyormu ?
Bu
Olay, Lise ve Üniversite Kız Tuvaletlerinde, Çöplüklerde Bebek Ceninleri olarak
önünüze gelmedimi ?
Bu
Olay, Gayri Meşru Bebekler olarak Önünüze gelmedimi ?
Bu
Olay, Kadın ve Kız Pazarlayan ve Pazarlananlar, Mafyasına düşürülenler olarak
önünüze gelmedimi ?
Bu
Olay, Namus İntiharları, Namus Cinayetleri, Töre Cinayetleri olarak, Önünüze
gelmedimi ?
Çağdaş Eğitim diyerek Liselerde ders
olarak verilmek istenen Cinsellik Eğitiminin sonucu, bu olmayacakmı ?
Bu
Olayı, Televizyon Dizileri, Filmleri, Magazin Basını, gayet normal bir yaşam
gibi gösterip teşvik etmiyorlarmı ?
Bu
Olayı : Öğrencilere Prezervatif dağıtarakmı önlemeyi düşünüyorlar, ?
3 MART 1934 Tarih, 430 sayılı TEVHİDİ
TEDRİSAT KANUNU,
2 ARALIK 1934 Tarih, 2596 sayılı BAZI
KİSVELERİN GİYİLEMEYECEĞİNE DAİR, KILIK KIYAFET KANUNU,
18
ŞUBAT 1935 Tarih, 2933 sayılı 2596 sayılı Kanunun tatbik suretini gösterir, NİZAMNAME
KANUNU,
Inkılap
Kanunlarımız, 5 Şubat 1937 de Kabul edilen Laiklik İlkesinden önce kabul
edilmiştir,
Inkılap
Kanunları İdeolojik Laikliğe değil, Laiklik, Inkılap Kanunlarına dayanmaktadır,
Dini : Siyasete alet ediyorsunuz, Din
İstismarcılığı yapıyorsunuz, Takiyye yapıyorsunuz,
Bölücülük
yapıyorsunuz diyerek, gerek Dini bilgileri, gerek Hukuki bilgileri, gerek
Beşeri bilgileri,
gerek
Ekonmomi bilgilerini, gerek Tarihimizi, Kaynağından ve Devletin Eğitim ve
Öğretim Kurumlarında
öğrenmemizi
ve değerlendirmemizi, Muhakeme edebilmemizi, Doğruyu bulmamızı : İdeolojik
olarak engelleyen,
Kökten
fanatik Partizan Siyasilerin ve İdarecilerin asli emellerini şimdi
anlayabildinizmi ?
ATATÜRKÜN, Cumhuriyet ilkelerinden, Eğitim
ve Öğretimi ve Laikliği tanımlaması,
“ En
Hakiki Mürşit İlimdir İlkesi, “ Muasır Medeniyet seviyesi “ olarak gösterdiği
ilericilik ve çağdaşlık,
yukarıdaki
Ayet ve Hadisleri ifade etmiyormu ?
Ruhbanlık Eğitimi ve öğretimi vermeye
başlayan Tekke ve Zaviyeleri kapatması,
Ruhbanlık
Kurumu olmaya başlayan Halifeliği ve Hilafeti, Yeni Devletimiz kurulduğunda,
Resmen kaldırması,
Tevhidi
Tedrisat Kanununu Yani Dini Eğitimi ve Öğretiminin Diğer Derslerle
birleştirilmesi Kanununu çıkarması,
Dinin,
Ruhbanlık Kılığından kurtarılması için, Kılık ve Kıyafet Kanununu çıkarması,
Anayasamızın 26, 27, 42, 24, 12, 20, 17,
19, 15, 13, 124, 130, 131, 10, 11, 38, 14 ve 5. maddeleri ve
Din
Eğitim ve Öğretiminin Birleştirilmesi Kanunu, Tevhidi Tedrisat Kanunu,
yukarıdaki Ayet ve Hadisleri ifade etmiyormu ? Bu Ayet
ve Hadisler Şeriat Kanunudur,
DİN DERSİ ÖĞRETİMİ ve EĞİTİMİ,
Din Dersleri diye, Din diye, Dinler diye,
Dinin Sadece Tarihi değil, Sadece Dinin Savaşları değil,
Sadece
Peygamberlerin Hayatı veya Siyer değil, Sadece Sahabelerin ve Muhterem
Zaatların Menkıbeleri değil,
Nemrutun,
Eblehenin Tarihi değil, Dini Yorumlayanların Yorumları ile değil,
Din
Diye sadece Mezhepler Anlatımları değil,
Sadece
“ Ben İnandım ve İman ettim,” demekle değil, Din Diye Sadece Dua etmekle değil,
Bilinmesi
ve Amel edilmesi Olmazsa olmaz Şart olan, asli konular, Yaş Guruplarına göre,
İlk
Okulda, İslamın, Allah Zül Celal ve
Rasulu Sevgisi ve Muhabbeti Konuları,
İslamın Kardeşliği,
Sevgi Saygı ve Hoşgörüsünü gösterebilme konuları,
Orta
Okulda, İslamın, Allah Zül Celal ve
Rasulu Sevgisi ve Muhabbeti Konuları,
Ehlibeyt
Sevgisi ve Muhabbeti Konuları,
Ana
Baba, Akraba ve Komşuluk Sevgisi ve Muhabbeti, Konuları, Sevgi Saygı ve Hoşgörü
Konuları,
İslamın, Edep Haya ve
İffet Konuları, Nasıl İman edilir, Nasıl İbadet edilir Konuları,
Lisede,
İslamın, Edep Haya ve İffet
Konuları, Nasıl İman edilir, Nasıl İbadet edilir Konuları,
Abdest ve Gusul Nasıl
alınır, Namaz Hangi vakitlerde Nasıl kılınır,
Oruç
Nasıl Tutulur, Zekatın niteliği Nedir,
Zekat Nasıl verilmelidir
konuları,
Helaller
ve Haramlar Nedir Konuları, Yapmamız gerekenler, Yapmamamız gerekenler
Konuları,
İslamın, Evlilik için eş
seçme evlilik nasıl yapılır ve nasıl sürdürülebilir konuları,
İlim
ve Bilimin, Eğitimin Nasıllığı Konuları, Ekonomi Konuları,
Nasıl
bir İş öğrenilecek, Nasıl bir Zenaat öğrenilecek, Nasıl bir Meslek öğrenilecek
Konuları,
İslamda
Temel Hak ve Hürriyetler Nedir konuları,
İslamda
Laiklik ve Devlet İdaresi Hükmiyeti ve Devlet İdareciliği Konuları,
İslamın
Cihadı nedir konuları,
Edep Haya ve İffet Konuları, Yaş ve
Cinsiyet guruplarına göre, Erkek ve Bayan Din Dersi Öğretmenlerince
Dinin
Asliyetinden, Dinin Sahibinden, Direkt, Allah Zül Celalin Ayetleri Hükmiyetleri
İfadesi sıralaması ile,
Direkt, Allah Rasulunun, Sözleri, Fiiliyatları,
Hadislerdeki Hükmiyetleri İfadesi sıralaması ile,
Belgesel
Niteliğinde Anlatım ifadeleri ile verilmesi ELZEMDİR.
Bu Konular, İmamhatip Liselerinde,
İlahiyat Fakültelerinde dahi Varmı ? !!!
Günümüzde
öğretilen Din Dersinde öğretilen ve Öğrendiğimiz Konular Din midir ? !!!
Böylece,
İnternetin Zararlı yönlerinden, kendini kurtarabilecek Nesiller yetişmiş
olacaktır,
Kuranı Kerimin Ayetlerinde ve
Hz.Muhammedin Hadislerinde,
Hata,
eksiklik ve çağdışılık arayan, kendi hatasını, eksikliğini ve çağdışılığını
bulur.
Devletin
Eğitim ve Öğretim kurumlarında Din eğitimi sadece masal olarak geçiyor,
İmam
Hatip liselerinde ise, yetersiz ve yersiz bir Müfredatla sınırlanıyor,
İmam
Hatip Liseleri Müfredatında dahi, yukarıdaki konu bazlı
Ayet
ve Hadis incelemesi Eğitimi ve Öğretimi verilmezken,
Diğer
vatandaşlar, Dinini nereden ve nasıl öğrenecek,
Din
vicdanlara hapsedilecek bir olgumudur ? DİN Eğitimi ve Öğretimi İrticamıdır,
Gereksizmidir ?
Din
Eğitim ve Öğretimini Devletin Eğitim ve Öğretim kurumlarından dışlarsanız,
dışardan
alınan Din eğitimi ve öğretimi ne kadar doğru olur ?
Yani : Dini Eğitim ve Öğretimde dahil
olmak üzere, Türkiyedeki Bütün Eğitim ve Öğretim,
Milli
Eğitim Bakanlığına bağlı Devlet Okullarında ve Üniversitelerde yapılmak
zorundadır, der,
Aynı
mektepler, yani okullar küşat edilirken, Aynı okullar açılırken,
aynı
dereceye, statüye ve aynı eşitliğe sahip olur, dileyen dilediği Liseye gider
veya sonra değiştirir,
başka
kurum ve kuruluş karışamaz, İşte Gerçek Laiklik burada başlar,
Güya, % 99 u Müslüman % 1 i Yahudi ve Hristiyan olan Memleketimizde,
Yahudinin Hristiyanın Dinini öğrenme
Özgürlüğü var, Herhangi bir kısıtlama ve Yasaklama konulamaz,
Lakin, % 99 u Müslüman olan Memleketimde,
Birilerinin uydurduğu ve yutturduğu
“ Laik Eğitim,” Kavramı adı altında, % 99
Müslümanın Dinini öğrenmesi Yasak ve Kısıtlamalı,
Kısıtlanmış Din eğitimide Doğru Din
eğitimi, İslam Dininin Doğrusu değildir,
Zaten Hiç Kimseninde, Dinimi Doğru
Öğreneyim diye bir derdi YOK !!! VARMI ?
Suratlarına, Laik Atatürkcülük, Çağdaşlık, İlericilik Maskesi geçirmiş,
Milletimin Maneviyatına, İslam Dinime,
Gericilik, Yobazlık diyerek Hakeretler edenlerin,
Dinini yaşamaya çalışan insanlarımızı, Atatürk Düşmanı ilan eden Siyasilerimizin,
İslamı Siyasete alet ediyorlar, Siyasal
İslam diye hakaret nitelendirmeleri var,
Lakin Asıl kendileri, Siyasal İdeolojik
Atatürkcülük ve Laiklik yapmıyorlarmı, ?
Güya, Demokratik ve Laikler, Demokratiklikle,
Laiklik le hiçbir bağdaşıklıkları alakaları YOK !!!
Güya Çağdaşlar, Çağdaşlıkla hiçbir
bağdaşıklıkları alakaları YOK !!!
Güya Sosyal Hukukcu ve Sosyal Adaletciler,
Sosyal Hukuk, Sosyal Adaletle hiçbir alakaları YOK !!!
Güya Atatürk cüler, Atatürk ün Söylediği
İlkeleri ile hiçbir bağdaşıklıkları YOK !!! VARMI
? !!!
Her iki Güruhunda, Milletin Maneviyatı,
İslam Dini ile Uzlaşmaz Proplemleri VAR, YOKMU
? !!!
İnancının gereğini Öğrenmeyen, Öğrenmek
istemeyen, Öğretilmesini istemeyen, Öğretilmesine karşı çıkan,
Bidini
yaşamayan, yaşadığının doğru inanç olduğunu zanneden, Şimdiki Laik Zümreler,
Laikliği
: İnançsızlıklarına inanmak olarak gördüklerinden,
Laikliği
: Dinin Sosyal yaşantısını Toplumdan soyutlamak ve İbadetlerin reddedilmesi
olarak gördüklerinden,
Laikliği
: Şahsı, Dininin Sosyal yaşantısından, kısıtlanarak uzaklaştırılması olarak
gördüklerinden,
Laikliği
: Din Eğitimi ve Öğretimini, kısıtlamak ve çarpıtmak olarak gördüklerinden,
İslam
Dinin Sosyal yaşam biçimi ve İbadetlerini, İrticai faaliyet ve Laiklik karşıtı
eylem olarak nitelendiriyor,
İslam
Dininin İbadetlerini ve Sosyal yaşam biçimini, Devlet adına Suç olarak icat
ediyor ve nitelendiriyor,
Kişiyi
ve Toplumu bunlardan dolayı, Yargılıyor, cezalandırıyor, Toplumdan tecrit
ediyor.
Akılsız,
Mantıksız saçma sapan yasaklamalar ve kısıtlamalar getiriyorlar. Laikliği,
Dinsizlikmiş gibi uyguluyorlar,
Bu
vakıa, Sosyal Hukuk ve Adalet İlkelerine bağlı Devlet anlayışı ile taban tabana
zıt değilmi ?
Bu
vakıa, Türk Milletinin, Ülkesi ile bölünmez bütünlüğünün parçalanması demek
olan Sosyal Terör değilmi ?
Türk olmayan bir Yabancının, Türk
Vatandaşlığına girmesi için bir zorlama varmı ?
Fakat
Türk Vatandaşı oluncada, Türk Anayasa ve Kanunlarına uyması Zorunlu değilmi ?
Askeri
disipline uymayan veya kendine uyduran bir İnsana Asker denilemeyeceği gibi,
Ben
Müslümanın diyeninde, İslam Dininin Maneviyatına uyma ve
İslam
Dininin Maneviyatını maddi olarak yaşama arzusundan daha doğal ne olabilir ?
İslam Dininin, Kuranı Kerim Ayetlerinin ve
İslam Dininin Peygamberi Hz.Muhammedin Hadislerinin
kısaca
Şeriatın Biz İnsanlara verdiği ve gösterdiği Devlet Yönetimi şekli,
Sosyal
Hukuk ve Adalet İlkelerine bağlı, Tam Demokratik ve Tam Laik Cumhuriyet
şeklidir.
Bunu
anlamnın tek yolu ise, ancak ve ancak Kuranı Kerimim Ayetlerini ve
Hz.Muhammedin Hadislerini okumak,
tam
ve doğru biçimde anlamak, öğrenmek ve öğretmektir.
Hak
Hukuk ve Adalet adına, Eğitim ve Öğretim adına, Ticaret ve Ekonomi adına, her
ne iş yaparsanız,
Beşeri
Bilimleri ve Manevi Bilimleri, Maddi ve Felsefi Bilimleri ve İhtiyaçlarınızı
ararsanız,
kısaca
İnsanlık için ne ararsanız, En güzelini, en idealini, en iyisini ;
Kuranı
Kerimin Ayetlerinde ve İslam Dininin Peygamberi Hz.Muhammedin Hadislerini okur
ve
kastettiği
mana açılımlarını anlamaya çalışırsanız, Hepsini bulursunuz,
Ancak ve ancak, İslam Dininin İcaplarını,
İbadetlerini öğrenenler ve yerine getirenler,
Din
ve Devlet işlerini birbirinden ayırt edebilirler,
İnancının gereğini öğrenmeyenler, Öğrenmek
istemeyenler, yaşayamayanlar,
Yaşadığının
Doğru İnanç olduğuna inanmak zorunda kalır,
İslam Dininin İnancını ve İbadetlerini,
Tam ve Doğru olarak öğrenmeyenler, Öğrenmek istemeyenler,
yaşamayanlar,
yaşadıklarının doğru inanç ve ibadet olduğuna inanır,
İnancın
ve İbadetin ne olduğunu bilmedikleri ve İbadetleri olmadığı için, İbadet ve
Devlet işlerini ayırt edemezler,
Toplumumuz, Doğru Toplum ve Temel Din
Eğitimi ve Öğretimini, Toplumsal Sosyal Vatandaşlık bilgilerini,
Temel
Türk Tarihi Eğitimi ve Öğretimi, Temel Kimliğimiz ve Kişilik Eğitimini,
Türk
Bilimi ve Sosyal yaşama geçiriliş şekli ve Türk Medeniyetini,
Tam
ve Doğru ve Nitelikli olarak, İdeolojilerden arındırılmış şekilde, Devletimizin
Okullarında,
Devletin
Eğitim ve Öğretim Kurumlarında, Zorunlu Temel Eğitim ve Öğretimde, Diğer
Derslerle birlikte ve
birbirlerine
olan alakaları dahilinde, Doğru ve gerçek bir müfredatla birleştirilerek
öğrenirlerse,
Sizinde
hoşlanmadığınız, benimde hoşlanmadığım, Şuursuzluk, Bilinçsizlik ve tamamen
cahillikten oluşan
boşluğu
kullanan İnsanlar ve Zümreler, kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
Oluşturulmaya
çalışılan, Laik Devlet İdeolojisi ve Laik Eğitim Öğretim adı altında
Din
Eğitimi ve Öğretiminin kısıtlanması ile veya başka yolla değil.
4 ve 5 yaşlarındaki çocuklara kendi
Kültürümüzde olmayan Bale, Opera, Resim, Piyano, Keman dersleri
verilmesinin
Modernlik, Çağdaşlık ve İlericilik gösterilmesine karşılık, Temel Eğitim ve
Öğretimde Din Eğitimi ve
Öğretiminin
kısıtlanması, Yaş Sınırlaması getirilmesi, “ Çocuk, Din Eğitim ve Öğretimini 18
yaşına gelince kendi
seçsin
ve yapsın “ gibi Masumane yalanlar ve
Hiziplerle kısıtlanması,
Açık
ve Net olarak İslam Dini ve Milletin Maneviyatı düşmanlığı değilde nedir,
?
Toplumda : Sosyal Yaşam ve Din Kuralları
ve Din Eğitimi ve Öğretimi :
Devlet
Okullarında birbirinden ayrılırsa, Soyutlanırsa, aşağıdaki sapıklıklar ortaya
çıkar,
Din
ve Sosyal Yaşam Kuralları olarak yerleşir,
Şayet,
Ayetlerdeki ve Allah Rasulunun Sözleri Hadislerdeki, Düşünceyi, Felsefeyi, Siz
anlamaya çalışmazsanız,
Tartışmazsanız,
Ayet ve Hadislerin Düşüncesini, Felsefesini, Tartışmasını,
Münafıklar,
Münafık Din Adamları Münafık Basın ve Medya yapar,
Düşüncesi
ve Felsefesi olmayan bir adam, Köyün altında bir yalan atar, üstüne çıkar
kendide inanır,
Onların,
Çirkef Düşünce, Felsefesinde ve Tartışmasında boğulur kalırsınız,
Fakat,
Tartışma yaparkende, Adam Gibi Tartışma yapacaksınız, başka şekilde değil !
Araştırma, Öğrenme ve Toplumun anlayacağı
biçimde anlatma yerine,
İslam
Dininin, İnsana ve Topluma ve Sosyal Hayata ve Sosyal yaşantıya hitap eden
doğru şekli yerine,
Pornofösör
Entel dantel İlahiyat Dekanlarının ve İslamcı yazarların,
Televizyonlara
çıkıp Safsatalar uydurması, tiksinti veren asliyeti olmayan Masallar ve
Hikayeler anlatması,
bu
safsatalarıda gerçekte varmış gibi anlatması,
Diyanet
İşleri Başkanlığının belirlediği Hutbe ve Vaazlar, Merkezi Sistem Vaazlar ve
Hutbeler, Konuşmalar,
Cuma
Vaazlarında Merkezi sistemle, Din Adamı sıfatında Uyuşturulmuş,
Cahilleştirilmiş Vaizlere,
Vaaz
ve Hutbelerde hikaye ve masal anlattırmak, Camilerdeki Din Görevlilerine, Namaz
kıldırma Memurlarına,
Cemaate
sadece Namaz komutları verdirmek, Toplumumuzda Cehaletin kaynağı olmuştur,
İspatı ;
İnsana ve Topluma, Sosyal Hayata, Sosyal
Yaşama neler getirdiğini bildiren Ayet ve Hadislerden,
Kuranı
Kerim Ayetlerinin ve İslam Dininin Peygamberi Hz Muhammedin sözleri olan
Hadislerden,
Bu
yazımda bulunan Ayet ve Hadislerden, Cuma Vaazlarında ve Hutbelerinde hiç
anlatıldımı ?
Anlattırmazlar, çünkü bu doğruların
öğrenilmesi, Şu anda Hakimiyeti elinde tutanların işine gelmez,
Toplumu
ve Milleti devamlı kargaşa ve Terör içinde bırakmak isterler, Kargaşa ve
Terörden çıkar sağlarlar,
Bu
Doğrular öğrenilirse, Kendi İdeolojilerinin İnsana, İnsanlığa ve Topluma ne kadar
zararlı olduğu ortaya çıkar,
İmam
Hatipler, Atatürk ve Cumhuriyet Düşmanı yetiştiriyor diyerek, Bunlar İrtica
yuvası diyerek,
Yalan
ve İftira atarak, Kendi pisliklerini örtmeye ve kapatmaya çalışırlar,
“
Dün dündür, Bugün bugündür “ Benim Memurum İşini Bilir, “ diyerek, Bu pislikler, Yolsuzluklar,
Vurgunculuklar
ve Atatürkün İfadesi ile, Milleti Fakru Zaruret içinde Harap ve Bitap
düşürmeler olarak
önünüze
gelmedimi ?
Laiklik ve Laik Eğitim ve Öğrenim ve
Cumhuriyet kazanımları kavramları adı altında,
Anayasal
Devlet Yetkisini, İdeolojik ve Partizan olarak kötüye kullanan,
İslam
Dinini : Sosyal Yaşamı ve İbadetleri olmayan, yok sayan bir İnanç Sistemi
olarak gösteren ve uygulayan,
İslam
Dininin Hiçbir İbadetini ve Sosyal Yaşamını karşısında görmek istemeyen, Çağ
dışı olarak niteleyen,
Din
Eğitim ve Öğrenimini kısıtlayan yasaklayan ve engelleyen, gerek Siyasilerin,
gerek Dinci gibi gözüken ve
Tamamıda
İslam Dinine saygısı özde değil lafta olan soysuz Demokratların ve
İdarecilerin
yetki diktatörlüğüne, bırakmıyormu ?
Ayet ve Hadislerden, Kendi Bilgisini,
Kariyerini, Kendi yönünü geliştirmesini, bırakın herkes kendisi yapsın,
Zira,
bir diğeri çıkıp, Laiklik taraflılığı adına, İrticai faaliyet ve Laiklik ve
Laik Eğitim ve Öğretim, Kavramları adı
altında,
İslam Dinine, Kuranı Kerim ve Ayetlerine, İslam Dininin Peygamberi
Hz.Muhammedin Hadislerine,
İslam
Dininin İbadetlerine, Ezan, Namaz, Oruç, Haç ve Türban İbadetlerine ve
Mukaddesata,
1400
yıl önceki karanlık, Kara kitap, Bu adamları belliycez, Yarasalar, Yobazlar,
Kökten Dinciler, Aşırı Dinciler,
Çağdışı
adamlar, Karanlık Kafalılar, İrticacılar, Takiyyeciler, Beyin yıkayıcılar, Bir
Metrelik bezin peşine
düşenler,
Tarikatcılar, Laiklik ve Rejim düşmanları diye, Çirkef bir Siyasetle, Milletin Manevi
değerlerine
hakaretlerle
saldıranlara, Sen İftira ve Hakaret ediyorsun diyemiyor,
ANAYASAMIZDA DİN EĞİTİMİ ve ÖĞRENİMİ HAKKI
NEDİR ?
Anayasamızın 1. maddesi : Türkiye
Devleti, bir Cumhuriyettir der,
Anayasamızın 2. maddesi :
Türkiye
Cumhuriyeti,Toplumun Huzuru, Milli dayanışma ve Adalet anlayışı içinde, İnsan
Haklarına Saygılı,
Atatürk
Milliyetciliğine ve Anayasanın başlangıçtaki Temel İlkelere dayanan,
Demokratik,
Laik ve Sosyal bir Hukuk Devletidir der,
Anayasamızın 12. maddesi :
Herkes
: Kişiliğine bağlı, DOKUNULAMAZ, DEVREDİLEMEZ ve VAZGEÇİLEMEZ
Temel
Hak ve Hürriyetlere sahiptir, Temel Hak ve Hürriyetler :
Kişinin
: Topluma, Ailesine ve Diğer Kişilere karşı Ödev ve Sorumluluklarınıda ihtiva
eder, der,
Anayasamızın 20. maddesi :
Herkes,
Özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir, der,
Anayasamızın 27. maddesi :
Herkes
: Bilim ve Sanatı, serbestce öğrenme ve öğretme, açıklama,
yayma
ve bu alanda her türlü araştırma yapma hakkına sahiptir, der,
Anayasamızın 26. maddesi :
Herkes
düşünce ve kanaatlerini, Söz, yazı, resim veya başka yollarla,
tek
başına veya toplu olarak açıklama veya yayma hakkına sahiptir der.
Anayasamızın 5. maddesi : DEVLETİN, AMAÇ
ve GÖREVLERİ :
TÜRK
MİLLETİNİN, Ülkesi ve Milleti ile Bütünlüğünü ve Bölünmezliğini,
Bağımsızlığını, Cumhuriyeti ve
Demokrasiyi
korumaya, Kişilerin ve Toplumun : Refah, Huzur ve Mutluluğunu sağlamaya
çalışmaktır,
Kişinin
: Temel Hak ve Hürriyetlerini, Sosyal Hukuk Devleti ve Adalet ilkeleri ile
bağdaşmayacak suretle
sınırlayan,
Siyasal, Sosyal ve Ekonomik engelleri kaldırmaya çalışmaktır,
İnsanın
: Maddi ve Manevi Varlığının gelişmesi için, gerekli şartları hazırlamaya
çalışmaktır, der,
Anayasamızın 10. maddesi :
Herkes
: Dil, Irk, Cinsiyet, Siyasi düşünce, Felsefi İnanç, Din, Mezhep ve benzeri
sebeplerle,
ayrım
gözetilmeksizin, Kanunlar ( Anayasa Hükümleri ) önünde eşittir,
Hiçbir
kişiye, Aileye, Zümreye veya Sınıfa, imtiyaz tanınamaz, Devlet Organları ve
İdare Makamları,
Bütün
işlerinde, Kanunlar önünde Eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek
Zorundadır, der,
Anayasamızın 70. maddesi :
Her
Türk : Kamu Hizmetine girme hakkına sahiptir, ( Kamu Hizmeti alma Hakkınada
Sahiptir )
Kamu
Hizmetine alınmada, ( Kamu Hizmeti Alırkende )
Görevin
gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemez, der,
Anayasamızın 19. maddesi :
Herkes
; Kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir,
Şekil
ve şartları kanunla gösterilen hallerin dışında, Kimse hürriyetinden yoksun
bırakılamaz der.
Anayasamızın 130. maddesi :
Üniversiteler
ile Öğretim Üyeleri ve yardımcıları, her türlü araştırma ve yayında
bulunabilirler,
Ancak
bu yetki, Devletin varlığını ve Milletin bölünmezliği aleyhinde faaliyette
bulunma serbestliği vermez, der,
Anayasamızın 15. maddesi :
Kişinin
; Maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne, yaşama hakkına DOKUNULAMAZ, Kimse ; Din, vicdan,
düşünce
ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz, bunlardan dolayı suçlanamaz, Suçluluğu
Mahkeme kararı ile
saptanıncaya
kadar kimse suçlu sayılamaz, Suç ve cezalar geçmişe yürütülemez, der.
Anayasamızın 17. maddesi :
Herkes,
Maddi ve Manevi Varlığını Koruma ve Geliştirme hakkına sahiptir,
Kimse,
İnsan Haysiyeti ile bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz, der,
Yani
: Türkiye Cumhuriyeti Devleti : Devleti
eline geçiren Zümrelerin,
İdeolojisine göre kısıtlamalar,
Yasaklamalar getiren Engizisyon Devleti değildir, der,
Anayasamızın 38. maddesi :
İdare
: Kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz,
der,
Anayasamızın 131. maddesi :
Yüksek
Öğretim Kurumlarının, Öğretimi planlamak, düzenlemek, yönetmek, denetlemek,
Yükseköğretim
Kurumlarındaki, Eğitim ve Öğretim ve Bilimsel faaliyetleri yönlendirmek,
Bu
Kurumların, Kanunda belirtilen amaç ve İlkeler doğrultusunda kurulmasını
geliştirilmesini,
Öğretim
elemanlarının yetiştirilmesi için planlama yapmak maksadı ile Yüksek Öğretim
Kurulu kurulur, der,
Anayasamızın 124. maddesi :
Başbakanlık,
Bakanlıklar ve Kamu Tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren,
Kanunların
ve Tüzüklerin uygulanmasını sağlamak şartıyla Yönetmelikler çıkarabilirler,
der,
Anayasamızın 11. maddesi :
Anayasa
hükümleri, Yasama, Yürütme ve Yargı organlarını, İdare makamlarını ve diğer
kurum, kuruluş ve
Kişileri
bağlayan TEMEL HUKUK KURALLARIDIR, Kanunlar, ( Mahkeme kararları, Kılık Kıyafet
yönetmeliği, )
ANAYASAYA
AYKIRI OLAMAZ, der,
Anayasamızın 42. maddesi :
Öğrenim
hakkının kapsamı kanunla tesbit edilir ve düzenlenir, Eğitim ve öğrenim, Atatürk İlkeleri ve
Inkılabları
doğrultusunda
çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında
yapılır,
Eğitim
ve Öğrenim kurumlarında, sadece eğitim, öğrenim, araştırma ve inceleme ile
ilgili faaliyetler yürütülür,
Kimse
Eğitim ve ve öğrenim hakkında yoksun bırakılamaz der.
Anayasamızın 14. maddesi :
Anayasanın
hiçbir hükmü, Anayasada yer alan hak ve hürriyetleri yok etmeye yönelik bir
faaliyette bulunma
hakkını
verir şeklinde yorumlanamaz, der,
Anayasada
yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ; Ülkesi ve Milletiyle
bölünmez bütünlüğünü bozmak,
Türk
Devletinin ve Cumhuriyetinin varlığını tehlikeye düşürmek, Temel Hak ve
hürriyetleri yok etmek,
Devletin
; bir kişi veya Zümre tarafından yönetilmesi, Sosyal bir sınıfın diğer sosyal
sınıflar üzerinde
egemenliğini
sağlamak, Dil, Irk, Din ve Mezhep ayrımı yaratmak, ve sair herhangi bir yoldan
kavram ve
görüşlere
dayanan bir devlet düzenini kurmak amacıyla kullanılamazlar der.
Anayasamızın 24. maddesi :
Herkes
: Vicdan, Dini İnanç ( İbadet ) ve Kanaat Hürriyetine Sahiptir,
Kimse,
İbadete, Dini Ayin ve Törenlere katılmaya, Dini İnanç ve Kanaatlerini
açıklamaya zorlanamaz,
Kimse,
Dini İnanç ve Kanaatlerinden ( İbadetlerinden ) dolayı kınanamaz ve Suçlanamaz,
der.
14,
madde Hükümlerine aykırı olmamak şartıyle, İbadet, Dini Ayin ve Törenler
Serbesttir, der,
Kimse : Her Ne Suretle olursa olsun, Din veya
Din Duygularını,
Dince
Kutsal sayılan şeyleri İstismar edemez ve kötüye kullanamaz der,
Kimse,
Devletin : Sosyal, Ekonomik, Siyasi veya Hukuki düzenini, Kısmende olsa,
Din
Kurallarına dayandırma veya Siyasi ve Kişisel Nufuz sağlama amacıyla
kullanamaz,
Din ve Ahlak Eğitim ve Öğretimi : Devletin
gözetimi ve denetimi altında yapılır,
Din
ve Ahlak Eğitim ve Öğretimi : İlk ve Orta Öğretim kurumlarında okutulan Zorunlu
dersler arasında yer alır,
Bunun
dışındaki Din Eğitimi ve Öğretimi, ( Diğer Dinler Eğitimi ve Öğretimi ) ancak
Kişilerin kendi isteğine,
Küçüklerin
Kanuni Temsilcilerinin talebine bağlıdır, der,
Dini İbadetlerden hiçbiri Anayasamızın 14.
maddesine muhalif veya aykırı değildir olamaz,
Dini
İnanç ve Kanaatlerin açıklanmaya zorlanamayacağı,
Kanaatlerinden,
İbadetlerinden dolayı kınanamayacağı, Suçlanamayacağı gibi,
Dini
İnanç, Kanaatler, İbadetler açıklanmak zorunda kalındığında da,
Herhangibir
Yasaklama ve Cezai Müeyyide uygulanamaz,
Anayasamızın
14 cü maddesine aykırı olmadığı halde, Bir Yasaklama ve Cezai Müeyyide
uygulanırsa,
Bunun
adı hangi Anayasa ve Hukuk olur ?
Anayasamızın 153. maddesi :
Anayasa
Mahkemesi, ( ve YÜKSEK MAHKEMELER ) bir Kanun veya Kanun hükmünde kararnamenin
tamamını
veya bir bölümünü veya bir hükmünü iptal ederken,
Kanun
koyucu gibi bir haraketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis
edemez, der,
Anayasamızın 13. Maddesi :
Temel
Hak ve Hürriyetlerle ilgili, Genel, Özel sınırlamalar,
Demokratik
toplum düzeninin gereklerine aykırı olamaz ve ön görüldükleri amaç dışında
kullanılamaz,
Temel
Hak ve Hürriyetler : Devletin, Ülkesi ve Milletiyle bölünmez bütünlüğünün,
Milli Egemenliğin,
Cumhuriyetin,
Milli güvenliğin, Kamu düzeninin, Genel asayişin, Kamu yararının,
Genel
ahlakın ve genel sağlığın korunması amacı ile ve ayrıca Anayasanın ilgili
maddelerinde öngörülen
özel
sebeplerle, Anayasanın Sözüne ve ruhuna uygun olarak ( ANCAK VE ANCAK ) Kanunla
sınırlanabilir,
(
MAHKEME KARARLARI İLE DEĞİL ) der.
Anayasamız Bu Maddeleri, Acaba Şu anda
Kimlere der ?
Anayasamızın 24. maddesi ne göre Din
Eğitimi ve Öğretimi Temel ve zorunlu dersler arasında yer alır,
Temel, Din Eğitimi ve Öğretimi, Devletin
Eğitim ve Öğrenim kurumlarında,
Toplumumuzun,
Milletimizin her ferdine verilmek zorundadır.
Ancak bu şekil Eğitim ve Öğretim ile,
Toplumsal cepheleşme, Toplumsal huzursuzluk, Toplumsal tahrikler,
Toplumsal
çatışma ve hoşgörüsüzlük Dinci ve Dinci olmayan her türlü simsarlık ve istismar
ortadan kalkar,
İdeolojiler
ile şartlanmış Eğitim ve Öğretimle yada başka yollarla değil,
Din Eğitimi ve Öğretimi, Tam ve Doğru şekilde,
Devletimizin Eğitim ve Öğretim kurumlarında verilmelidir ki,
başka
yerlere gidilip : “ Türkiye Devleti Darul Harptir, İslam Ülkesi değildir “
diyerek
Terörist
olarak geri gelmesin, Sizde : İslam Dininin gerçekleri ile, Terörü ayırt edin,
İslamcı Terör gibi iftiralarla
Milleti
aldatmaya kalkmayın, Temel Din Eğitimi ve Öğretimi içeriği, Mahkeme Kararları
ile, Anayasaya aykırı
olarak
gösterilir, Temel Eğitim ve Öğretimden ayrılır, kısıtlanır, kaldırılır, Diğer
Temel Derslerle alakasız hale
getirilir
veya yok sayılırsa, Başkaları devreye girer, Başka yerlerden öğrenilen yanlış
Dini bilgilerle
Terörist
olarak gelir, Din Eğitim ve Öğretimini Devletin Eğitim ve Öğretim Kurumlarında
Tam ve Doğru olarak
verinki,
Dışarıdan öğrenilen Yanlış bilgilerle Terörist olarak gelinmesin
Hizbul Vahşi Terörü, Hizbul Tahrir Terörü,
Elkaide Terörü, nasıl oluyorda kendi kendine çıkıyor ve
hiç
bir İz bırakmadan tekrar kayboluyor, Hizbul Vahşi Terörünü, Hizbul Tahrir
Terörünü, Elkaide Terörünü
besleyip
büyütenler, İslam Dinini Sosyal yaşantısı ile Maneviyatını yaşamaya çalışan
İnsanlarmıdır,
Bu
Teröristlerin arkasından gelip, Çeşitli kavram kargaşaları ile Milletimizi
kamplara bölenler kimlerdir ?
Yoksa
Sizinde ve Herkesinde bildiği gibi, Kendini Dünyanın Jandarmalığına çıkarmış
olan
Amerika
ve İngiliz Siyaseti Terörümüdür ?
ŞERİAT, SADECE DİNİ İBADETLER İÇİN DEĞİL, İNSAN
TOPLULUKLARI İÇİN
YÖNETİM, SOSYAL HUKUK ve SOSYAL ADALET SİSTEMİDİR,
Kuranı Kerim Ayetleri ve İslam Dininin
Peygamberi Hz. Ahmet, Mahmud, Muhammed, Mustafanın Sözleri,
Hadisleri,
Sünnetleri Şeriat Kanunudur, Yazımın
Başından Sonuna Kadar olan, Bu Ayet ve Hadisler
ŞERİATI
TANIMLAMAKTADIR, Yukarıdaki Ayet ve
Hadisler, Şeriatın Eğitim ve Öğretim Kanunudur,
Temel Hak ve Hürriyet, Sosyal Hukuk ve
Sosyal Adalet içeren,
Toplum
Vicdanını Rahatlatıcı olan Bütün Kanunlar : ŞERİAT YASASIDIR,
Hak,
Adalet ve Sosyal Hukuk üzere olan Tüm Yasa ve Kanunlar, Şeriat Yasası ve
Kanunudur,
Temel
Hak ve Hürriyet, Sosyal Hukuk ve Sosyal Adalet içermeyen Yasalar zaten Yasa
değildir,
Hiç bir İnsan olamazki, Şayet İslam
Dininin, Şeriatın Kendisine verdiği hükümleri,
Kendi
Nefsinde tatbik ederek yaşasında, Mahkemeye bir davası düşsün !!!,
Her İnsan İstesede istemesede, Anlasada,
Anlamak istemesede, kabul etsede, kabul etmesede,
ancak
ve ancak Şeriat Kanunları Hükmünde yaşar,
İnsanın
Dünyaya gelişinden, gidişine kadar Her şey Şeriat Kanununa Tabidir,
Bağıl Nem Oranı, Allahın Yarattığı, Şer i
Kanunuyla oturttuğu, Fizik Biliminin ancak 20 Yüzyılda keşfettiği,
Bağıl
Nem Oranının, fazlası olan Su Buharının, Yağmur olarak Yeryüzüne yağması,
Şeriat Kanunudur,
Baharda Yaprak açan ve Canlı Kalarak
Sonbaharda yaprağını döken ve Sonraki Baharda yeniden
Yaprak
açan Ağacın, bu çizelgesi Şeriat Kanunudur,
Siz, Keyfiyetinize göre, İstediğiniz
zaman, İstediğiniz yere, İstediğiniz kadar,
Yağmur
yağdırabilme Kanunu yapabilirmisiniz ? Ağaca Kışın Yaprak açtırması ve Canlı
kalarak
Yazın
Yaprağını dökmesi, Sonra Kışın yeniden Yaprak açması Kanununu yapabilirmisiniz
?
Akıl, Mantık, Bilim, Demokratiklik,
Laiklik, Sosyal Adalet ve Hukuk Sistemine ve İlkelerine,
Çağdaşlığa,
İlericiliğe aykırı bir tek Ayet yada Hadis yoktur,
Şu
Ayet yada hadis Akla ve Mantığa aykırı diyorsanız, O Konuda sizin Aklınız yada
Mantığınız tıkalıdır,
O
konuda Aklınızı ve Mantığınızı açmanız lazım, İşine gelmeyen, İşine gelmeyen
şeyi anlamak istemez,
anlamaz
İşinize gelmeyen, Ayet ve Hadislere, Akla ve Mantığa Aykırı demek,
bunu
Söyleyenlerin ve Tastik edenlerin Sapıklığı ve Sapıtmışlığıdır.
Kendini
Akıllı ve Aydın zannedenler ! Bazı şeyleri anlamanız için Size, “ Kıral Çıplak
“ diyen bir Çocukmu lazım ?
Ben Müslümanım, fakat Şeriata karşıyım,
demek, Şeriata karşı olmak, Şeriatı kendi hayatından dışlamak,
Akıl,
Mantık, Bilim, Demokratiklik, Laiklik, Sosyal Adalet ve Hukuk Sistemine ve
İlkelerine karşıyım demektir,
Müslüman olduğunu söyleyen ve kendincede
İbadetlerini yerine getirmeye çalışan O İnsan,
Yaptığı
İbadetlerin Şeklini ve Zamanını belirten Kanunun, Hangi Kanun olduğunu
zannediyor ?
“
Ben Müslümanım, Fakat Şeriata karşıyım “ ifadesinden, daha Ahmakca bir ifade
bulabilirmisiniz ?
Her İnsanın bu andan itibaren kendi
kendine sorması ve cevaplandırması gereken bir soru ?
“
Ben Ne istiyorum ? Şeriat, Bana Ne veriyor ? Benden bir Şeyler alıyor veya
Mahrum bırakıyormu ?
ŞERİAT, SADECE DİNİ İBADETLER İÇİN DEĞİL,
İNSAN TOPLULUKLARI İÇİN YÖNETİM, SOSYAL HUKUK ve
SOSYAL ADALET SİSTEMİDİR,
1983 İstanbul Eyüp İmam Hatip Lisesi Mezunu
1987 Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi Mezunu
İslam Mektebi Öğrencisi
S.M.Müşavir a.k
Eleştirinizi ve Müzakerenizi Site İletişim Butonundan
Mail yazın,
GAZİANTEP / TURKEY